Konu
:
Osmanli Sikkeleri
Yalnız Mesajı Göster
Osmanli Sikkeleri
08-02-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Osmanli Sikkeleri
SMANLI SİKKELERİ[/url]
OSMANLI DÖNEMİ SİKKELERİ
Osman Gazi dünyanın sayılı imparatorluklarından biri olacak olan Osmanoğullarının ilk sikkesini kestirerek Anadolu'nun karmaşık ortamında adını duyurdu
Gümüşten kesilen ve akçe adı verilen bu sikke Osmanlı'nın para birimi olarak 15
yüzyıla kadar değerinden hiç bir şey kaybetmeden geldi
Beyliğin sınırlarını başarılı akınlarla genişleten Orhan Gazi akçelerini önce Anadolu'daki İlhanlı baskısı yüzünden İlhanlı tarzında vali Timurtaş'ın ölümünden sonra ise sadece kendi adının ve kısa bir duanın bulunduğu farklı bir tarzda kestirir
Osmanlı sikkelerde uzun dua cümleleri yer almaz
Sultanın ve babasının adı darphanenin adı ve darp tarihi rakamla yazılmış olarak bir de "hullide mülkehu" (mülkü devamlı olsun)"azze nasrehu" (yardımı aziz olsun) gibi kısa dua (temenni) yazılır
Orhan Gazi Bursa'yı aldıktan sonra ilk defa akçelerde darp yerinin yazıldığını görüyoruz
Avrupa'ya ayak basan I
Murad zamanında akçelerin yanısıra mangır denen bakır sikkelerin kesimine de başlandı
Yöresel kullanım için ve akçenin alt birimi olarak darbedilen mangırlar çok çeşitli ve zengin süsleme motifleriyle Osmanlı sikkelerinin belki de en renkli malzemeleridir
Osmanlılar'ın 14
yüzyılda Anadolu'da ve Avrupa'da yaptıkları başarılı akınları ve kazandıkları toprakları gören diğer beyliklerden akıncıların da katılmasıyla Osmanlı Beyliği hızla büyüyordu
14
yüzyılın sonunda I
Murad ve Yıldırım Bayezid'in yaptığı akınlarla sınırlar Fırat'tan Tuna'ya kadar genişlemişti
Kendisini İlhanlıların mirasçısı sayan Timur doğuya ilerleyen Yıldırım'ı Ankara Savaşında (1402) esir etmiş ve Osmanlıların diğer beyliklerden aldıkları toprakları sahiplerine iade etmişti
Kalan topraklarda Bayezid'in oğulları arasında paylaşılınca tam genişlemeye başlamış olan Osmanlı Beyliği bir kaosa sürüklendi
Fetret Devri denilen bu döneme Çelebi Sultan Mehmed son verdi
Bu dönemde Yıldırım Bayezid'in oğullarından Emir Süleyman'ın sikkelerinde Sultanın ve babasının isminin bir arada nakış gibi işlendiği ve Osmanlı'ya has olan tuğrayı ilk defa kullandığı görülür
Çelebi Sultan Mehmed ve II
Murad saltanatları boyunca gerilemiş olan sınırları eski haline getirmeye çabaladılar
Fatih Sultan Mehmed hazırlanan bu ortamda hâlâ büyük bir imparatorluk olan Bizans İmparatorluğu'nun başkenti Konstantinopolis'i uzun ve zorlu bir kuşatmadan sonra 29 Mayıs 1453'de aldı
Yerleşik belli bir yeri olmayan devlet merkezini topraklarının doğal başşehri olan bu şehre taşıdı adına da Kostantiniye dendi
Beylikten devlete geçişi altın sikke kestirerek duyurdu dünyaya Fatih Sultan Mehmed
Sultanî denen bu sikke ticarette zorluk çıkmasın diye Venedik Dükaları ayarında ve ağırlığında idi
Bu dönemde Osmanlılar Anadolu'daki fetihlerin yanısıra Avrupa içlerine de yerleştiler
