08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Fethullah-İ Verkânisî
FETHULLAH-I VERKÂNİSÎ
On dokuzuncu yüzyılda Anadolu'da yetişen evliyâdan İsmi, Fethullah'tır Verkânisî diye de meşhur olmuştur Babası Şeyh Mûsâ el-Mardinî'dir Siirt'in Minar nâhiyesine bağlı Verkanis köyünde doğdu Doğum târihi bilinmemektedir 1899 (H 1317) senesinde Bitlis'te vefât etti Kabri Bitlis vilâyet merkezindeki türbesindedir
Fethullah-ı Verkânisî, medreseye giderek zamânın usûlüne göre ilim tahsîl etti İlimde yükseldikten sonra "Seydâ" ve "Üstâd-ı âzâm" isimleriyle meşhur olan, Nakşibendiyye yolu büyüklerinden, büyük velî Abdurrahmân Tâhî (Tâgî) hazretlerinin sohbetlerine devâm etti Ona talebe olup ilim meclislerinden ve sohbetlerinden istifâde etti Uzun seneler hizmetinde bulunup tasavvuf yolunda ilerledi
Kardeşi Şehmuz ise, Fethullah-ı Verkânisî'nin aksine dünyâya yöneldi O da dünyâ yönünden ilerledi O kadar zengin oldu ki, birçok şehirlerde onun mağazasını bulmak mümkündü Fakat zengin olmasına rağmen kıtlık yıllarında açlık ve sefillik içinde öldü Hattâ kefen alacak para bulamadıkları için yorganının yüzünü söküp ona kefen yaptılar Bugün için ismi kayboldu Hiç kimse Şehmuz diye birisinin yaşamış olup olmadığını bilmemektedir
KardeşiŞehmuz'un vefâsız olan dünyâya bel bağladığından âkıbeti perişan olurken; Fethullah-ı Verkânisî ise rıza-i ilâhiyi aradı ve Allahü teâlâ ona maddî ve mânevî nîmetler ihsân etti Evliyâlık yolunda ilerleyip Nakşibendiyye yolu ileri gelenleri arasında yer aldı
İlimde ve tasavvufta yüksek derecelere ulaşması sebebiyle hocası Abdurrahmân Tâhî hazretleri ona talebe yetiştirmek ve insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlatmak husûsunda icâzet, diploma verdi Abdurrahmân Tâhî, oğlu Muhammed Ziyâüddîn Nurşînî'yi yetiştirmek üzere ona teslim ettiği gibi ayrıca, kızı Tayyibe Hâtunla da evlendirdi
Hocasının izni ve emri üzerine insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlatmak üzere köy köy dolaşan Fethullah-ı Verkânisî bir taraftan da talebe yetiştiriyordu Hattâ kışın karda kızağına binip köylere irşâd için giderken Muhammed Ziyâüddîn-i Nurşînî'ye kendi kızağını çekmesini emretti Onun hocasının oğluna böyle muâmele etmesine, Abdurrahmân Tâhî'nin diğer talebeleri îtirâz ettiler "MuhammedZiyâüddîn, şeyhinin oğludur, onun için hâtırını hoş tutması, onu incitmemesi, ona hürmet etmesi lâzım olduğu halde, nasıl olur da o kızağa binip keyif sürerken şeyhinin oğlu zahmet ve meşakkatla kızağını çekiyor " dediler Onların bu îtirâzlarına Fethullah-ı Verkânisî; "Üstâdım Seydâ (Abdurrahmân Tâhî) oğlunu bana teslim etti ve ben de böyle hareket etmeyi uygun görüyorum Yok eğer size teslim etmişse bildiğiniz gibi hareket etmekte serbestsiniz " şeklinde cevap verdi
Şeyh Fethullah-ı Verkânisî, Şeyhinin oğluna hürmet etmesi, önünden kalkıp arkası sıra gitmesi gerektiğini biliyordu Fakat hocasının oğlunun kendisine hizmet edip mânevî derece kazanması için böyle yapıyordu
