Yalnız Mesajı Göster

Deyimler Sözlüğü-O-Ö-

Eski 08-02-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Deyimler Sözlüğü-O-Ö-



Omuz omuza: 1 Birbirine destek vererek dayanışarak 2 Yan yana çok sıkışık"Omuz omuza vererek bu zorluğun altından kalkmamız mümkün"
Omuz silkmek: Aldırmamak önem vermemek benimsememek"Sana bunu alacağım dedim ama o omuz silkti"
On parmağında on kara: İnsanlara leke sürmeyi kara çalmayı iftira atmayı huy edinmiş (kimse)
On parmağında on marifet: Çok hünerli becerikli ustalığı çok elinden her iş gelir
Onuruna dokunmak: Onurunu haysiyetini incitmek"Dikkatli ol birinin onuruna dokunacak iş yapma"
Oralarda (oralı) olmamak: Anlamamış sezmemiş gibi davranmak"O sözler ona söyleniyordu ama hiç oralı olmadı"
Ortada kalmak: 1 Yersiz yurtsuz kalmak barınacak yer bulamamak 2 İki şey arasında kalmak 3 (Bir şeyi) kimse
üzerine almamak"Belediye evlerini yıkınca çoluk çocuk öylece ortada kaldılar"
Ortadan kalkmak: 1 Görünmez bulunmaz olmak 2 Yok olmak"Sis ortadan kalktı"
Ortadan kaybolmak: Nereye gittiği bilinmemek sezdirmeden gitmek görünmez hâle gelmek"Ali ortadan kayboldu"
Orta hâlli: Ne zengin ne yoksul ne iyi ne kötü ne çirkin ne güzel"Onlar orta hâlli bir ailedirler"
Ortalığı birbirine katmak: Kargaşa çıkarmak herkesi birbirine düşürmek"Şimdi gelip ortalığı birbirine katacak diye korkuyorum"
Ortalık düzelmek: Tedirginlik kalmamak toplum içindeki karışıklık yok olmak"Çok şükür ortalık düzeldi"
Ortalık karışmak: Kargaşa çıkmak toplumda düzensizlik baş göstermek"Ortalık yine karıştı insanlar birbirine girdi"
Orta malı: 1 Herkesin yararlandığı (şey) 2 Her isteyenle ilişkide bulunan"Benim bisikletim orta malı mı ki herkes binmeye çalışıyor"
Ortaya dökmek: 1 Gizli olan ne varsa açıklamak 2 Çıkarıp göstermek"Bütün sırlarını ortaya dökmek için harekete geçti"
O tarakta bezi olmamak: Bir şeyle bir işle ilişiği bulunmamak o şeyle ilgilenmemek"O tarakta bezi olacağını hiç sanmam"
Ot yoldurmak: Çok güçlük çıkarmak zor bir iş gördürmek çok uğraştırmak
Oya koymak: Bir işin sonucunu belirlemek üzere oy verilmesini istemek oylama yoluyla bir topluluğun görüşünü almak"Bu görüşü oya koymayı teklif ediyorum kabul edenler el kaldırsınlar"
Oy birliği: Bir toplantıya katılan bir meseleyi konuşan kimselerin aynı düşüncede olup aynı yönde oy kullanmaları"Sınıf başkanını oy birliği ile seçtik"
Oyuna gelmek: Aldatılmak tuzağa düşürülmek"Onların oyununa gelmemeye çalış dikkatli ol"
Oyunbozanlık etmek: Mızıkçılık etmek birlikte yapılması gereken işten tek taraflı vazgeçmek"Oyunbozanlık etme de gel birlikte eğlenelim"
Oyun etmek: Aldatmak kurnazlıkla birini tuzağa düşürmek"Bana kötü bir oyun ettiler"

Alıntı Yaparak Cevapla