Akçe ve mangırlar Serez Novar Ayasluk Edirne Amasya Bursa ve Konya gibi şehirlerde altın ise sadece Konstantiniye'de kesiliyordu
Fatih Sultan Mehmed İstanbul'u fethetmesinin yanında Osmanlı sikkelerinin tuğra ile birlikte belirgin özelliği olan "Karaların sultanı denizlerin hakanı sultan oğlu Sultan" ifadesini de torunlarına miras bıraktı
Şehzade Cem Sultan'ın Rodos Şövalyeleri tarafından rehin tutulmasına karşılık II
Bayezid Avrupa'daki Osmanlı yayılmasına ara vermek zorunda kalmıştı
II
Bayezid'in Konstantiniye dışında bir taşra darphanesi olan Serez'de altın sikke kestirdiğini görüyoruz
Yavuz Sultan Selim Osmanlı'nın yerleşik düzeninden ve kurallarından sıkılan Türkmen göçebelerin siyasi bir güç kazanan Safevî'lere katıldığını görmüş ve bu tehlikeyi ortadan kaldırmak için Çaldıran Savaşıyla (1514) Şah İsmail'i yenmişti
Bu zaferden sonra I
Selim sikkelerinde "Şah" ünvanını kullandı
I
Süleyman'ın da kullandığı bu ünvan daha sonra terkedilmiştir
Yavuz Sultan Selim Portekizli denizcilerin ticaret yolu olarak Afrika yolunu keşfetmeleri üzerine tehlikeye giren Asya ticaret yolları için Ridaniye Savaşıyla (1517) Memlük Sultanlığı'na son verdi
İslamiyetin en kutsal iki şehri olan Mekke ve Medine de Osmanlı topraklarına katıldı
Böylece Mısır Amid (Diyarbakır) Dimaşk (Şam) Haleb Ruha (Urfa) Mardin Harput Hısn Keyfa (Hasankeyf) ve Hicaz'da da sikke kesilmeye başlanmıştı
Kanunî Sultan Süleyman 1520'de tahta oturduğunda Osmanlı'yı yükselen Şii değerlere karşı Sünniliğin önderliğini üstlenmiş ve Hint ticaret yollarını kontrol eder bulmuştu
Belgrad'ı aldıktan sonra Avrupa'da güçlenen Habsburg Hanedanı ile arasında Budin'i alarak tampon bölge oluşturdu
Osmanlı'nın Avrupa'da olmasını fırsat bilerek kıpırdanmaya başlayan Safevîlere Bağdad'ı alarak ağır bir darbe daha vurdu
Türk kaptanı Barbaros Hayreddin Paşa'nın kuzey Afrika'daki bağımsız beyliğini bağışlamasıyla Osmanlı Afrika'da ilk toprağına sahip oldu
Bu seferlerin sonunda Cezayir Bağdad Zebid San'a Belgrad da Osmanlı darphaneleri arasına katıldı
Kanunî devri devletin ve halkın en zengin olduğu devirdi
Kırktan fazla darphanede para basılıyordu
Osmanlı fethettiği toprakların yönetiminde gösterdiği esneklik ve hoşgörü politikasını o bölgelerde basılan sikkelerde de göstermiş ve her yörede farklı nakış ve istifte sikkeler basılmaya başlamıştı
Ayrıca yabancı paralar da Osmanlı paralarıyla aynı anda İmparatorluk topraklarında kullanılıyordu
Osmanlı'yı 600 yıl boyunca bu kadar geniş topraklarda yaşatan bu hoşgörü politikasıdır
İspanyol ve Portekizli denizcilerin başarılı keşifleri sonunda Amerika'dan getirilen tonlarca gümüş ve altının Avrupa pazarlarına girmesiyle Avrupa'da oluşan zenginliğe karşın Osmanlı'daki enflasyon neticesi akçenin değeri 1585-1640 arasında ardarda düşürüldü ve darphaneler birer birer kapanmaya başladı
IV Murad zamanında akçeden daha hafif "para" adıyla yeni bir sikke çıkarıldı
