08-02-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Nezahat Onbaşı (İlk İstiklâl Madalyası Bir Çocuğun
ATATÜRK'TEN İLTİFAT
Küçük Nezahet'in birbirinden ilginç anıları da var tabii ki Padişah yanlısı Kuvvay-ı İnzibatiye askerleri Albay Hafız Halit'in sorumlu olduğu alayın Anadolu'daki Milli Mücadele Orduları'na katılmasını (1919) istemez İşte küçük Nezahet o çatışmalarda bir askerin yanı başında şehit oluşuna şahit olur Yüreğini sarsan bu anıyı çocuklarına sık sık anlatır
İlk asker elbisesini 1920'de giyer Erlerin kullanılmayan kıyafetlerinden minik kıza bir haki elbise dikilir Çerkes Ethem ile cephede karşılaşır Asker elbiseli bu küçük kızı merak eden Çerkes Ethem, niye bu kıyafetleri giydiğini sorar Nezahet'in cevabı, "Ben askerim " olur Askerin silahı olmazsa asker olmaz, diyen Çerkes Ethem çatışmalarda ele geçen bir Yunan filintasını ona silah olarak verir 70 Alay'ın adı 'Kızlı Alay' diye anılmaya başlar Birinci İnönü Muharebesi'nde cepheye gelen Atatürk alayın sembolü Nezahet'le tanışır Atatürk'ün sebeb-i ziyareti aslında Alay Komutanı Hafız Halit'i denetlemektir Atatürk komutan çadırında kulaklarında küpe, asker elbiseli olarak Nezahet Onbaşı ile karşılaşınca çok şaşırır Yanındakilere sorar, "Kim bu?" diye Komutanımız Albay Halit'in kızı cevabını alınca daha da şaşırır Sonra ona sorar, "Ne arıyorsun sen burada?" O da vecize haline gelen sözünü söyler: "Ben askerlerin kalesiyim, dönmek isterlerse karşılarında beni bulurlar " Cevap Atatürk'ün çok hoşuna gider Küçük kızı sever Bursa Ahudağ eteklerinde, Bozüyük'te Atatürk'ün özel vagonunda ve Akşehir'de olmak üzere üç kez daha cephede karşılaşırlar
ASKER KIYAFETLERİ İÇİNDE MİNİK BİR KIZ
Asker kıyafetleri içindeki küçük kız Garp Cephesi Kumandanı İsmet Paşa'nın da gözünden kaçmaz At üstünde onu gördüğünde, "Kim bu küçük asker, niye bu kadar küçükleri askere alıyorsunuz?" diye yanındakileri fırçalar Sonra sarı sarı küpelerini fark eder minik kızın "Aç bakayım şapkanı?" der, saçlarını okşar, iltifat eder: "Kimsin sen? Parola ne?" "Onbaşı Nezahet " İnönü gülümser: "İyi o zaman ben seni kurmay yapıyorum " Sonra Alay Komutanı Hafız Halit'in kızını cephelerde büyütmek zorunda kaldığını öğrenir Paşanın kurmay iltifatı karşılıksız kalmaz, Nezahet Onbaşı, karargâh binasının bahçesindeki asma (üzüm) yapraklarından yaptığı sarmayı Paşa'ya ve babasına ikram eder
İstiklal Harbi sona erer, Nezahet Onbaşı babasıyla birlikte İstanbul'da yaşamaya devam eder 13 yaşındayken adının ilk duyulduğu o meşhur tartışmalı TBMM oturumu yapılır Küçük Nezahet, Fransız İhtilali'nin simge ismi 16 yaşındaki Jan Dark (Jeanna D'Arc) ile özdeşleştirilir Ama madalya rüyası bir türlü gerçekleşmez İstanbul Kumkapı'da açılan Jan Dark Enstitüsü'nün de en başarılı öğrencisi olur Ancak bir aile kararıyla ortaokuldan sonra okuldan alınır