İlim ve fazîlette yüksek derece sâhibi bir velî olan Fethullah-ı Verkânisî, hocasının oğlundan başka pekçok talebe de yetiştirdi Bitlis vilâyetine bağlı Mutki ilçesinin Ûhin (Yukarıkoyunlu) köyünde bulunan kendi oğlu Alâüddîn-i Uhinî de en önde gelen talebelerinden ve halîfelerindendir
Fethullah-ı Verkânisî'nin hocası Abdurrahmân Tâgî, vefât ederken onu yerine halîfe tâyin etti Abdurrahmân Tâgî vefât edeceği zaman oğlu Muhammed Ziyâüddîn'in üzüntülü ve ağlamakta olduğunu görüp sebebini sordu Oğlu Muhammed Ziyâüddîn-i Nurşînî; "Efendim! İnsanın babası büyük tüccar olur da onun mîrâsından istifâde edemezse ondan daha acı şey olur mu, diye üzülüp ağlıyorum " diye cevap verdi Abdurrahmân Tâgî hazretleri; "Doğru söylüyorsun ama, ben seni başkalarının oğlundan ayırt etmedim Başkasının oğlu yanımda nasıl idiyse, sen de aynı durumdaydın Aranızda fark gözetip sana özel muâmele yapmadım Diğerlerinden ayırmadım Fakat Şeyh Fethullah seni başkalarından ayıracak " buyurdu
Şeyh Fethullah-ı Verkânisî hocasının bu işâretini emir kabûl edip, Muhammed Ziyâüddîn Nurşînî'ye özel îtinâ gösterdi Onu; evliyâlık yolunda yükseltip, bir-iki sene içinde irşâd ile yâni insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlatıp, onların dünyâ ve âhirette saâdete, kurtuluşa ermeleri için çalışmakla vazîfelendirdi Onu huzûruna çağırıp; "Artık sen yetiştin Buyur babanın makâmına geç ve irşâda başla " diyerek irşâd makâmına oturttu Hocasının sağlığında ve vefâtından sonra yirmi dört sene insanlara İslâmiyeti anlatan Muhammed Ziyâüddîn-i Nurşînî, Birinci Cihân Savaşı sırasında talebeleriyle ve sevenleriyle birlikte Rus veErmenilerle savaştı Kardeşi MuhammedSaîd, Muhammed Eşref ve birçok talebeleri şehîd oldular Kendisi de bir merminin isâbeti sonunda bir kolunu kaybetti Din, vatan ve milletine yaptığı hizmetleriyle zamânının âlimleri ve devlet adamlarının sevgilerine kavuştu Tasavvuf yolunda babasına ve hocası Fethullah-ı Verkânisî'ye lâyık bir zât oldu
Şeyh Fethullah-ı Verkânisî talebelerine ve sevenlerine bir sohbeti sırasında; "Akıllı kimsenin, mümkün olduğu kadar, dünyâdan yüz çevirmesi lâzımdır " buyurdu
Fethullah-ı Verkânisî hazretleri uzun bir ömür sürdü Ömrünün sonlarına doğru Bitlis'e gelip yerleşti Vefât edeceğini haber verdi
Fethullah-ı Verkânisî'nin talebelerinden biri rüyâsında Îsâ aleyhisselâmı gördü Rüyâsında Îsâ aleyhisselâm vefât etmişti Kefenledikten sonra mescidin kapısının yanında defn için hazırlanıyorlardı İnsanlardan büyük bir kalabalık toplanmıştı O kalabalıktan bir kimse Îsâ aleyhisselamın cenâzesinde bulunmak üzere Şeyh Fethullah-ı Verkânisî'yi çağırıyordu Fethullah-ı Verkânisî gelip Îsâ aleyhisselâmın cenâzesinde bulundu Onu defnettiler Rüyâyı gören kimse bu rüyâsını Fethullah-ı Verkânisî'ye haber verdi Fethullah-ı Verkânisî bu asırda bulunan büyük bir velînin vefât edeceği şeklinde bu rüyâyı tâbir etti Rüyâyı anlatan talebe, Fethullah-ı Verkânisî'nin kendisinin vefât edeceğini haber verdiğini anladı Bir müddet geçtikten sonra Fethullah-ı Verkânisî vefât etti
Fethullah-ı Verkânisî kendisi için bir ev yaptırıyordu O, kendisini işâret ederek; "Filan kimse bu evin içinde oturmaz " buyurdu Evin inşâatı bitti, fakat Fethullah-ı Verkânisî evde oturmadan vefât etti
|
|
|