Prof. Dr. Sinsi
|
Şems Hazretlerinin Konya’Dan Gönlü Kırılarak Şam’A
14 Mart 1246 - 21 Sevval 643 - Şems hazretlerinin Konya’dan gönlü kırılarak Şam’a gitmesi
Şemsi Tebrizi Hz leri fesat ve dar karınlı kimselerin yaptığı dedikodu ve attıkları iftiralara daha fazla dayanamayıp, gelişinin dördüncü yılında (1248) Konya’yı terk etmek mecburiyetinde kalmış ve Şam’a giderek onsekiz ay gibi uzun bir süre orada ikamet etmiştir
Hz Şems Şam da kaldığı sırada, haftada bir hücresinden çıkar, başcı (kuzu başı pişirip satan) dükkanına gider, biraz para verir, baş suyundan alıp içerdi Bir yılı hep böyle geçirdi Nihayet başcı O'nun bu riyazet ehlinden olduğunu ve O'nun bu zahmete, kendi arzusu ile katlandığını anladı Bir gün Şems'e güzel bir tirit yapıp önüne koydu Şems Hazretleri, durumunun başcıya malum olduğunu anlıyarak, hemen kaseyi bırakıp dışarı çıktı
Bir gün yolda giderken, birden bire karşısına maiyetiyle birlikte süvari, at üzerinde bir emir çıktı Birbirlerine bakınca emir attan indi, tevazu ile boynunu eğerek bir müddet durup göz yaşı döktü ve sonra yoluna devam etti
Şems-i Tebrizi, içinden:
Kullarını nimetlerle cezalandıran ve has kullarına intikamını tahsis eden Allah'ı tenzih ederim, dedi
Hal sahipleri, Şems'den bu durumu sordular
Şems-i Tebrizi
Bu fakir mizaçlı emir, Allah'ın velileri zümresindendir O bu elbise içinde şüpheli, anlaşılmaz bir şekilde bürünmüş ve zenginlik örtüleriyle gizlenmiştir Bana hal dili ile, Halkın işlerini idare etmek için giydiğim elbise ile, Allah yolundaki ibadet ve süluku birleştiremiyorum Yüce Allah'dan tamamıyle fakirlik elbisesini giymem ve her şeyden elimi eteğimi çekip, Rahman'ın hizmetiyle meşgul olmam için, dilekte bulun diye yalvardı
Ben Rabbimden niyazda bulununca, O emirin, emirlik elbisesi içinde kulluk etmesinin gerektiğine, çünkü din ve dünya bayındırlığı işinin, onda olduğuna ve orada nefis meşakkat ve riyazetinin daha fazla bulunduğuna dair işaret geldi O, bu hali müşahede edince, ağlayarak hareket etti ve vücudunu devlet idaresi ve kadılık meşakkatini ve halkın zahmetlerini çekmeye hasredip bu emre boyun eğdi, demiştir
Şemsi Tebrizi Hz Şam’da da irşad görevine devam ediyor, meşayıhı kiram hazeratıyla sohbetler ediyorlardı
Şems Hz 'nin Yokluğun da Mevlana'nın Hasreti
Mevlana Hz leri Şems Hz nin ayrılışından sonra sabır ve tahammül eder bir hali kalmamış, gün geçtikce Şems Hz nin ayrılık hasreti aşk ve muhabbeti bağrını delip bir yerde karar edemez hale gelmişti Şems Hz nin hasretinden her yerde Şems  Şems  diyerek şu gazelleri göz yaşları ile söylemeye başlamıştır  
Ey Münadi, nerede bir topluluk görürsen bağır,
Ey Müslümanlar, hiç kaçmış bir kul gördünüz mü?
O'ndan bir nişane bildirene,
O'ndan bir nükte söyleyene,
Müjde olarak canımı vereceğim  
Gel gel ki, ayrılığınla ne akıl kaldı bende ne din
Şu yoksul gönülden karar'da gitti sabır da  
Yüzümün sararmasını, gönlümün derdini, can evimdeki yanışı sorma
Çünkü anlatmaya sığacak şey değil bunlar, gel de gözünle gör  
Senin sıcaklığınla pişmiş bir somun gibi al, aldı yüzüm
Şimdi bayat ekmek gibi ufalanmış, yerlere saçılmışım  
Gel de yollardaki topraklardan topla beni  
Ayna gibi yüzünden hayaller toplardım,
Şimdi ise, bak da gör yüzümü nasıl sapsarı, nasıl bumburuşuk  
Aşk padişahı, her zaman binlerce saltanat, binlerce ülke bağışlamada
Fakat, Cemalinden başka bir dileğim yok
O'ndan  yüzünden başka bir şey istemiyorum
Sevgisinin kemeri, aşkının külahı iki alemde de yeter bana
Külahım düşerse ne çıkar, kemerin olmasa ne gam
Sevgilisi, bir seher çağı hasta gönlümü öyle bir yere götürdü ki  
Geceden de geçtim gündüzden de, seherden de yok bir haberim artık
Aşk delidir amma, biz delinin de delisiyiz
Nefis kötülükler emreder amma, biz onu çoktan buyruğumuz altına almışız
Ey Tebrizli Şems bu seferden dön gel Allah aşkına
Biz bir tek aşka, senin aşkına tutulmuşuz  
O aşkla oyalanmadayız
Aşk geldi adeta damarlarımda derimde kan kesildi  
Beni kendimden aldı, sevgiliyle doldurdu
Bedenimin bütün zerrelerini sevgili kapladı
Benden kalan bir ad, ondan ötesi hep O  
Mevlana Hz leri, bu yüce dostun ayrılığından sonra derin bir ızdıraba gömülür Şems Hz nin hasreti ile gazeller söyleyip yanarak aylarca göz yaşı dökmüş herkesten haber sormuş, O’nun göz yaşlarından etrafında ki herkez de perişan olmuşdu Eğer Şems Hz nin nereye gittiği bilinse idi onu getirmek mümkün olacaktı Ancak nerede olduğu bilinmiyordu
Keşif ve keramet ehli Mevlana Hz leri Rabıtasında Şems Hz lerinin Şam'daki Emeviyye Camiinin karşısındaki handa ikamet ettiğini (manen) görür Oğlu Sultan Veledi çağırarak;
Evladım, Üstadım Şems-i Tebriz-i Şam'dadır Sen gittiğinde seni yanıltmak için zamanın kutbu Hüseyin Efendi ile satranç, dama oynayacak sakın aldanma Zamanın kutbunun üzerinde Frenk elbisesi boynunda istavroz beline zinnur kuşanmış halde göreceksin aldanma şaşırma Üstadım Şems-i Tebriziye arz ve tam bir lütufla gelmesi için ısrar edeceksin, buyurmuştur
@-;-;-/
Allah'ım, gücendirenlerden eyleme Âmin Âmen
Allah'ım, kendine dürüst olmayanların ithamlarını gören sensin, o ithamcılardan eyleme  
Selam olsun; Sevgili Şems-i Tebrizi'ye; selam olsun O aşk'a gark olmuş Rumî Mevlânâ'ya  
|