Konu
:
Endülüs Siyasi Tarihi
Yalnız Mesajı Göster
Endülüs Siyasi Tarihi
08-02-2012
#
3
Prof. Dr. Sinsi
Endülüs Siyasi Tarihi
Balâtü'ş-Şühedâ ya da Avrupa'nın Kader Günü
Ne Semh'in ne de Anbese'nin ne de onlarla beraber çok sayıda askerin savaş alanlarında şehit düşmeleri bu tür durumlara alışık olan müslümanları fetih hareketinden vazgeçmeye itti
Bilakis 114/732 senesinde muttakî mücahit ve iyi bir asker olarak temayüz etmiş olan Vali Abdurrahman el-Gâfikî sayısı 70 binden fazla olmayan büyük bir orduyla Gallar'i fethederek Fransa içlerine dalabilmek için Kurtuba'dan hareket etti
Önüne çıkan bazı mukavemet unsurlarını saf dışı bıraktıktan sonra Galler bölgesinin merkezi kenti Bordo'ya (Bordeaux) hareket etti
Kendisine engel olmak isteyen Galler dükü Eudes'i Dordonia nehri yakınlarında ağır bir yenilgiye uğrattı
Bordo kenti müslümanların eline geçti
İslam ordusu bundan sonra ülkenin ikinci mühim şehri Tur'a (Tours) yöneldi
Dük Eudes bu durumda Frank İmparatorluğu'ndan yardım istemek zorunda kaldı
Asıl makamı hâciplik (başbakan) olmakla beraber imparatorluğun fiili hükümdarı konumundaki Şarl Martel (Charles Martel) Galler'in düşmesi halinde sıranın Frank İmparatorluğu'na geleceğini bildiği için Eudes'in yardım talebine derhal icabet etti ve çok iyi hazırlanmış büyük bir orduyla İslam ordusunu durdurmak üzere Tur'a harelket etti
İki ordu arasındaki karşılaşma 12/13 Ekim 732 tarihinde gerçekleşti
Savaşın başlarında insiyatif müslümanların elindeydi
Ancak bir taraftan Franklar'ın yarma hareketlerinde başarılı olmaları diğer taraftan ise Abdurrahman el-Gâfikî'nin çarpışmaların en yoğun olduğu bir anda şehit düşmesi durumu tersine çevirdi
Her iki tarafın da zayiatı ağır olmakla beraber müslümanların verdikleri şehit sayısı çok daha fazlaydı
Bundan dolayıdır ki İslam kaynaklarında bu savaşın yapıldığı saha Balâtü'ş-Şühedâ (şehitler düzlüğü) ismiyle anılmaktadır
İslam ordularının gerek K
Afrika'nın gerekse Endülüs'ün fethi esnasında bir benzerini yaşamadıkları bu mağlubiyet Endülüs müslümanlarını derin bir kedere boğdu
Müslüman tarihçiler gelecek nesillerin böyle acı bir hadiseden haberdar olmalarına engel olmak niyetiyle olsa gerektir ki eserlerinde bu savaştan pek bahsetmezler
Buna karşılık hıristiyan kaynakları anılan savaşı Avrupa medeniyetini ve Hıristiyanlığı İslam'ın istilasından kurtaran bir dönüm noktası olarak değerlendirirler
Halbuki bu değerlendirme gerçeklerin ifadesi olmaktan ne kadar çok uzaktır
Evet bu savaşta müslümanların Avrupa'nın fethi uğrundaki teşebbüslerine set çekilmiştir
Ancak Avrupa medeniyetinin kurtarılmış olması diye bir iddia söz konusu olamaz
Zira o zamanda bir Avrupa medeniyeti henüz teşekkül etmiş değildi
Tarih için "şöyle olsaydı nolurdu" şeklinde sorular sormak uygun olmamakla beraber yine de sorsak ve bu çerçevede müslümanların Avrupa'yı fethettiğini düşünsek herhalde bu her şeyden evvel Avrupa'nın faydasına olurdu
Nitekim Endülüs için durum böyle olmadı mı? Ortaçağ Avrupasının en medeni ve en gelişmiş ülkesinin Endülüs yani İspanya olduğunu ve bunun da İslam idaresi sayesinde gerçekleştiğini bugün artık kim inkar edebilmektedir?
Balâtü'ş-Şüheda mağlubiyetine rağmen müslümanlar daha sonraki senelerde Galler'e seferler düzenlemeye devam ettiler
Ancak bu seferlerin hiçbiri daha ileri adımlar atılmasını temin edecek boyutta değillerdi
Balâtü'ş-Şüheda ile müslümanların Avrupa'daki ilerlemeleri bir anlamda durmuş oldu
Fakat bu duruşun asıl sebebi Balatüşşüheda değil içine düştükleri iç çekişmeler dolayısıyla fetih yerine fitneye yönelen müslümanların bizzat kendileri oldu
[Endülüs Müslümanları-1 TDV Ankara 1994 s
37-41] kaynağından alınmıştır
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul