08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Önce İstemediler Ama...
Behaeddin Zekeriyya “rahime-hullahü teâlâ”, henüz çocukken, kalbi ilim öğrenmek aşkıyla yanıyordu
Şihabüddin-i Sühreverdi hazretlerinden çok istifade etti ve bu veliden aldığı feyizleri saçtı insanların kalbine
Hocası, insanları irşad için Mültan’a gönderdi Onu
Ancak oranın halkı istemediler “Burada, çok âlim var Onun için sana ihtiyaç yoktur” mânâsını ifade etmek üzere, içi tam dolu bir kâse süt gönderdiler kendisine
Bundaki gizli mânâ ve ince nükteyi anladı ve kâsenin üzerine bir gül koyup iade etti
Yani; “Biz de o âlimlerin gül’ü olarak buraya geldik” demek istedi
Onlar bunu görünce;
- Bu, alelade bir âlim değil, dediler
Ve Mültan’daki âlimlerin hepsi, Onu büyük bilip talebesi oldular seve seve
CENNET GİBİ OLDU HER YER
Bu zat, orada hem İslâmiyeti yaydı hem de halkın refahı için çalıştı
Şöyle ki;
Sulama kanalları ve kuyular açtırıp, tarlaları sulattı tamamen
Öyle ki, kurak yer kalmadı
Cennet gibi oldu o susuz yerler
Kendi de çok zengindi
Ama kalbinde zerre kadar dünya sevgisi yoktu Bütün servetini, İslâmı yaymak için dağıttı
Talebesinin bir ihtiyacı olsa, şahsi malından karşılardı
Mültan’da, kıtlık olmuştu bir sene
Vali yardım istedi bu zattan
O kadar tahıl ve para verdi ki, kıtlıktan kimse zarar görmedi o havalide
Talebesine lezzetli yemekler hazırlatır, kendi de hazır bulunurdu sofrada
Yemek esnasında sohbet eder, neş’eli yemek yer, lokma ikram ederdi onlara
Bundan, talebeleri çok hoşlanır ve daha bir ihlasla severlerdi kendisini
Menkıbeler
Abdüllatif Uyan
|
|
|