Okuma sevgisi ve asker olma isteği yüreğinden hiç çıkmaz İstiklal Harbi'nin genç kahramanlarından Yüzbaşı Rıfat ile 1931'de evlenir Uzel soyismi artık Baysel'dir Yüzbaşı Rıfat da Alman Mektebi'ni okurken 17 yaşında okulunu terk edip Kuleli Askerî Lisesi'ne kaydını yaptırmıştır Daha okulunun birinci yılında o da kendini Milli Mücadele cephesinde bulur Mehmet Rıfat (Asım), İstiklal Madalyası alan ilk genç askerlerdendir Nezahet Hanımla evlendikten sonra Atatürk'ün yaverlerinden biri olur
Nezahet Onbaşı ve ailesi Atatürk'e çok yakın oldukları halde hiçbir zaman alamadıkları İstiklal Madalyası’nı şikâyet konusu yapmaz Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenen devlet törenlerinde, balolarda Nezahet Onbaşı da vardır Dönemin asker ve lider eşlerinin tamamıyla iyi ilişkiler kurar En büyük üzüntüsü okuyamamak olur Ama hayalleri yarım kalır
Evliliğinin yedinci yılında ilk kızı İnci, daha sonra Oya dünyaya gelir Evinin kadını ve iyi bir anne olur Çocuklarını Kurtuluş Savaşı'nın hikâyelerini anlatarak büyütür Hayat arkadaşı Rıfat beyi de 1974'te kaybeder
SON İSTEĞİ TÜRK BAYRAĞINA SARILMAKTI
Annesinin son günlerinde yeniden Milli Mücadele günlerini yaşamaya başladığını söyleyen büyük kızı İnci Üçok (Baysel), Nezahet Onbaşı'nın ölüm anını şöyle anlatıyor: "Çok rahatsızlanmıştı Gülhane Askerî Tıp Akademisi'ne kaldırdık Hastanede, 'Bak gördün mü Alay geldi Karşıda askerler Bak kızım babam beni almaya geldi Alayın hepsi burada ' diyordu Onlar son sözleri oldu "
Büyük kız İnci, "Askerler onun her şeyiydi Ay yıldızlı bayrağı ve askerleri gördüğünde gözleri dolardı " diyor Annesinin intizamlı bir hayatı olduğunu, Atatürk ve Kurtuluş Savaşı ile ilgili hatıralarını hep coşkuyla anlattığını söylüyor
İstanbul Özel Saint-Joseph Fransız Lisesi Felsefe öğretmeni küçük kızı Oya Baysel ise tek bir isteğini yerine getiremediklerini dile getiriyor: "Onun son dakikasına kadar hep yanında olduk Tek isteği var yapamadığımız Öldüğümde Türk bayrağına sarın demişti Bir takım asker geldi, cenaze törenine Ama tabutuna al bayrağı koyamadık O günün telaşıyla birileri Bayrak Kanunu var deyip engellemişti Biz de unuttuk "
Nezahet Onbaşı 24 Eylül 1993'te GATA'da vefat eder Ve eşinin yanına Karacaahmet Mezarlığı'na defnedilir O, ardında birçok kimsenin bilmediği tarih kayıtlarına not düşülen bir kahramanlık hikâyesi bıraktı Nezahet Onbaşı'nın alamadığı İstiklal Madalyası TBMM'nin 69 numaralı Kanunu mucibince Cumhuriyet'in ilk yıllarında 6 bin 920 kişiye verildi Madalya alanlar arasında 70 Alay Komutanı Hafız Halit Bey ve Nezahet Onbaşı'nın eşi Rıfat Baysel de vardı Bugün Meclis Kütüphanesi'nin raflarında yer alan 6 defterin kayıtlarına göre İstiklal Madalyalı kahramanların ilk 1500'ü Atatürk'ün silah arkadaşları, milletvekilleri ve cephede yer alan komutanlara verilmiş Sonra erlere, halk kahramanlarına, Maraş'a, Antep'e, Urfa'ya İstiklal beratı ve madalya verilmesi kararlaştırılmış Kayıtlara ilk İstiklal Madalyası olarak geçen tek taltif Nezahet Onbaşı'ya yani bir çocuğa aitti Ancak o madalyasını alamadan hayata gözlerini kapadı
|
|
|