Konu
:
Deyimler Sözlüğü-S-
Yalnız Mesajı Göster
Deyimler Sözlüğü-S-
08-02-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Deyimler Sözlüğü-S-
Kaynak:Türkceciler Deyimler Sözlüğü
eyimler Sözlüğü-S-[/url]
Saat bu saat:
Ele geçen fırsatı kullanmanın tam zamanı
en iyi
en elverişli an bu andır
Saati saatine uymamak:
Bir kimsenin durumu
huyu sık sık değişir olmak
"Ona güvenemem
çünkü saati saatine uymaz
"
Sabaha çıkamamak:
Sabahtan önce ölmek
sabaha kadar yaşayamamak
"Hastanın durumu ağır
sabaha çıkacağını sanmıyorum
"
Sabahı etmek (veya bulmak):
Sabahlamak
bir sebeple sabaha kadar uyumamak
bir konu ile uğraşmak
"Köye varmamız sabahı bulacak
"
Sabahın köründe: Çok erken
ortalık henüz ağarmadan
sabahın en erken vaktinde
"Sabahın köründen beri yoldayız
"
Sabır taşı: Çok sabırlı kimse
türlü sıkıntılara katlanan
"Ben sabır taşı mıyım?"
Sabrı taşmak: Katlanamaz
dayanamaz
sabredemez olmak; tahammül gücü kalmamak
"Sabrımı taşırmadan çekip gidin buradan
"
Saç ağartmak: Bir işte uzun zaman çalışıp emek vermiş olmak
Saçı bitmedik (yetim): Doğalı çok olmamış
henüz yeni doğmuş çocuk (yetim)
"Bu parada
saçı bitmedik yetimlerin de hakkı vardır
"
Saçına ak düşmek: Yaşlanmak
ihtiyarlamaya başlamak
"Bizim de saçımıza ak düştü
"
Saçına başına bakmadan: İlerlemiş yaşına yakışmayacak biçimde davranan kimseler için kullanılır
Saçını başını yolmak: 1
Birini çok fazla dövüp hırpalamak
2
Çok üzülmek
üzüntüsünden dövünmek
"Sinirinden saçını başını yolmaya başladı
"
Saçını süpürge etmek: (Kadın) çok büyük istekle çalışıp hizmet etmek
özveri ile birileri uğrana çalışmak
"Sizi okutabilmek için saçımı süpürge ettim
"
Saç saça baş başa: (Kadınlar) kıyasıya kavgaya tutuşmak
birbirlerini hırpalayarak kapışıp dövüşmek
Saç sakal birbirlerine kırışmak: Üstü başı perişan
uzun süre saç ve sakal tıraşı olmamış
kendine çeki düzen vermemiş olmak
"Onu
saç sakal birbirine karışmış görünce bayağı canım sıkıldı
"
Safra bastırmak: Açlığını yatıştırmak için az miktarda yemek yemek
Sağa sola bakmamak: Ortalığı kollamak
çevresi ile ilgilenmemek
"Sağa sola bakmadan yürüyordu
"
Sağ gözünü sol gözünden sakınmak: Çok kıskanmak
üzerine titremek
Sağır sultan bile duydu: İşitmedik kimse kalmadı
hemen herkes işitti
duymayan kalmadı
"Haklarında çıkan dedikoduyu sağır sultan bile duydu ama siz duymadınız öyle mi?"
Sağı solu (belli) olmamak: Bir durum karşısında nasıl davranacağı
ne tavır takınacağı belli olmamak
"Dikkatli olun
onun sağı solu belli olmaz
"
Sağlam kazığa bağlamak: Bir işin aksamadan yürümesini sağlayacak önlemleri alarak güvenilir bir duruma koymak
Sağlam ayakkabı değil: Doğruluğuna
namusluluğuna güvenilmez; kişiliği kuşku veren
"O mu? Hiç de sağlam ayakkabı değil
"
Sağlık olsun: "Bir zarara uğradık ama önemli değil
üzülmeye değmez
canımız sağ olsun
kapatırız" anlamında kullanılır
Sağmal inek: Kendisinden durmadan çıkar sağlanan
sömürülen
istismar edilen kimse
Sahip çıkmak: 1
Birini ilgilenip korumak
2
Bir şeyin kendisine ait olduğunu söylemek
"Şu kimsesize sahip çıkalım
"
Sakalı ele vermek: Başkasının sözünden çıkmayacak bir duruma düşmek
birinin idaresine girmek
Sakız gibi yapışmak: Peşini bırakmamak
ayrılmamak
istediğini yaptırmaya çalışmak
"Sakız gibi yapıştı yakama
bırakmıyor ki gideyim!"
Salkım saçak: Dağınık
düzensiz bir durumda; parçası bir yana ayrılmış
Sallantıda kalmak: Bir çözüme bağlanamamak
nasıl olacağı bilinmeden öylece kalmak
"İşler sallantıda kaldı; bu
bizi biraz düşündürüyor
"
Saltanat sürmek: 1
Bolluk
verimlilik içinde yaşamak
2
Hükümdarlık etmek
"Üzülme
saltanatı çok sürmeyecek
"
Saman altından su yürütmek: Hiç kimseye sezdirmeden iş çevirmek
ortalığı birbirine karıştırmak
"Saman altından su yürütenleri hiç sevmem
"
Saman gibi: Tatsız
yavan
Sapı silik: Serseri
başı boş
kişiliksiz
Sarı çizmeli Mehmet Ağa: Kim olduğu
nerede oturduğu bilinmeyen kimse
Sarmaş dolaş olmak: Birbirine sarılıp kucaklaşmak
birbirini iyice kucaklamak
"Anne oğul sarmaş dolaş oldular meydanda
"
Sarpa sarmak: Bir iş
çözülmesi çok güç bir durum almak; zorluklar belirmek
"İşler iyice sarpa sardı
nasıl kurtulacağız bundan
"
Satıp savmak: Eldeki malı veya eşyaları yok pahasına satmak
ucuza satıp tüketmek
"Ne varsa satıp savacak
öyle gelecek
"
Sayıp dökmek: Ne var ne yok hepsini söylemek
arka arkaya sıralamak
"Ne sözler sayıp döktü ama kimse anlamadı
"
Sebil etmek: Bolca vermek
dağıtmak
Sedyelik olmak: Ayakta duramayacak hâle gelmek
"Adam bir vuruşta sedyelik oldu
"
Seferber olmak: Bir işe eldeki tüm imkânları kullanarak girişmek
"Yanan evi söndürmek için herkes seferber oldu
"
Selâmı sabahı kesmek: Dostluğu
arkadaşlığı
ahbaplığı kesmek
her türlü ilişkiye son vermek; selâmına bile karşılık vermemek
"Onunla selâmı sabahı kesmişsin diyorlar
doğru mu?"
Selâm verip borçlu çıkmak: Küçük bir ilgi göstermek karşılığında hemen kendisine bir iş yüklenilmek
Senet vermek: 1
Yazılı
imzalı belge vermek
2
"Bu işin böyle olduğuna inanmanı istiyorum" anlamında kullanılır
Sen giderken ben geliyordum: "Ben bu oyunları senden daha iyi bilirim
ben daha tecrübeliyim
beni aldatamazsın
" anlamında kullanılır
Seninki (tatlı) can da benim ki (elinki) patlıcan mı?: "Senin canın kıymetli de benimki kıymetli değil mi?" anlamında kullanılır
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul