Konu
:
Deyimler Sözlüğü-D-
Yalnız Mesajı Göster
Deyimler Sözlüğü-D-
08-02-2012
#
5
Prof. Dr. Sinsi
Deyimler Sözlüğü-D-
Dokuz doğurmak
:
1
Bir işi güçlükle ve sıkıntı içinde sonuca ulaştırmak
2
Merakla
heyecanla
sabırsızlıkla
sıkıntı çekerek beklemek
"İşe geç kalmıştı
yeni araba gelinceye kadar dokuz doğurdu
"
Dokuz köyden kovulmuş:
Geçimsizliği
hatalı davranışları yüzünden birçok yerden atılmış kimse
Dolap çevirmek:
Hile
düzen ve dalavere ile iş yapmak
"Yine ne dolap çeviriyor acaba?"
Dolma yutmak:
Kanıp aldanmak
"Ona dolma yutturacağını hiç sanmam!"
Dolu dizgin:
1
Son hızla (süvari ve at arabası için)
2
Önüne geçilemeyecek biçimde
çok fazla olarak
"Kinlerimizi dolu dizgin salıverdik düşmanın üstüne
"
Doluya koydum almadı
boşa koydum dolmadı:
İçinden çıkılamayan güç bir durum karşısında söylenir
"Her yolu denedim
çözüm yolu bulamadım" anlamına gelir
Domuzdan kıl çekmek:
Sevilmeyen
eli sıkı olan
cimri bir kimseden bir şey alabilmek
"Domuzdan bir kıl koparmak kârdır
"
Don gömlek:
Çıplak
üzerinde sadece don ve gömlek var denilecek kadar soyunmuş hâlde
"Adamı
don gömlek kalacak kadar soydular
"
Dostlar alışverişte görsün:
Gösteriş olsun; amaç iş yapıyor görünmek
iş yapmak değil
"Güya çalışıyor
dostlar alışverişte görsün!"
Dökülüp saçılmak:
1
Bir şey uğruna fazla para harcamak
masraf etmek
2
Soyunmak
çok açık giyinmek
"Düğün yapıyorum diye sakın dökülüp saçılma
yoksa kendini toplayamazsın
"
Dört ayak üstüne düşmek:
Tehlikeli bir durumdan hiç zarar görmeden kurtulmak
"Nasıl oluyor da
bu adam hep dört ayak üstüne düşüyor?"
Dört başı mamur:
Her yanı bakımlı
elverişli
güzel
tam istenildiği gibi
"Alırsam dört başı mamur bir ev alacağım
"
Dört dönmek:
Bir işi yapmak için korku
heyecan
telâş
şaşkınlık içinde sağa sola koşmak
çare aramak
"Kadıncağız haberi alır almaz odanın içinde dört dönmeye başladı
"
Dört elle sarılmak:
Yapacağı işe büyük bir önem verip özen göstererek girişmek
"Başarılı olmak mı istiyorsun
dört elle sarıl işine!"
Dört gözle beklemek:
Özleyerek
çok isteyerek
büyük bir sabırsızlıkla beklemek
"Annemin yolunu dört gözle beklemeye başladım
"
Dudak bükmek:
Umursamamak
beğenmemek
küçümsemek
"Yeni alınan elbiseye şöyle bir dudak büküp geçti
"
Dudak ısırmak:
Hayret etmek
şaşırmak
"Beni karşısında görünce dudağını ısıracak eminim
"
Dudak ısırtmak:
1
Hayran bırakmak
2
Şaşkınlığa
hayrete düşürmek
"Yazdığı son kitabıyla dudak ısırttı herkese
"
Duman attırmak:
Geride bırakmak
zor duruma düşürmek
birini yıldırmak
"Silâhını çeken komutan etrafa duman attırmaya başladı
"
Duman etmek:
Bozmak
ortalığı dağıtmak
yok etmek; yenmek
birine karşı başarı sağlamak
"Askerler ortalığı toz duman ettiler
"
Dumanı üstünde:
1
Çok taze (sebze ve meyve için)
2
Çok yeni
üzerinden zaman geçmemiş
"Şu elmalara bak
daha dumanı üstünde bunların
"
Duman olmak:
1
Ortadan kaybolmak
2
Durumu
düzeni
işi bozulmak
Kötü olmak
"Çabuk duman ol buradan
gözüm görmesin seni!"
Durduğu yerde:
1
Hiç gereği yokken
2
Kolaylıkla
hiç emek ve çaba harcamadan
"Adam durduğu yerde para kazanıyor
anlamadım bu işi!"
Durup dinlenmeden:
Sürekli olarak
ara vermeden
arka arkaya
"Yıllar yılı durup dinlenmeden çalıştım sizin için
"
Durup dururken:
1
Birden bire
ansızın
2
Hiç gereği veya sebebi yokken
"Durup dururken bir tokat attı arkadaşına
"
Dut yemiş bülbüle dönmek:
Susmak; konuşkanlığını
sevincini
neşesini yitirmek; sesi çıkmaz olmak
"Onu dut yemiş bülbüle döndürmezsem bana da Hasan demesinler!"
Düğüm noktası:
Bir meselenin sonuçlandırılması için çözülmesi
açıklığa kavuşturulması gereken en güç yanı
"Biz işin daha düğüm noktasını tespit etmiş değiliz ki!"
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul