08-02-2012
|
#4
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Ubeydullah-İ Ahrar Hazretleri,
Ubeydullah-i Ahrâr hazretleri
Türkistan’ın büyük velîlerinden ve “Silsile-i aliyye”nin on sekizincisidir 1403 (H 806) senesinde Taşkent’te doğdu 1490 (H 895) senesinde Semerkant’ta vefât etti Kıymetli nasihatleri vardır Buyurdu ki: “BÜTÜN BU SÖZLERİN ÖZÜ! ”
“Şeyh Ebû Saîd Ebü’l-Hayr, tasavvufu şöyle târif etmiştir: Şimdiye kadar evliyâdan yedi yüz zât tasavvufun târifi husûsunda çeşitli sözler söylemişlerdir Bütün bu sözlerin özü şu noktada toplanır: Tasavvuf; vakti, en değerli olan şeye sarf etmektir ”
“İnsanın kıymeti; idrâkinin, zekâsının, bu yolun büyüklerinin hakikatlerini anladığı kadardır ”
Reşehât kitabının müellifi şöyle anlatmıştır:
Ubeydullah-i Ahrâr hazretlerine bir gün rüyâsında şöyle denildi: “İslâmiyet, senin hizmetinle, mededinle kuvvet bulacak ” Bunun üzerine “Bu iş, sultanları ve emirleri vâsıta etmeden yerine gelmez” diyerek, zamanın sultânı ile görüşmek üzere Semerkand’a gitti Bu yolculuğunda Mevlânâ Nâsırıddîn Etrârî de yanında bulunuyordu O, şöyle anlattı:
“O zaman Semerkand’da Mirzâ Abdullah sultan idi Semerkand’a vardığımız zaman, Mirzâ Abdullah’ın beylerinden biri, Hâce Ubeydullah hazretlerini karşıladı Ona dedi ki:
-Bizim buralara kadar gelmekten maksadımız, sizin Mirzâ’nız ile görüşmektir
Karşılamaya gelen bey, edebsizce şöyle cevap verdi:
-Bizim Mirzâ’mız, pervasız bir gençtir Onunla görüşmek kolayca kabûl edilir bir iş değildir Hem dervişlerin bu sultanla görüşmekte ne maksadları olabilir? 
Bu sözler, o edebsizin son sözleri oldu Ubeydullah-i Ahrâr hazretleri bu sözden gadaba gelip buyurdu ki:
-Bize Sultan ile görüşmek emredilmiştir Ben buraya kendi kendime gelmedim Sizin Mirzâ’nız eğer pervasız ise, onu değiştirip yerine pervâlı olan birini getirirler! 
MÜLKÜNE EL KOYDULAR! 
Bunun üzerine karşılamaya gelen o bey ayrılıp gitti O gidince Ubeydullah-i Ahrâr hazretleri onun ismini mürekkeple duvara yazdı Sonra parmağını ağzında ıslatarak sildi
-Bizim işimiz, o Sultandan ve onun kumandanlarından beklenemez, gidelim! dedi
O gün Taşkend’e döndüler Kısa bir zaman sonra, o karşılayan ve edebsizlik eden bey vefât etti Bir ay sonra da, Türkistan’da Mirzâ Ebû Sa’îd zuhur etti ve Mirzâ Abdullah’ı öldürüp, mülküne el koydu Yerine sultan oldu 
|
|
|