Konu
:
Deyimler Sözlüğü-P-
Yalnız Mesajı Göster
Deyimler Sözlüğü-P-
08-02-2012
#
2
Prof. Dr. Sinsi
Deyimler Sözlüğü-P-
Parsayı başkası toplamak: Verilen emek karşılığını
emek veren değil
bir başkası almak
"Biz durmadan çalışalım parsayı da başkası toplasın olmaz öyle şey!"
Partiyi kaybetmek: 1
Biriyle çekiştiği bir konuda yenilmek
2
Elde etmeye çalıştığı bir kazancı bir başkasına kaptırmak
Pasaportunu vermek: Kovmak
işten atmak
"Patron üç işçinin pasaportunu eline verdi
"
Pas geçmek: Üzerinde durmamak
caymak
vazgeçmek
aldırış etmemek
Patırtı çıkarmak: Kavga
kargaşa
gürültü çıkarmak
"Patırtı çıkarmadan oturun
babanız uyuyor
"
Patlak vermek: Gizlenen ya da hoş karşılanmayan bir durum aniden ortaya çıkmak
"Kim der di ki savaş bu sabah patlak verecek
"
Pay biçmek: Bir fikir elde edebilmek için
durumu bir şey ile kıyaslamak
Payını almak: 1
Azarlanmak
2
Kendine düşen kazanç miktarını almak
Paye vermek: Adam yerine koymak
değer vermek
Payidar olmak: Kalmak
yok olmamak
yaşamak
"Milletimiz ilelebet payidar olacaktır
"
Perdesi yırtık: Ar damarı çatlamış
utanmaz
arlanmaz
"Perdesi yırtılmış adamın
baksana neler söylüyordu!"
Pergelleri açmak: Uzun adımlarla yürümeye başlamak
"Pek vaktimiz yok
pergelleri açın da geç kalmayalım
"
Pay çıkarmak: Bir olay ya da davranıştan tecrübe kazanmak
hisse kapmak
tutulacak yolu belirlemek
Pes demek: Mağlubiyeti kabul etmek
başkasının üstünlüğüne boyun eğmek
"Yenileceğini anlayınca sırtı yere gelmeden pes dedi
"
Pestil gibi olmak: Çok yorulmuş olmak; kımıldayamayacak kadar bitkin
güçsüz düşmek
Pestilini çıkarmak: 1
Çok dövmek
2
Çok çalıştırıp adamakıllı yormak
3
İyice ezmek
"Kazma sallamaktan pestilimiz çıktı
"
Peşini bırakmamak: Bir şeyi izlemekten vazgeçmemek
"Adamın peşini bırakmayın sakın!"
Peşkeş çekmek: Kendisinin veya bir başkasının malını bir çıkar uğruna birisine uygunsuz olarak vermek
"Yurdu düşmanlara peşkeş çekiyorlar
"
Peyda olmak: Ortaya çıkmak
belirmek
oluşmak
"Köşede bir adam peyda oldu
"
Pılıyı pırtıyı toplamak: Hemen bütün eşyalarını toplayarak bir yere gitmek üzere hazırlık yapmak
"Pılıyı pırtıyı toplamış bekliyordu
"
Pire için yorgan yakmak: Önemsiz bir şey için kızıp daha büyük zarara yol açacak davranış içine girmek
Pireyi deve yapmak: Küçük
basit bir olayı büyütüp mesele yapmak
aşırı abartmak
Pisi pisine: Boş yere
boşuna
"Pisi pisine vurdular çocukcağızı
"
Pis pis düşünmek: Karamsar
derin ve üzüntülü bir düşünceye dalmak
"Pis pis düşünmeyi bırak da bir yol arayalım
"
Pis pis gülmek: Birinin düştüğü kötü duruma öç alır gibi
arsız arsız gülmek
Pişkinliğe vurmak: Çıkarı için kötü bir davranışa veya söze aldırmamak
Pişmiş aşa su katmak: Yoluna girmiş
bitmek üzere olan bir işi bozmak ya da aksatmak
"Pişmiş aşa su katabilir
onu buraya sokmayın
"
Pişmiş kelle gibi sırıtmak: Anlamsız
çirkin
yersiz
dişlerini göstererek gülmek
"Pişmiş kelle gibi gülmeyi bırak da işine bak
"
Posasını çıkarmak: 1
Birini çok dövmek
2
Bir kişi veya şeyi sonuna kadar sömürmek
"Ülkenin posasını çıkardılar
biz hâlâ seyrediyoruz
"
Posta koymak: Birini korkutmak
gözdağı vermek
tehdit etmek
"Bana posta koyacak adam daha anasından doğmadı
"
Postayı kesmek: İlişkiyi kesmek
gidip gelişi sona erdirmek
Post elden gitmek: 1
Öldürülmek
2
Bulunduğu yüksek makamdan ayrılmak zorunda kalmak
"Post elden gidince kahretti adam
"
Post kavgası: Bir makamı
işi ya da iktidarı ele geçirme çekişmesi
"Seçimler yaklaştı
post kavgası da başladı
"
Postu kurtarmak: Can tehlikesini atlatmak
öldürülme tehlikesi olan yerden kaçıp kurtulmak
"Postu kurtardık çok şükür
"
Postu sermek: Kısa bir süre için gittiği yerde
saygısızca ve sorumsuzca uzun süre kalmak
Pot kırmak: Gaf yapmak
farkında olmayarak karşısındakini kıracak
incitecek söz söylemek
"Dikkatli ol
bir pot kırma sakın
"
Pösteki saymak: İçinden çıkılması zor ve anlamsız bir işle uğraşmak
"Ne mi yapıyorlar? Pösteki sayıp duruyorlar
"
Prangaya vurmak: Zincire vurmak
ayağına pranga bağlamak
"Prangaya vurulu olarak yıllarca kaldı o hapishanede
"
Puan almak: 1
Spor karşılaşmalarında sayı kazanmak
2
Bir test imtihanında herhangi bir puan elde etmek
"Şu sorulardan hiç puan alamayacağımı sanıyordum
"
Puan tutturmak: Gereken sayıda puan kazanmak
"Bu sene puan tutturup da üniversiteye girecek miyim bilmiyorum!"
Punduna getirmek: Bir şeyi yapmak için uygun şartları elde etmek
fırsat kollamak
"Punduna getirir getirmez patlattı yumruğunu
"
Pupa yelken: 1
Alabildiğince
hiçbir şeye bağımlı olmadan
2
Yelkenler
arkadan esen rüzgârla şişmiş olarak
tam yolla
"Pupa yelken açıldık denize
"
Pusu kurmak: Birine saldırmak için
bir yere gizlenip beklemek
"Düşmanlarımızın pusu kurduğundan tam zamanında haberdar olmuştuk
"
Pusulayı şaşırmak: 1
Ne yapacağını bilemez duruma düşmek
2
Doğru tutum ve davranıştan ayrılmak
"İyice pusulayı şaşırmadan uyarmalıyız onu
"
Pusuya düşmek: Pusu kuran kimsenin saldırı alanı içine girmek
"Eyvah
pusuya düşürdüler bizi!"
Put gibi: Kımıltısız
sessiz
anlamsız bir bakışla
Put kesilmek: Sessiz
kımıltısız bir durumda kalmak
"Onun bağırmasıyla herkes bir anda put kesildi!"
Püf noktası: Bir işin en ince
en önemli yeri
Püsküllü belâ: Kendisinden kurtulunması bir türlü mümkün olmayan
büyük sıkıntı
zarar veren kimse veya şey
"Başıma püsküllü belâ kesildi bu çocuk
"
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul