Yalnız Mesajı Göster

Deyimler Sözlüğü-İ-İ-

Eski 08-02-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Deyimler Sözlüğü-İ-İ-



İbret almak: Kötü bir olaydan etkilenerek ders almak"Görmesini bilseydi ibret alırdı her hâlde"
İcabına bakmak: 1 Gereğini yerine getirmek 2 Yok etmek ortadan kaldırmak"O adamın icabına bakarız merak etme sen"
İç çekmek: Üzüntüyle göğüs geçirmek derin derin soluk alıp hıçkırıkla ağlamak"Yavrucağın iç çekişi dayanılır gibi değildi"
İç etmek: Eline geçen bir şeyi sahibine bildirmeden kendisine mal etmek ortadan kaldırıp kimseye göstermemek"Babasına bildirmeden o kadar parayı iç etmiş"
İç gıcıklamak: 1 Huylandırmak 2 İstek uyandırmak
İçi açılmak: Sıkıntısı dağılıp gitmek ferahlamak"Denizi kuşları ağaçları seyre dalarım böylelikle içim açılır rahatlarım"
İçi cız etmek: Ansızın içi sızlamak çok üzülmek"O zavallı ihtiyarı birden bire karşımda görünce içim cız etti"
İçi çekmek: Canı arzu etmek istek duymak
İçi çıfıt çarşısı: 1 Başkaları için daima art niyet besleyen içinden türlü kötülükler geçiren 2 Çok karışık
İçi dışı bir: İkircikli olmayan iki yüzlü davranmayan düşündüğünü açıkça söyleyen özü sözü bir olan"İçi dışı bir olan insanlara her zaman güvenebiliriz"
İçi dışına çıkmak: 1 Kusmaktan ötürü çok fena olmak 2 Bindiği taşıtın çok sarsılması yüzünden bedenî rahatsızlık duymak
İçi erimek: Kaygı duymak çok üzülmek
İçi geçmek: 1 İstemediği hâlde uyuya kalmak 2 İşe yaramaz duruma gelmek 3 Yaşlılıktan zayıflıktan gücü azalmış olmak; hiçbir şeye ilgi duymamak"O artık içi geçmiş bir ihtiyardır"
İçi gitmek: Çok fazla istek duymak"Vitrindeki kızarmış tavuklara içim gidiyordu ama param olmadığı için alıp yiyemiyordum"
İçi içine sığmamak: Çok heyecanlanmak coşkunluk duymak ve sevincini belli etmekten kendini alamamak"Annemi karşımda görünce ne yapacağımı şaşırdım içim içime sığmıyordu koşup boynuna sarıldım"
İçi kabarmak (kalkmak): 1 Midesi bulanmak 2 Duygulanıp heyecanlanmak 3 Taşkın bir ağlama duygusu içinde olmak"Ne berbat bir koku içimiz kabarmadan kalkalım buradan"
İçi kan ağlamak: İçten büyük bir üzüntü duymak; dıştan belli etmeyerek çok acımak"Çocuğunun yüzüne bakarken içim kan ağlıyordu"
İçi kazınmak: Çok acıktığından ötürü midesinde eziklik duymak"Sabahtan beri açtı içi kazınıyor ama belli etmemeye çalışıyordu"
İçinden gülmek: Birisine sezdirmeden içten içe gülmek eğlenmek
İçinden okumak: 1 Dudaklarını kıpırdatmadan hiç ses çıkarmadan okumak 2 Ses çıkarmadan sövmek beddua etmek"Hikâyeyi şimdi de içinizden okuyacaksınız"
İçinden pazarlıklı: Sinsi yapacağı kötülükleri sezdirmeyen"Senin gibi içten pazarlıklı adamlarla iş yapmam ben"
İçine atmak: 1 Derdini sıkıntısını kimseye söylememek 2 Kendisine yapılan kötülüğe karşı sesini çıkarmamakla beraber bunu unutmamak"O her şeyi içine atar bir gün kanser olacak diye korkuyorum"
İçine dert olmak: Yapmak istediği bir şeyi yapamadığı için kaygılanıp üzüntü duymak"Hastahanedeki arkadaşımı ziyarete bir türlü gidemedim bu da içime dert oldu"
İçine doğmak: Malûm olmak bir işin olduğunu ya da olacağını sezinlemek tahmin etmek"Onun bize geleceği sanki içime doğmuştu"
İçine işlemek: Duygulanmak etkilenmek dokunmak"Babamın o etkili sözleri âdeta içime işlemişti sanki"
İçine çekilmek (kapanmak): Duygularını kimseye açmamak çevresindeki kişilerle ilişkisini kesmek yalnızlığa gömülmek"Kardeşinin ölümünden sonra içine çekildi kimseyle görüşmüyor"

Alıntı Yaparak Cevapla