Yalnız Mesajı Göster

Deyimler Sözlüğü-K-

Eski 08-02-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Deyimler Sözlüğü-K-



Kâğıt üzerinde kalmak: Yapılması kararlaştırıldığı hùlde uygulanmamak; konuşulan kararlaştırılan yazıda kalmak"O kadar yol yapımı sulama kanalı hep kâğıt üzerinde kaldı"
Kalbini kırmak: İncitmek küstürecek kadar üzmek gönlünü kırmak gücendirmek"Onu kalbini kırmadan uyarmaya çalış"
Kalburla su taşımak: Verimsiz verim alınamayacak olmayacak bir işle uğraşmak
Kalbur üstü: Benzerleri arasında üstün seçkin görünür
Kaldırım mühendisi: İşsiz güçsüz sokaklarda dolaşan kimse
Kaale almamak: Önemsiz görmek sözünü etmeye değer bulmamak"O kaale alınacak bir insan değil"
Kalem efendisi: Kalemde çalışan görevli yazman
Kalem oynatmak: 1 Yazı yazmak 2 Bir yazıyı düzeltmek 3 Bir yazıda değişiklik yapmak"Ben senin gibi kalem oynatmayı beceremiyorum"
Kaleyi içinden fethetmek: Karşı taraftan birinin yardımını alarak davasını kazanmak
Kalıbını basmak: Bir şeye bütün içtenliği ile güvenmek bir şeyi doğrulamak"Kalıbımı basarım ki o bu işi yapmamıştır"
Kalıbının adamı olmamak: Görünüşünden bekleneni yapamaz olmak umulanı ortaya koymamak
Kalıptan kalıba girmek: 1 Sık sık iş değiştirmek 2 Çıkar sağlamak için değişik kılıklara girmek
Kalp kazanmak: Güzel bir davranış ve sözle birilerinin sevgisini kazanmak ilgisini çekmek"Bir demet çiçekle annemizin kalbini kazanabiliriz"
Kambersiz düğün olmaz (olur mu?): "Bir toplantı eğlence veya iş en çok ilgili kişiler bulunmadan yapılırsa tadı çıkmaz" anlamında alay yollu kullanılır
Kambur üstüne kambur (kambur kambur üstüne): "Sıkıntı üstüne sıkıntı terslik üstüne terslik borç üstüne borç aksilikler birbirini kovalıyor" anlamında kullanılır
Kanadı altına almak: Korumak gözetmek himayesi altına almak"Yeğenini kanadının altına aldı"
Kan ağlamak: Büyük bir üzüntü içinde olup yakınmak"Dört çocuk tek başıma kaldım çaresizim içim kan ağlıyor ama kimseye açılamıyorum"
Kana susamak: Birini öldürme hırsı içinde olmak"Bırak elindeki bıçağı dedim ama dinletemedim kana susamış gibiydi"
Kanat germek: Birini korumak gözetimi altına almak
Kan başına sıçramak (beynine çıkmak): Çok sinirlenmek öfkelenmek"Kan başına sıçramıştı sağa sola bağırıp duruyordu"
Kancayı takmak: Bir kimsenin zararı kötülüğü için uğraşmak
Kan çıkmak: Cinayet işlenmek kan dökülmek"Şu adamı götürün gözümün önünden yoksa kan çıkacak"

Alıntı Yaparak Cevapla