08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Diktatöre Ağlamak
Taha Akyol yazmış:
iktatöre Ağlamak[/url]
Diktatöre ağlamak
AZERBAYCAN’da dostum Prof Oktay
Efendiyev’e sormuştum Stalin öldüğünde ne hissetmiştiniz? “Ağlamıştık” demesin mi?
- Her gün birkaç komşumuz kaybolurdu Bilirdik ki, Stalin öldürttü Ama
Stalin ölünce mektepte ağladığımızı hatırlarım Kötü de olsa babası ölen bir
çocuk gibi öksüz kalmıştık Kimsesiz, rehbersiz kalmış çocuk gibi
ağlamıştık
Gorbaçov döneminde Azerbaycan’a ilk defa gittiğimde dostum Prof Efendiyev’le
yapmıştım bu konuşmayı  Stalin’in 20 bin Azerbaycanlı aydını nasıl
katlettiğini gözlerimiz yaşararak konuşmuştuk
Evet, totaliter diktatörler öldüğünde, çocuksu bıraktıkları toplumlar ağlar;
son örnek Kuzey Kore’dir
Toplumsal öksüzlük!
Psikolog Prof Erol Göka’nın fevkalade önemli teşhisi:
“Diktatör ölünce kitleler büyük bir kayba uğradıkları, adeta öksüz kaldıkları
duygusuna kapılırlar Rasyonel olarak beğenmeseler bile, duygusal olarak gözyaşı dökerler ”
Totaliter şartlandırma, sağcısı solcusu fark etmez, her yerde aynıdır: Toplum iç ve dış düşmanlarla çevrilidir!
Yüce diktatör bizi koruyor, doğru yolu gösteriyor! Her şeyimizi ona borçluyuz!
Fakat diktatörün yanlış politikaları yüzünden, çocuklar dahil, on binlerce
Kuzey Koreli açlıktan ölmedi mi?
Hayır, onları emperyalizm öldürmüştü! “Sevgili liderimiz” bizi korumak için
çırpınıyordu! Yorgunluktan ölmüştü işte!
Peşinden dövüne dövüne ağlanmaz mı?
Totalitarizmin resmi
Aşağıdaki resim bütün totaliter rejimlerin özetini veriyor:

“Güneş”le sembolize edilen lider kültü  Kitap simgesinde ideolojik
şartlanma  Üniforma, silah, militarizm, herkes tornadan çıkmış gibi  Siyaset
biliminde “taburlaştırılmış toplum” (regimented society) denilen totaliter
yapılanma
Lidere tapınma
Diktatörler daima “insanüstü” nitelikleri olduğuna toplumu şartlandırırlar
Bakın, Kim Jong-il dünyaya geldiğinde, tabiat onu gökkuşağı ile kutsamıştı! İki
aylıkken konuşmaya başlamıştı! Ortaokulda bir hurdadan sağlam bir kamyon
çıkaracak kadar dâhi bir “proleter” olmuştu! Üniversitede 15 bin kitap
okumuştu!
Halkı için öyle çalışıyordu ki, yorgunluktan ölmüştü!
Babası Kim Sung-il de öyleydi! Ülkesini Japon işgalinden kurtarmış, kimsenin
akıl edemediği bir sistem kurmuş, herkese doğru düşünmeyi öğreten Juche (Seçme
Konuşmalar) kitabını yazmıştı  
Ya da Hitler’in Kavgam’ı, yahut Stalin’in Diyalektik Materyalizm’i veya
Mao’nun Kızıl Kitap’ı falan  
Bunlar sülaleden insanüstü adamlar! Kuzey Koreliler şimdi de 28 yaşındaki
torun Kim Jong-un nasıl bir dâhi idi, onu öğrenecekler! Başladılar bile, 10
milyon fotoğrafı basılıyormuş Yakında heykelleri de dikilir
Öldüklerinde ağlanmaz mı?!
Evet ağlanır  Ekranlarda gördüğümüz Kuzey Koreliler totaliter sistemlerde
insanların nasıl çocuksu, özgüvensiz, çaresiz bırakıldıklarının
fotoğraflarıdır
***
Makale böyle Bu makalenin "Tarih Bölümü" ve "Türkiye" ile ne alakası vardır diye düşünen varsa, onun cevabını da okuyucuların anlayışına bırakıyorum
|
|
|