08-02-2012
|
#37
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlı Padişahlarının Son Anları

VAHİDÜDDÎN HAN
16 Mart 1920’de İstanbul işgal edilince 23 Nisan 1920’de Büyük Millet Meclisi Ankara’da toplanmıştır Düşmanlar Sevr Muâhedenâmesini, ne işgal altındaki Osmanlı Devleti’ne ve ne de Ankara Hükümetine imza ettirememişlerdir Anadolu’da imanlı milletin desteğiyle muvaffakiyetler kazanan Kuvay-ı Milliye ekibi ve özellikle de Mustafa Kemal ve arkadaşları, Başvekil Rauf Orbay’ın muhâlefetine rağmen, Anadolu’ya saltanat ve hilâfeti kurtarmak için geldiklerini çeşitli nutuklarında söylemelerine rağmen, evvela saltanata cephe almaya başlamışlardır
Cumhuriyet İdaresi kurarak Cumhurreisi olmak isteyen Mustafa Kemal, Türkiye Büyük Millet Meclisine 1 Kasım 1922’de saltanatı ilga ettirmiştir (120) Saltanatın ilgasından on gün kadar evvel İstanbul’a gelen Re’fet Paşa ilga sırasında padişahla görüşmüştür Padişah memleketten gitme kararında değildir Re’fet Paşa Anadolu’da efkârın müşevveş olduğunu, belki kendilerinin mahkemeye dahi sevk edileceğini söylemiştir Padişah mahkemeye sevk edilmeye hazır olduğunu, bundan çekinecek bir şey olmadığını beyan etmiştir Bilahere Re’fet Paşa hanedanın devletin ve milletin selameti ahali içinde karışıklığa meydan verilmemesi için fedakârlıkta bulunmaları lazım geldiğini teharüs ettirmiştir Ancak bu hassas nokta padişahın inadını tebdil ettirebilmiş ve memleketi terk etme kararı aldırmıştır (121)
Bu arada kendi nâzırlarından ve meşhur Osmanlı gazetecilerinden Ali Kemal Bey’in, bazı kimseler tarafından İzmit’e kaçırılarak linç edilmesi, Sultân Vahidüddin’in Ankara’daki havayı sezmesine yardımcı olmuştur Ankara’nın niyetini anlayan Sultân Vahidüddin, hem yeni kurulacak olan devlete zorluk çıkarmamak ve hem de daha fazla hakaretlere maruz kalmamak için İstanbul’u terk etme kararı almasında etkili olmuştur (122) Büyük Millet Meclisi hükümeti 1 Kasım 1922’de hilafet ile saltanatın ayrıldığını ve saltanatın kaldırıldığını bir kanun ile ilan etti Vahdettin Han’ın adı hutbelerden kaldırıldı Bunun sonucunda Sultan Vahdettin Han 17 Kasım 1922 Cuma günü Dolmabahçe Sarayı’ndan Malaya harp gemisi tarafından alınıp Malta Adası’na götürüldü
Sultan Vahideddin, vatanından koparken yanında şahsî eşyası dışında hiçbir şey götürmedi Hazineden bir iğne bile almadı Oradan Melik Hüseyin’in daveti üzerine Mekke’ye oradan da İtalya’daki San Remo şehrine giderek ikamet etti (123)
Ancak gelin görün ki vatanına bunca bağlı bir padişah ülkesinden ayrıldıktan çok kısa bir süre sonra (dört yıl) yaşadığı yabancı memleketlerde vefat edince, kasaba, bakkala ve fırına olan borçlarından dolayı cenazesi 15 gün boyunca tabutunda kalmış ve borçları ödenmeden naaşı kaldırılamamıştır (124) Vahdettin Han, acı ve sıkıntı içinde geçen bir sürgün hayatından sonra, 16 Mayıs 1926’da 65 yaşında İtalya’da vefat etti Cenazesi Şam’a getirilerek Sultan Selim Camiî Haziresine defnedildi (125)
120-http://www osmanli org tr/osmanlisultanlari-5-245 html
121-Ziya Nur Aksun, İslam Tarihi-3 Ötüken Neşriyat, s 177
122-http://www osmanli org tr/osmanlisultanlari-5-245 html
123-http://ailem zaman com tr/?bl=26&hn=5080
124-http://www biyografi net/kisiayrinti asp?kisiid=161
125-Ahmet Akgündüz-Said Öztürk, Bilinmeyen Osmanlı, OSAV, s 300
|
|
|