Artık sadece Kostantiniye ve güney illerinde sikke kesiliyordu
II
Süleyman bu durum karşısında Avrupa'daki "grosso"larla aynı değerde olmak üzere gümüşten "kuruş" bastırdı
Yeni mangır birimi de kullanılmaya başlandı
IV
Mehmed'in son dönemlerinden beri Avrupa'dan getirilen makinalarla darphanede altın para basılıyordu II
Süleyman altınlarla birlikte gümüş ve bakırları da makinalarda bastırmaya başladı
II
Mustafa'nın tuğrayı gümüş ve bakırın yanında altınlarda da kullanmaya başladığını görüyoruz
18
yüzyılda Osmanlı'da III
Ahmed'in barışçı siyaseti dikkati çeker
Karlofça ve Pasarofça antlaşmaları ile genişleme siyaseti bırakılmıştı
Bu döneme gelişen ince zevkin ve kültürel gelişmelerin simgesi olarak "Lale Devri" dendi ve bu sembolik lale motifi bitkisel süslemelerle birlikte bu devir sikkelerinin en belirgin özelliği oldu
Ayrıca bu dönemde Venedik altınına eş değerde Cedid Zer-i İstanbul altını da basıldı
Sultan II
Mustafa'nın Osmanlı sikkelerinde ilk defa olarak cülûs tarihinin yanında saltanatın kaçıncı yılında bastırıldığını gösteren rakamı da eklemesiyle sikkelerin kesim tarihi kesin olarak anlaşılabilir oldu
18
yüzyıldan başlayarak Osmanlı bitmek bilmeyen savaşların masraflarını karşılıyamaz hale gelmişti ve yenilgilerden sonra gittikçe toprak kaybediyordu
İç karışıklıkların ardı arkası kesilmiyordu
Padişahlar saray entrikaları sıkça görülen kısa saltanatlar ve sarayın müsrifliği yüzünden devlet kasasını kontrol edemiyordu
Avrupa ortaçağı aşmış her konuda âtılım yapıyordu
Batıyı örnek almaya karar veren Osmanlı III
Selim ve II
Mahmud'un yenilikçi politikalarıyla yeniden yapılanmaya başlamıştı
Bu yenilikçi hareketin izlerini II
Mahmud'un birim ve tipte hayli fazla çeşitte sikke bastırmasında görebiliyoruz
1818 yılında Osmanlı'nın kurulduğundan beri esas para birimi olan fakat uzun bir süredir adı sadece hesaplamalarda kâğıt üstünde kalan akçenin darbına son verildi
Abdülmecid döneminde "Tanzimat-ı Hayriyye" ıslahat planı dahilinde Londra'dan yeni makinalar ve ustalar Darphaneye getirildi
Alınan "Tashih-i Ayar" kararları ile kuruş üzerine kurulu para sistemi belirlendi ve 100 kuruş = 1 liralık çıkarıldı
II
Abdülhamid bugün bile bir gelenek olarak devam eden ziynet altınını çıkardı
Çalışmalarına başlayan Islah-ı Meskükat Komisyonu Sultan V Mehmed zamanında aldıkları kararlarını patlak veren I
Dünya Savaşı nedeniyle uygulamaya koyamadılar
Savaş sırasında Almanya ve Avusturya'dan borçlanarak para basıldı
Savaş sonrasında yenik sayılan Osmanlı İmparatorluğu Hazine'si toprakları gibi galip devletler tarafından talan edildi
Bu dönemde Osmanlı'da ilk defa nikel para basılmıştır
600 yıl dünya siyasetini belirleyen Osmanlı İmparatorluğu I
Dünya Savaşı sonrasında içinden filizlenen yenilikçi bir hareketle kabuk değiştirmiş ve Türkiye Cumhuriyeti ni yaratmıştır
İstanbul Darphanesi lirayı temel alan para basımını hâlâ sürdürmektedir
ALINTI
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul