Yalnız Mesajı Göster

Osmanlı Padişahlarının Son Anları

Eski 08-02-2012   #36
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlı Padişahlarının Son Anları





SULTAN MEHMED REŞAD


İhtiyar Sultan, senelerden beri rahatsızdır Sık sık böbrek sancıları çekmektedir Son olarak sancıları iyice artınca, tedavi ettirilip mesanede taş teşhisi koyulup ameliyat edilmesine karar verilir Bütün hazırlıklar yapılır ve güçlükle ameliyat masasına getirilir Orada, kıbleye teveccüh edip ellerini açarak, insanın rikkatine dokunan şu duayı yapar: “Yarabbi! Milletimin ve memleketimin bütün mukadderatını hayırlara tahvil et! Eğer milletim ve memleketim için zararlı olacaksam beni bu ameliyat masasından kaldırma!” diyerek bütün samimiyetiyle Rabbine münacatta bulunan vatansever bir padişahtı

Etrafında bulunanlarla ve doktorlarla helalleştikten sonra cesaret ve metanetle ameliyat masasına yatar Yakınları, ameliyat sırasında Padişah’ın: “Yarabbi ümmet-i Muhammed’i ağlatma, bana da bu acıları çektirme” diye sayıkladığını naklederler

Ameliyattan sonra kendisini tebriğe gelenlerin, “Mâşâallah! Büsbütün iyileştiniz Artık yüz seneden fazla muammer(ömürlü) olursunuz” gibi sözlerine Sultan Reşad:

“- Ne kadar yaşayacağımızı biz bilmeyiz Ancak Cenab-ı Hakk bilir! Mukadder ne ise ömrümüz o kadar olur! Yalnız diyebiliriz ki

Bin yıl yaşasak yine cihan bu,

Gerdiş bu, zemin bu, asûmân bu!”

diye cevap verir

Sultan Reşad ameliyattan bir gece evvel de oldukça enteresan bir rüya görür:

Rüyasında, oturduğu odanın kapısı açılır ve içeri Arap kıyafetinde biri girip Padişahın yanına oturur Hünkâr kendisine ‘Siz kimsiniz?’diye sorunca, gelen şahıs da “Ruhunuzu kabza geldim” cevabını verir Bu sırada Padişah boynu bükük ve mütevekkil bir vaziyette beklerken aynı kapıdan iki güvercin gelerek, gelen şahsa: “O’nun ruhunu alma, bizim ruhumuzu al” derler

Bu esnada Padişah uyanır Sabahleyin nöbetçi bulunan Musahip Şakir Ağa’yı çağırır ve:

“Beşiktaş sarayına git, kuşçubaşıyı bul Benim sevdiğim iki güvercin vardır; her birini ayrı kafeslere koyarak sana teslim etsin, onları bana getir” diye emreder Ağa hemen kuşçuyu bulup birlikte kuşhaneye giderler Kuşhaneden içeri giren kuşçubaşı ile Şakir Ağa bir de ne görsünler? Padişahın irade buyurduğu kuşlar ölü değil mi? Tabii kimsenin rüyadan haberi olmadığı için bu kuşların ölümü keyfiyeti fena halde kendilerini ürkütür ve bir türlü huzura çıkıp bu hakikati söylemeye dilleri varmaz Neden sonra Padişah, ağanın gelip gelmediğini sorduğu zaman, ağanın eli boş döndüğünü görünce ondan evvel kendisi:

— Kuşlar ölmüş değil mi? der

Ağa önüne bakarak: ‘Allah ömr-i şahanenizi müzdad buyursun’ diyerek hayretler içinde kalır

Bu dertli Padişah’ın yıllar boyu çektiği şeker hastalığı, son zamanlarda artmış ve onu yatağa sermiştir Maddeten olduğu gibi manen de bitkindir Artık, hiçbir zaman ihmal etmediği devlet işleriyle bile uğraşmak istemiyor, imzalaması gerekli kâğıtlar geldikçe:

—Beni rahat bıraksalar da haysiyetimle ölsem, demektedir Bu sözlerde aslında ittihatçılara karşı büyük bir sitem gizlidir

Devletin ikbalinin idbara döndüğü o kasvetli günlerin birinde cephelerden gelen haberlerle perişan olan Sultan Reşad, (116) Hırka-ı Saadet Dairesi’nde ümmetin selametine dua ederken bir şeker krizi geçirerek oraya uzanıp kalır Saraya getirildikten sonra da vefat etmiştir (117) (3 Temmuz 1918)

Ölümünden 7 yıl evvel cenaze masraflarını Hazine-i Hassa Umum Müdürlüğü’ne emaneten vermiş ve : “Öldükten sonra cenazemin irade ile kalkmasını istemem” demiştir

Vefatında evlatlarına ve ailesine hiçbir şey bırakmamıştır Sadece hepsinin birer evleri ve kadın efendilerin de irad olarak birer dükkânları vardır Bu hususta da:

- Millete bar (yük) olmasınlar; demiştir

“Ebedi uykumu su ve çocuk sesleri yanında uyumak isterim” diyen bu Allah dostu, Eyüp’teki türbesinin yanına sağlığında bir de ilkokul yaptırmıştır (118)

Sultan Mehmed Reşad, memleketin içinde bulunduğu durumun ıstırabı içinde, 4 Temmuz 1918 Kadir gecesi, 74 yaşında vefat etti Türbesi Eyüp İskelesi’nin karşısındadır (119)


116-http://wwwsizinticomtr/konularphp?KONUID=3602
117-Ziya Nur Aksun, Osmanlı Tarihi, Ötüken Neşriyat, c6, s416
118-http://wwwsizinticomtr/konularphp?KONUID=3602
119-http://iktibasnet/metinphp?seri=1485

Alıntı Yaparak Cevapla