Yalnız Mesajı Göster

Deyimler Sözlüğü-D-

Eski 08-02-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Deyimler Sözlüğü-D-



Dimyat`a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak: Daha iyisini elde etmek uğruna çalışırken elindekilerini de yitirmek"Gel şu işten vazgeç Dimyat`a pirince giderken evdeki bulgurdan da olma"
Dinden imandan çıkmak: Çok sinirlenmek öfkelenmek kızgınlık duymak"İnsanı dinden imandan çıkarıyorsun yapma şu hareketleri!"
Dinden imandan olmak: Dinî inancını yitirmek mürtet olmak
Dini bir uğruna: Müslümanlık davası yoluna (iş yapmak)
Dini bütün: Dinin emirlerini eksiksiz yerine getirmeye çalışan inancı sağlam olan dinine çok bağlı"Her Müslüman dini bütün olmak zorundadır"
Dipsiz kile boş ambar: Para mal tutamayanın durumunu ya da verimsiz sonuçsuz bir işi anlatmak için kullanılır"Memurların işi tam anlamıyla dipsiz kile boş ambar sıfıra sıfır elde var sıfır"
Dirlik düzenlik: Bir arada yaşayan çalışan kimseler arasında iyi geçim güven sevgi ve anlaşma hâli"Bir aileye önce dirlik ve düzenlik gereklidir"
Dirsek çevirmek: Daha önce birlikte iş yaptığı anlaştığı kimseden artık ihtiyaç duymadığı için yüz çevirmek; bir kimseyi kendinden uzaklaştıracak davranışlarda bulunmak"Onun da dirsek çevireceğini hiç beklemezdim"
Dirsek çürütmek: Okumak öğrenim görmek için uzun yıllar çalışmak"Desene boşuna dirsek çürütmüşsün"
Diş bilemek: Öç almak kötülük yapmak için fırsat kollamak; öfkesini gösterir durum almak"Bana diş bilediği bakışlarından belli"
Dişe dokunur: Hatırı sayılır işe yarar belirtilmeye değer önemli"Dişe dokunur bir iş yapmışsın aferin çocuğum"
Diş geçirememek: Etkisiz kalmak güç yetirememek hükmünü yürütüp sözünü dinletememek"Bir çocuğa diş geçiremiyorsun ne biçim annesin sen!"
Diş gıcırdatmak: Kızgınlığını öfkesini kimi davranışlarıyla belli etmek"Dediğini yaptıramayınca dişlerini gıcırdatmaya başladı"
Diş göstermek: Güçlü olduğunu kendine güvendiğini saldırabileceğini davranışlarıyla belli etmek; tehdit etmek"Biraz diş göstersen hemen yola geleceklerdir"
Dişinden tırnağından artırmak: Yiyeceğinden içeceğinden vb ihtiyaçlarından keserek zorla biriktirmek"Seni dişimden tırnağımdan artırdığım parayla okuttum!"
Dişine göre: Yapabileceği gücünün yeteceği becerebileceği uygun bir durumda"Tam da dişime göre onu yenebilirim"
Dişini sıkmak: Darlığa sıkıntıya dayanmak; her türlü zorluğa katlanmak"Biraz daha dişini sıkmalısın inşallah yakında rahata kavuşacağız"
Dişini tırnağına takmak: Çok büyük zorluklara sıkıntılara darlıklara katlanarak bütün gücünü kullanıp çalışmak"Biz bu evi dişimizi tırnağımıza takarak yaptık yıkmalarına izin vermeyeceğim!"
Diş kirası: 1 Eskiden sarayda ya da konaklarda zenginlerin iftara çağırdıkları yoksullara verdikleri armağan veya para 2 Harcadığı emek dışında bir kimsenin fazladan sağladığı çıkar
Dişinin kovuğuna bile gitmemek: Çok az gelmek (yiyecekler için)"Açlıktan kırılıyorduk önümüzdeki yiyecekler dişimizin kovuğuna bile gitmeyecek kadardı"
Diz boyu: Dize kadar (yükseklik veya alçaklık için)"Çukuru diz boyu kazmışlardı"
Diz çökmek: 1 Dizini yere koyarak oturmak 2 Teslim olmak"Düşman askerleri önümüzde diz çökmüşlerdi"
Dize gelmek: Teslim olmak boyun eğmek yenilmek güçlünün buyruğunu kabullenmek"Bizim kitabımızda dize gelmek yoktur!"
Dize getirmek: Kendisine karşı geleni alt ederek buyruğunu dinler duruma getirmek boyun eğdirmek"İki saatte düşmanı dize getirebiliriz"
Dizgini (dizginleri) ele almak: Yönetimi ele geçirmek işi kendisi yönetmeye başlamak"Dizginleri ele almazsak fabrika kargaşa içinde boğulup kalacak üretim yapılamayacak"
Dizginleri salıvermek: Başıboş bırakmak sıkı tuttuğu yönetimi gevşetmek"Yönetim dizginleri salıverince insanlar rahat bir nefes aldılar"
Dizini dövmek: Çok pişman olmak"Çocuklarını küçük yaşta eğitmezsen sonradan dizini döversin"
Dizinin (dizlerinin) bağı çözülmek: Korkudan heyecandan yorgunluktan ayakta duramayacak hâle gelmek"Yokuşu çıktım ama dizlerimin de bağı çözüldü"
Dizlerine kapanmak: Yalvarmak kendini küçük düşürecek kadar çok yalvarmak başını dizlerinin üzerine koymak"Göreceksin günün birinde dizlerine kapanacak babasının"
Dobra dobra söylemek: Hiçbir şeyden çekinmeden sözü eğip bükmeden dosdoğru açık açık konuşmak"Dobra dobra konuşan insanları severim"
Doğmamış çocuğa don biçmek: Henüz ele geçmemiş bir şey gerçekleşmesi kesin olarak bilinmeyen bir durum için hazırlık yapmak

Alıntı Yaparak Cevapla