08-02-2012
|
#4
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlı Padişahlarının Son Anları

MURAD HUDAVENDİGÂR HAN GÂZİ
Sultan Murad'ın Anadolu'da uğraşmasını fırsat bilen müttefikler ordusu Sırp Lazar kumandasında Sırp, Boşnak, Bulgar, Ulah, Arnavut, Leh ve Macarlardan mürekkepti Sultan Murad Han 60 000 kişilik bir kuvvetle 100 000 kişilik bu müttefik kuvvetlerini Kosova'da karşılaştı Gece Osmanlı saflarına doğru kuvvetli bir rüzgar esip askere göz açtırmıyordu Gâzi Hünkâr bu vaziyetin muhârebede vücuda getirebileceği felâketi düşünüp elem duydu ve Cenâb-ı Hakka sığınarak, sabaha kadar ibâdet, duâ ve istimdâdda bulundu Münacatını, Solak-zâde ve Sâdeddin Efendi rivayet ederler:
Âb-ı rûy-ı Habîb-i Ekrem içün
Kerbelâda revân olan kan içün
Şebb-i firkatte ağlayan göz içün
Râh-ı aşkında sürünen yük içün
Ehl-i derdin dil-i hazîni içün
Câna te’sîr eden enîni içün
Eyle yâ râb lütfunu hemrâh
Hıfzını eyle bize püşt ü penâh
Ehl-i islâma ol mu‘in-i nâsır
Dest-i a‘dâyı bizden eyle kâsır
Bakma yâ Râb bizim günahımıza
Nazar et cân-ı dilden âhımıza
Etme yâ râb mücâhidîni telef
Tîr-i a‘dâya kılma bizi hedef
Çeşmimiz sakla gird ü mu‘ârekeden
Cünd-i İslâmı cümle mühlikeden
Bunca yıl sa‘y ü ictihâdımızı
Gazâvât üzre yahşî adımızı
Etme yâ râb kahrın ile tebâh
Yüzümü halk içinde etme siyah
Râh-ı dîn içre ben fedâ olayım
Siper-i asker-i hüdâ olayım
Din yolunda beni şehîd eyle
Âhirette beni sa‘îd eyle
Mülk-i İslâmı pâh-yimâl etme
Menzil-i fırka-i delâlet etme
Keremin çoktur ehl-i İslâma
Dilerim kim erişe itmâma
Bu abidance münâcatta bulunduktan sonra, fevkalâde bir huzûr içinde Kurân-ı Kerîm tilavet ettiğini de bildirmişlerdir
Hakîkaten şafakla berâber yağmur yağıp tozu bastırdı; bu duâların müstecab olduğu şeklinde tefsîr edilerek, hayra yoruldu (8) Hüdâvendigâr, zafer nasip olduktan sonra savaş meydanını dolaşırken Sırp Kralı Lazar’ın damadı Miloş Obiloviç tarafından sinesine saplanan bir hançerle arzu ettiği şehitliğe kavuştu (9) Sultan Murad ağır yaralı olarak Bâyezid'e itaat etmelerini vasiyet etti (10)ve dudaklarından son olarak şu söz döküldü: “Attan inmeyesiniz!” (Yani, sürekli seferlere ve cihada devam ediniz ) (11) Padişahın mübarek cenazesi tahnit edilerek Bursa’ya nakledilip, Çekirge'deki türbesine konuldu (12)
Not: Tahnit: Ölüyü bozulmaması için belirli formül dahilinde ilâçlama, iç organlarını çıkarma, ilâçlayarak çabuk bozulmayacak hale getirme Bir cismi, dayanıklılığını arttırmak için İlâçlama Tahnitin asıl manası, ölünün kefenini buharla tütsülemektir (Şamil İslam Ansiklopedisi)
8- Ziya Nur Aksun, Osmanlı Tarihi, Ötüken Neşriyat, c 1, s 64-65
9- [Linki sadece üyelerimiz Görebilir Üye olmak için tıklayınız  ]
10- Ziya Nur Aksun, Osmanlı Tarihi, Ötüken Neşriyat, c 1, s 65
11- [Linki sadece üyelerimiz Görebilir Üye olmak için tıklayınız  ]
12- Ziya Nur Aksun, Osmanlı Tarihi, Ötüken Neşriyat, c 1, s 65
|
|
|