Yalnız Mesajı Göster

Osmanli Mutfagi Hakkinda Genel Bilgiler

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanli Mutfagi Hakkinda Genel Bilgiler



Bir zamanlar Asya'dan Anadolu'ya doğru akan Türk boyları eski uygarlıkların mayaladığı bu topraklara Uzak Doğu'da oluşan o zengin kültürü büyük bir ustalıkla ve yol boyu geçtikleri her ülkeden aldıkları malzemeyle zenginleştirerek taşımışlardı Bu hareket sırasında elbette mutfak kültürüne de gereken yeri vereceklerdi "Açları doyurun çıplakları giydirin yıkılanları yapın az halkı çok edin" gibi kutsal öğütlerle yola çıkan göç kafilelerinin yeni vatandaki görevleri kendilerine böylece bildirilmişti
SMANLI MUTFAGI HAKKINDA GENEL BILGILER[/url]
İşte yıllar sonra Anadolu ve Rumeli'nde gelişen Osmanlı kültürü ve de bu kültürün önemli bir bölümünü oluşturan mutfak ve yemek töreleri Asya Türklerinin tarihsel birikimiyle birlikte oluştu gelişti ve ünlendiBu hareketli kültür birikimini yeni vatanda geliştirecek destekleyecek ve üretkenliğini arttıracak bir çok eleman vardı

Yeni toprak her şeyden önce üç ayrı denizle çevrilmişti:Karadeniz Akdeniz Ege DeniziBu üç deniz bütün mal varlıklarını Anadolu göçmenlerinin emrine sunmuştu ve bu üç denize bağlı iki boğaz (Çanakkale ve İstanbul Boğazları) ve de onları birbirine bağlayan Marmara Denizi bir yandan kendine özgü bereketi ile bir yandan da Anadolu'da dört mevsimi bir arada yaşamanın özellikleri ile Batı'da bahar keyfi sürerken Güney'de yaz Karadeniz'de ılıman bir sonbaharı yaşama imkanını kullanarak ülkenin bütününü her mevsim taze sebzeler ve değişik meyvelerle donatıyorduBizler de bugün bile aynı keyfi yaşamıyor muyuz?

İşte bu nedenlerle Osmanlı mutfağının ve yemek kültürünün özelliklerini tarihsel kültürel birikiminin verdiği çeşitlilik ve coğrafyanın ve iklimlerin verdiği zenginlik ve de denizlerin göllerin getirdiği bereketle birlikte incelemek ve düşünmek gerekiyor sanırımBu koşullar Osmanlı yemek kültürünü dünyanın üç büyük mutfağından biri olma kıvamına getirdi

Yaşadığımız günler yaşadığımız koşulların büyük değişimleri nedeniyle bu kültür elbette durmadan yenileniyor"Kalıcı olma" şansı her gün biraz daha azalıyorBugün tüm dünyada insanlar evlerinde ve aile sofralarında birlikte yemek keyfini çok az bulabiliyorlar

Gelişen iş töreleri sıcak yemek alışkanlıklarını ayakta yenen "tost sandviç" gibi kuru yemeklere dönüştürülüyor davet yemekleri daha çok lokantalarda veriliyorÇağdaş tıp eskilerin en çok sevdiği yağlı yemeklere hamur işlerine hamur tatlılarına iyi gözle bakmıyor fazla kilolu olmaktan korkanlar devamlı "diyet" gayretiyle kolay yemeklere önem veriyorVe böyleceYeni dünyanın yemek sistemi kendi kurallarına göre eski sistemden ayrılıyor

Ama eski sisteme de dikkatle bakıldığı ve araştırmalar yapıldığı zaman onların da özellikle sağlık açısından bir çok tedbirleri olduğunu o günlerin koşullarına göre bazı kurallar ve kararlarla bu konuyu yürüttüklerini görüyoruzMadem ki bizim konumuz Osmanlı mutfağıBu konularda ne demiş Osmanlı'nın akıllısı biliyor musunuz? Ne demiş? Yemekten içmekten tatlıdan tuzludan söz açıldığında o bolluk ve bereket sofralarında Haber vermiş ki:

"Az yiyen melek olur
Çok yiyen helak olur"

Aman dostlar dikkatAman!O zamanlar buna benzer vurgulu sözleri usta hat sanatçıları o sanat eseri olan süslü yazılarıyla yazan zarif levhalar yaparmış Akıllı ev sahipleri de bu levhaların bir iki tanesini yemek odalarının duvarlarına asarmış:

"Az yiyen her gün yer
Çok yiyen bir gün yer" gibi

"Ağız yer yüz utanır" gibi

Çok yemek yemenin insanın işine yaramayacağını anımsatan aşağıdaki dize gibi

"Neler yedi neler yedi bu diş"

Alıntı Yaparak Cevapla