Konu
:
Deyimler Sözlüğü-A-
Yalnız Mesajı Göster
Deyimler Sözlüğü-A-
08-02-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Deyimler Sözlüğü-A-
Kaynak:Türkceciler Deyimler Sözlüğü
eyimler Sözlüğü-A-[/url]
Aba altından değnek göstermek: Sakin
yumuşak görünmekle birlikte karşısındakini gizliden gizliye korkutmak
"Sakın onlara aba altından değnek göstermeye kalkma
yoksa kaçırırsın
"
Abacı
kebeci
ara yerde sen neci?:
"Tamam
ilgililer bu işe karışabilirler
ama sen neci oluyorsun" anlamında kullanılır
Abayı yakmak:
Gönül verip âşık olmak
tutulmak
"Türkmen kızına abayı yakalı beri
sazı elinden düşürmez oldu
"
Abbas yolcu:
1
Yola çıkmaya kesin kararlı
"Abbas yolcu! Daha fazla oyalamayın
" 2
Ölmek üzere (olan)
"Komaya girdi
abbas yolcu mu ne?"
Abesle iştigal etmek:
Yersiz
yararsız
boş ve anlamsız şeylerle vakit geçirmek
"Şu yaşa geldin
ama abesle iştigal etmekten vazgeçmedin
"
Abuk sabuk konuşmak:
Düşünmeden
birbiriyle ilgisi olmayan
tutarsız
saçma sapan söz söylemek
"Yeter artık
abuk sabuk konuşmalarına daha fazla dayanamayacağım
"
Abur cubur:
Yararlı olup olmadığı düşünülmeksizin rast gele yenen
yemek yerini tutmayan yiyecekler
"Ne diye çocukların karnını abur cuburla doyuruyorsun?"
Aceleye getirmek (dara getirmek):
1
Bir işi gerektiği gibi yapmayıp
zaman darlığından yararlanarak birini aldatmak
"Tezgâhtar aceleye getirerek gömleğin defolusunu vermiş
"2
Zaman darlığı sebebiyle gereken özeni göstermemek
"Yazın hiç de güzel değil
aceleye getirmişsin
"
Acemi çaylak:
Toy
tecrübesiz
beceriksiz
"Acemi çaylağa bak hele! Sen mi tamir edeceksin o saati?"
Acı çekmek (duymak):
1
Ağrı
sızı duymak
"Kazadan sonra çok acı çekti
" 2
Üzülmek
üzüntü içinde kalmak
"Eşini kaybedeli on yıl oldu ama o hâlâ acı çekiyor
"
Acısı içine (yüreğine) çökmek (işlemek):
Bir şeyin verdiği acı
üzüntü benliğinde derin iz bırakmak
"Elindeki tek evi de yanıp kül olunca acısı yüreğine işledi
"
Acısını çekmek:
Yapılan yanlış bir işin doğurduğu sıkıntı ve üzüntüyü yaşamak
"Kestiğim o ağacın hâlâ acısını çekiyorum
"
Acısını çıkarmak:
1
Acılığını yok etmek
"Yağda kavurarak acısını aldı
"2
Önceden uğradığı maddî ve manevî zararı sonradan gidermek
3
Öç almak
"Bir gün bana yaptıklarının acısını senden çıkaracağım
"
Acı soğuk:
Keskin
hoşa gitmeyen
çok üşütücü soğuk
"Acı soğuk insanın iliklerine işliyordu
"
Acı söz:
İnsanın gönlünü inciten
onuruna dokunan ağır söz
"Bu acı sözlerine kim katlanır sanıyorsun?"
Aç acına:
Aç olarak
hiçbir şey yemeden
"Bu iş aç acına yapılmaz
"
Açığa çıkarılmak (alınmak):
İşinden çıkarılmak
görevine son verilmek
"İşe üç gün geç geldi diye açığa alındı
"
Açığa vurmak:
Gizli
saklı bir şeyi herkese duyurmak
ortaya çıkarmak
"Yıllardır içinde sakladığı sırrı mahkemede açığa vurdu
"
Açığı çıkmak:
Saklamakla görevli bulunduğu para
eşya veya başka bir şeyin sayım sonucu eksik olduğu anlaşılmak
"Kasiyerin salı günü akşamı on bin lira açığı çıktı
"
Açığını bulmak:
Herhangi bir işteki eksiği
hileyi veya zararı ortaya çıkarmak
"Hemen her yazısında bir açığını bulmak mümkün
"
Açık alınla:
Başarı
şeref
övünç ve dürüstlükle
"Hemen her işten açık alınla çıkar onlar
"
Açık bono vermek:
Bir kimseye sınırsız
istediği gibi davranma yetkisi tanımak
Açık fikirli:
Olayları
gelişmeleri
yenilikleri iyi anlayıp gereği gibi karşılayan; düşündüğünü olduğu gibi söyleyebilen kimse
"Bu toplumun açık fikirli insanlara duyduğu ihtiyaç
bugün daha fazladır
"
Açık kalpli (yürekli):
Samimî
içi temiz
içi dışı bir olan kimse
"Komşumuz kadar açık kalpli bir adam görmedim
"
Açık kapı bırakmak:
Gerektiğinde bir konuya yeniden dönebilme imkânı bırakmak
kesip atmamak
ileriyi düşünerek ılımlı davranmak
"Bu kadar kesin konuşmayalım
açık kapı bırakalım da iyi düşünebilme fırsatları olsun
"
Açık konuşmak:
Gerçeği sakınmadan
çekinmeden söylemek
"Daima açık konuşan insanları severim
"
Açık saçık:
Göreneğe
terbiyeye aykırı derecede açık (söz
davranış
elbise)
"Açık saçık fıkralar anlatmaya utanmıyor musunuz?"
Açık seçik:
Çok açık
çok belirgin
ayrıntılarına kadar görülebilen
"Daha açık seçik konuş da anlayalım ne demek istediğini
"
Açıkta kalmak (olmak):
1
İş ve görev bulamamak
2
Yersiz yurtsuz kalmak
3
kimilerinin elde ettikleri bir yarardan mahrum olmak
"Çoluk çocuk açıkta kaldılar fabrika kapanınca
"
Açıktan kazanmak:
Ortaya hiçbir emek ve sermaye koymadan gelir elde etmek
para kazanmak
"Günümüz insanı açıktan kazanmayı bir kural hâline getirdi
"
Açık vermek:
1
Geliri
giderini karşılamamak
"Maaşımız yetmeyecek bu ay
galiba açık vereceğiz
"2
Ortaya çıkmaması gereken şeyi farkında olmadan belli etmek
"Dikkat et de düşmanlarına açık verme
"
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul