|
Prof. Dr. Sinsi
|
Su Kasidesi Açıklaması Ve Söz Sanatları
11 Ravza-i kûyuna her dem durmayıp eyler güzâr
Âşık olmuş galibâ ol serv-i hoş-reftâre su
Ravza: Bahçe, bol ağaçlı, yeşillik yer; cennet
Kûy: Köy
Ravza-ı kûy: Cennet gibi bahçe
Dem: Soluk; içki; vakit; zaman
Güzâr: Gezme, dolaşma
Reftâr: Gitme, yürüme
Hoş-reftâr: Hoş, nazlı gidişli
(Su, her zaman senin cennet misâli mahallenin bahçesine(Ravza) doğru akar Galiba o da, o serviye benzeyen nazlı gidişli güzele aşık olmuş )
Kişileştirme (Kapalı istiare): Suyun aşık olması
Hüsn-ü Talil: Sular normalde servilerin dibinden akar Ama burada su sanki serviye aşık olduğu için dibinden akıyor
Teşbih-i Beliğ: Sevgilinin bulunduğu yer cennete benzetilmiş
Açık istiare: Servi ile sevgili kastedilmiştir
“Su, o hoş salınışlı, servi boylu sevgiliye yani Hz Muhammed’e aşık olmuş galiba Böyle gitmesinin sebebi o servinin ayağını öpmektir ”
Normalde doğada su, servilerin yanındadır İşte bu durum suyun, servilerin ayağını öpmesi olarak gösteriliyor Ayağını öperek yanından geçiyor Tabir doğruysa ayağına baş koyuyor ve bu baş koyma Ravza’dadır Ravza ise cennettir Hz Muhammed “Evimle mescidim arası cennet bahçelerinden bir bahçedir ” demiştir İşte Ravza burasıdır
Su, servi boyluya, cennete kavuşacak, onun ayağına kavuşacaktır Su devamlı serviye doğru akar Hz Muhammed’in ayağına ulaşmak, onun ayağına baş koymak için sürekli akar Şaire göre bu baş koyma Ravza’da, Hz Muhammed’in bedeninin bulunduğu bahçede olacaktır yani Medine’de Onu için Dicle nehri hep güneye, Medine’ye doğru akmaktadır Dicle nehrinin akış yönünü Hz Muhammed’e kavuşma isteği olarak görüyor
12 Su yolın ol kûyundan taprag olup dutsam gerek
Çün rakîbümdür dahı ol kûya koyman vara su
(Toprak olup su yolunu o mahalleden kesmeliyim, çünkü su benim rakibimdir, o yere varmaya bırakamam )
Tevriye: a Suyun önünde toprak olup set kurma
b Sevgiliye suyun ulaşmasını engelleme
Teşhis/Kapalı istiare: Suyun şairin sevgilisine aşık olması
Şair burada suyun yolunu kesmek için toprak olmak istiyor Aşkın içine kıskançlık giriyor “Bu uğurda toprak bile olurum ” diyor(Hüsnü talil) Ne olursa olsun suyun yolunu engellemek istiyor Toprak olmak istiyor çünkü suyun yolunu ancak toprak keser İnsan ise ancak öldüğünde toprak olur Yani “Hz Muhammed uğruna ölürüm ”diyor Ama kıskançlık yüzünden, rakibe engel olmak için öleceğini söylüyor Ona ulaşmak için öleceğini söylemiyor; çünkü zaten canı dayanmayacak ve ölecektir Sevgili uğruna ölmek ilk adımdır Bu yüzden “Uğrunda ölürüm ” demek ona göre fazlalıktır Bu yüzden başkasından kıskandığı için ölümü göze alıyor Onu kimseye layık görmediği için, hiç kimsenin onu kendisi kadar sevemeyesin diye ölüyor Bu gayretlik makamıdır Gayret iki çeşittir Başkalarından kıskanmak ve başkalarını ondan engellemek Bu ancak çok sevgi ile aşkın taşkınlık derecesiyle ölçülür
13 Dest-bûsi ârzusiyle ger ölsem dostlar
Kûze eylen toprağım sunun anınla yâre su
Dest: El; fayda; zafer; mevki; tarz
Bus: Öpme, öpüş, öpücük
-bus: Öpen
Dest-bus: El öpme
Kûze: Toprak
(Dostlarım! Onun elini öpmek arzusunu gideremeden ölürsem toprağımdan bir testi yapın ve sevgiliye onunla su verin ki hiç olmazsa mezar toprağımdan yapılan testi onun eşerine ve dudaklarına değsin )
Aliterasyon: “s” sesiyle yapılmış
Leff ü neşr: **mek-toprak, dost-yar
Tenasüp: Arzû toprag, su, kûze
Şair gerçek hayatta sevgiliye kavuşamayacağını ve aşk arzusunu onu öldüreceğini söylüyor Şairde Hz Muhammed’in elini öpme arzusu var Bu emeline de mezar toprağından yapılan kaseyi Hz Muhammed eline alınca ulaşacak Hz Muhammed o kaseyi eline aldığında şair de onun elini öpmüş olacak ve şair bu arzusunu giderecek Fuzûlî burada Hz Muhammed’in dudağını öpmeyi de kastetmiş olabilir Çünkü sevgili kaseyi eline aldığında onu mutlaka dudağına götürecektir Böylece mezar toprağından yapılan kase sevgilinin dudağına değecek böylece sevgilinin dudağını öpmüş olacak
14 Serv serkeşlük kılur kumrî niyâzından meger
Dâmenin duta ayagına düşü yalvara su
Ser-keş: Baş çeken; baş kaldıran, asi
Kumrî: Kumru
Niyaz: Yalvarıp yakarma, yalvarış, dua
Dâmen: Etek
(Sivri kumrunun yalvarmasından dolayı dik başlılık ediyor Onu ancak suyun eteğini tutup ayağına düşmesi vazgeçirir
Kişileştirme: Kumrunun yalvarması
Hüsn-i talil: Servinin başını iki tarafa sallaması, kumrunun ötmesi, suyun ağaçlık yerde olması
Açık istiare: Servi sevgiliye, kumru aşığa benzetilmiş
Gül ile bülbül aşkı neyse servi ile kumru aşkı da odur Kumru sürekli serviye yalvarır Servinin ise uzun boylu, dik başlı görünüşü vardır İşte su, servinin kumruya yüz vermesi için aracı olsun, serviye yalvarsın, servinin ayağına düşsün ve sevgili kumruya bir kere gülümsesin “Ona bakıver ” diyor Servi kumruya baktığında oklar kumrunun gönlüne batacak ve serviden yani sevgiliden bir iz bırakacak Ok zaten servinin çıvgınlarından yapılır İşte o çıvgınlar ok olup kumrunun kalbine saplanır Kumru buna muhtaçtır Burada servi sevgili, kumru ise aşıktır Servi suya bakarsa Allah’ın rahmetine bakmış olacak ve aşığı ümmetine katmış olacak Burada kumru serviye “Hu” diye seslenir Servi de salınırken aynı sesi çıkarır İşte aşık ile maşuk aynı şeyi söylüyor Bu beyitte servi boylu sevgilinin ümmetini dilemesi ve ümmetinin sevgiliye bağlanmak için onu dilemesi eşitlenmektedir Sevenle sevilen aynı şeyi söyler Hz Muhammet “Ümmetim” diye ümmetini, kul ise “Hu” diye “O”nu söyleyecek
İkinci bir bakış açısı olarak: Kumru yalvaran kuldur Su ise Hz Muhammed Servi ise Allah’ın rahmeti Kumru durmadan serviye yalvarıyor Yani Allah’a Ama arada bir vesile, bir elçi lazım Getirdiği haber gibi bir gün desin ki:”Ya Rab! Bu benim ümmetimdendir, şefaatim üzerine olsun, onu bana yaz ”
15 İçmek ister bülbülün kanın meger bir reng ile
Gül budagınun mizacına gire kurtara su
Reng: Renk; hile, oyun; şekil; can, kuvvet
Mizac: Bir şeyle karşılaştırılan şey, huy, yaratılış; sağlık
(Gül fidanı bir hile ile bülbülün kanını içmek istiyor; bunu, ondan suyun gül dallarının damarlarına girmeci kurtarabilir )
Telmih: Gül ile bülbülün aşkı
Hüsn-i Talil: Gülün kırmızılığını bülbülün kanından alması
Tevriye:“Reng” kelimesi hem renk hem de hile anlamında kullanılımıyla
Kişileştirme: Su ve gül kelimeleri kişileştirilerek
Tenasüp: “Bülbül-gül-reng-kan; kan-su-gül” kelimeleriyle
(Bülbül, güle aşıktır Bütün gece feryat figan ağlar İstediği tek şey vardır Gonca gülün açılması Gül açılınca ne olacak? Bülbül gülün güzelliğini görecek İşte bu yüzden kendini parçalar Bütün gece öten bülbül sabaha karşı yorgunluktan bitkin düşer ve uyuyakalır Gün ışığını gören gül ise açar Tüm güzelliğini gösterir Ama bülbül bunu göremez Bu böyle sürüp gider Ve bir gün bülbül yine acı acı öterken gülün dikeni kalbine saplanır Bülbülün tüm kanını emer İşte o zamane kadar pembemsi bir rengi olan gül kırmızı olur Gülün kırmızılığının bülbülün kanından aldığı söylenir Bülbül her gece güle inanır, aldanır )
Gül bir hile ile bülbülün kanını almak ister Böylece rengi kırmızı olur Bunu sebebi gülün daha güzelleşmek istemesidir Burada su, bülbülün kurtarıcısı gibi görünüyor Gül artık bülbülün kanını almasın, su güle renk vererek gülün dengesini korusun istiyor Böylece bülbül kurtuluyor (Bedendeki dört su dengesi olunca insan sağlıklıdır İşte burada gülün vücudundaki su dengesini bulması sağlıklı olması demektir )
Burada “Su, gülün mizacına girsin, onun huyuna gitsin, onu yatıştırsın ” anlamı da vardır “Su, gülün huyuna uygun davransın, damarına girsin de bülbülün kanını azat etsin, gülün kan dökmesine engel olsun, bülbülün kanı korusun ” diyor Çünkü su bir rahmettir Rahmet de merhameti gerektirir Merhametin en zirve noktası da Hz Muhammet’tir
|