08-02-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Büyük Velî Azîz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri
Azîz Mahmûd Hüdâyî hazretleri, Anadolu’da yetişen büyük velîlerdendir 1541 (H 948) yılında Şereflikoçhisar’da doğdu Bursa’da Muhammed Üftâde hazretlerinden feyz aldı 1628 (H 1038)’de vefât etti Kabri, İstanbul Üsküdar’da kendi dergâhı yanındaki türbesindedir  
PADİŞAHLAR TALEBESİ İDİ
Sultan Üçüncü Murâd Han, Hüdâyî hazretlerine büyük muhabbet besler ve yapacağı işlerde onun ile istişâre yapardı Onun yerine geçen Üçüncü Mehmed Han ve ondan sonra tahta çıkan Birinci Ahmed Han da Hüdâyî hazretlerine büyük bir saygı ile bağlı idiler  
Sultan Ahmed Han, bir gün Hüdâyî hazretlerine bir hediye göndermiş, o da bunu kabûl etmeyerek iâde etmişti Pâdişâh bu sefer aynı hediyeyi Şeyh Abdülmecîd Sivâsî’ye gönderdi Onun kabûl etmesi üzerine bir gün pâdişâh kendisine; “Bu hediyeyi Hüdâyî’ye gönderdiğim halde kabûl buyurmadılar” dedi Abdülmecîd Sivâsî de; “Pâdişâhım, Hüdâyî bir ankâdır ki, lâşeye tenezzül etmez” cevâbını verdi  
Pâdişâh birkaç gün sonra Hüdâyî hazretlerinin sohbetine gidince; “Geri gönderdiğiniz hediyeyi Abdülmecîd Efendi kabûl etti” dedi Bu söz üzerine Hüdâyî hazretleri de; “Sultanım! Şeyh Abdülmecîd bir deryâdır Ona bir katre necâset düşmekle pislenmiş olmaz” diyerek zârifâne bir cevap verdi  
“BU VEBÂ SALGINI DURSUN!”
Azîz Mahmûd Hüdâyî hazretleri zamânında İstanbul’da vebâ salgını olmuştu Öyle ki, her gün yüzlerce insan vebâdan ölüyordu Her evi üzüntüye boğan bu âfet karşısında halk toplanıp Hüdâyî hazretlerinden dua istemeye gittiler Fakat o mübarek; “Bu gibi husûslara karışmak bize uygun değildir” buyurdu Halk duâ etmesi için ısrar dince, bu ısrârlara dayanamayan Hüdâyî hazretleri; “Karacaahmed Mezarlığına gidiniz Bir servi ağacının altında, sâdece hasırı bulunan bir yaşlı kimse oturur İsmine Hasırpûş Dede derler Onu bulunuz ve derdinizi anlatınız Şayet reddederse, bizim gönderdiğimizi söyleyiniz” dedi 
Herkes sevinç içinde mezarlığa gitti Hasırpûş Dede’yi bulup durumu anlattılar Hasırpûş Dede önce kabûl etmedi Hüdâyî hazretlerinin gönderdiğini öğrenince derhâl ayağa kalkarak ellerini açtı ve duâ etti Gelenlere dönerek; “Bugün bir kimsenin daha cenâze namazı kılınsın da, sonra vebâ salgını dursun” dedi Biraz sonra da vefat etti O günden sonra vebâ salgınından ölen olmadı  

|
|
|