Konu
:
Deyimler Sözlüğü-K-
Yalnız Mesajı Göster
Deyimler Sözlüğü-K-
08-02-2012
#
3
Prof. Dr. Sinsi
Deyimler Sözlüğü-K-
Kandilli temenna: Eli yere kadar uzatarak yapılan selâmlama
Kan dökmek: Ölüme yol açmak
yaralanıp ölmek veya birini yaralayıp öldürmek
Kan gövdeyi götürmek: Çok kan akıtılmış olmak
çok insan öldürülmek
"Düşmanla göğüs göğüse gelmiştik
biliyordum ki birazdan kan gövdeyi götürecek ve pek çoğumuz ölecekti
"
Kan gütmek: Kan dökerek öç almayı istemek
Kanı ağır: Davranışları yavaş
sevimsiz
konuşması insana sıkıntı veren
hoşa gitmeyen kimse
Kanı bozuk: Soysuz
iğrenç işler yapmaktan geri durmayan
"Toplum bu kanı bozuk insanlardan temizlenmelidir
"
Kanı kaynamak: 1
Hareketli
coşkun olmak
2
Birine içten bir sevgi beslemek
yakınlık duymak
"Çocuğa
ilk rastladığımda kanım kaynamıştı
"
Kanına girmek: 1
Birini öldürtmek veya öldürmek
2
Bir şeyi harcamak
ziyan etmek
Kanına susamak: Belâsını aramak
kendisinin öldürülmesine yol açacak bir davranışta bulunmak
"Kanına mı susadın sen
o katilin üstüne böyle gidilir mi hiç!"
Kanını emmek: Hiç insaf etmeden sömürmek
varını yoğunu elinden almak
"Yıllardır kanımızı emiyor bu soysuz herifler!"
Kanı pahasına: Yaralanmayı veya öldürülmeyi göze alarak
"Kanım pahasına da olsa
o adamlara
buradan adımlarını attırmayacağım
"
Kanı sıcak: Sevimli
kendisini sevdiren
sempatik
sıcakkanlı
Kanıyla ödemek: Yaptığı işin cezasını hayatıyla ödemek
"Yaptığını kanıyla ödettiler zavallıya
"
Kan kusmak: Çok eziyet
sıkıntı çekmek
Kan kusturmak: Çok büyük sıkıntı ve eziyet çektirmek
"Bana kan kusturmaya yemin etmişler
haydi görelim
"
Kanlı bıçaklı olmak: Birbirlerinin kanını dökecek
birbirlerini öldürecek kadar birbirlerine düşman olmak
"Küçücük bir tarla yüzünden kanlı bıçaklı olduk
"
Kanlı canlı: Sağlıklı
sapasağlam
dinç ve diri olduğu yüzünden belli olan
"Kanlı canlı oluncaya kadar hastanede tutuldum
"
Kan ter içinde kalmak: Çok yorgun
terli
bitkin ve perişan durumda olmak
"Elindeki kazmayı bırakmaya niyetli değildi
kan ter içinde kalmış bedenini doğrultarak yüzüme baktı
"
Kan tutmak: 1
Kan görünce bayılmak
2
(Adam öldüren kimse korku ve heyecandan) şok geçirmek
kaçamamak
olduğu yere yığılıp kalmak
Kapağı atmak: Sıkıntılı bir yerden kurtulup rahat edeceği bir yere kavuşmak; uygun bir yere yerleşmek
işe girmek
"Evimize kapağı attık mı tamam
gel keyfim gel o zaman
"
Kapalı kutu: İçinde ne sakladığını belli etmeyen
niteliği gizli kalan
Kapı dışarı etmek: Kovmak
dışarı atmak
"Ben de bu evin insanıyım
beni kapı dışarı edemezsiniz!"
Kapı kapı dolaşmak: 1
Ev ev gezmek
her eve uğramak
2
Hemen her devlet dairesine başvurmak
"Kapı kapı dolaştı
ne var ki bir iş bulamadı
"
Kapı komşu: Bitişikte oturan komşu
evleri yan yana olan ailelerden her biri
"Kapı komşum öyle iyi bir insan ki
"
Kapısında büyümek: Birinin evinde eğitim görüp yetişmek
"Onun kapısında büyümüştü
ona bu kötülüğü nasıl yapmıştı aklı almıyordu
"
Kapısını aşındırmak: İstediğini elde edinceye kadar birinin yanına çok sık gidip gelmek
Kapı yoldaşı: Herhangi bir yerde aynı hizmette bulananlardan her biri
Kapıyı açmak:
1
Başlama
2
Bir işte birilerine örnek olmak
"Açık artırmada kapı bir milyon liradan açıldı
"
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul