08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Ulema Sahnenden Çekilince... (Cemil Meriç'ten)
“Ulema sahnenden çekilince, yeni bir zümre çıktı ortaya, Avrupa’yı gören, Avrupa memleketlerinde tahsil yapan, Avrupa’yı sathi olarak bilen sefaretlerle temas halinde olan, tercüme bürosunda yetişen insanlar çıktı sahneye: Tanzimat ricali Söz sınıf-ı ulemanın değil, bu yeni yetişen intelijansiyanındı artık Öyle bir vaziyet oldu ki, Tanzimat'tan sonra, yabancı dil bilmek Sadrazamlığa kadar getiriyordu insanı Başka bir vasfa ihtiyaç yoktu Batı kendi adamlarını getiriyordu Sadarete Bu yeni zümre, yeni inelijansiya, halka neden iltifat etsin? Halktan kopmuştu halkla hiçbir alakası yoktu Bütün nimetlerini batıya borçlu idi Herhangi bir jandarma teğmeni sadarete kadar yükseliyordu, yabancı dil bilmek kaydıyla Mütercim Rüştü Paşa, Vefik Paşa, Ali Paşa, Fuat Paşa, Reşit Paşa Bunların tek vasfı vardı: Batı dili bilmek Halkla ne gibi bir münasebetleri vardı bunların? Hiç Efendileri batı idi, Türkiye’yi sefaretler idare ediyordu ve bunlar sefaretlerin adamlarıydı Bunlar yavaş yavaş halktan büsbütün koptular Halktan kopmakla kalmadılar, Padişah da bunlara fuzuli görünmeye başladı Padişaha lüzum var? Biz Avrupa’nın himayesinde memleketi idare ederiz dediler ve İkinci Meşrutiyet’i yaptılar Mesele gaye basitleşti Ondan sonra I Dünya harbi, İstiklal Savaşı, Birinci Cumhuriyet Birinci Cumhuriyetten sonra kopuş büstün ilerledi Çünkü I Cumhuriyet, bütün maziyi tavsiye eder, müesseseleri tavsiye eder Bu arada bir çok savaşlar olmuştur, savaşlarda zaten okur yazarlar gitmiştir Yani balkan savaşı,Trablusgarp savaşı, I Dünya savaşı, Anadolu istiklal savaşı Pek sayılıdır okur yazarların adedi Bu okur yazarlar da bütün kaderlerini Cumhuriyete bağlamışlardır: Mebus olurlar, sefir olurlar, büyük makamlara getirilirler Halk zaten dermansızdır Harekete geçecek iktidardan mahrumdur Kendi kabuklarına çekilirler Aydınlar bütün kabiliyetleriyle yeni devrin ideolojisini kurmaya çalışırlar Bu şekilde yaşayan aydınların dünya nimetlerinden faydalanmaları sadece yeni rejime bağlılıklarıyla mümkündür ” (Cemil Meriç, Sosoloji Notları, 10 Baskı S 392, 393)
|
|
|