08-02-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
“Osmanlı Demokrasisi”Nden “Cumhuriyet Mutlakıyeti”Ne Hak Ve Hürriyetler
Batılı gezginler ne diyor?
Yüzyıllar boyu Osmanlı ülkesine gelip tetkiklerde bulunan Avrupalı gezginler, Avrupa ile mukayese kabul etmez insan hakları uygulamaları karşısında şaşkınlıklarını dile getirmekten kendilerini alamamışlar, kendi toplumları için de böylesine “hakça” ve “insanca” bir yönetim temenni etmişlerdir
Bunların arasında özellikle Comte de Marsigli’nin tespitleri dikkate değer: Çünkü Marsigli bir İslam-Türk düşmanıdır Buna rağmen Osmanlı Devleti’nin insanlara verdiği değerle, riayet ettiği insan hak ve hürriyetlerinden bahsetmiştir
Kendisi diplomat olan bu kişi, 1732’de La Haye’de yayınladığı hatıratının birinci cildinin 28-29 sayfalarında Osmanlı idaresini övmekten geri duramaz:
“Tarihçilerimizin hepsi Osmanlı padişahlarının diktatör olduklarını dünyaya ilân ediyorlar Hâlbuki Osmanlı devlet sistemiyle diktatörlük arasında en ufak bir bağ yok Nasıl olsun ki; Padişahın maiyetinde bulunan ve adına ‘Kapıkulu’ denen askeri teşkilat (yeniçeri ve sipahileri kastediyor) gerek eski padişahlardan kalma kanunlar mucibince, gerekse kendi gelenekleri gereği padişahı tahttan indirebiliyor, zindana bile atabiliyorlar ”
Marsigli, padişahların “mutlak” olmadıklarına dair pek-çok örnek verdikten sonra, yukarıda adı geçen kitabının 31 sayfasına şu hüküm cümlesini yerleştiriyor:
“Buraya kadar verdiğim örneklerden de anlaşılacağı gibi, Osmanlı Devleti bir aristokrasi değil, adı konmamış bir demokrasidir ”
“Padişah Şeyhülislâmdan üstün değildir”
Fransız gezgini ve yazarı A L Castellan yazıyor:
“Teb’asının hayatına, namus ve haysiyetine, malıyla mülküne hâkim sayılan padişahın iradesi Kur’an hükümlerinden, şeriat ulemasının kararlarından veyahut Şeyhülislâmın fetvalarından üstün değildir ” (Moeurs, usages, costumes, des Othomans et abrégé de leur historie 1812, c 3, s 14-15)
A Ubicini’yi dinleyelim:
“Osmanlı Devleti şeklen mutlak bir saltanat olmakla beraber, esasına bakıldığı zaman her şeyden önce müesseseleriyle saltanatın tabi olduğu şartlardan ve ondan sonra da dünyanın hiçbir yerinde misli görülmemiş derecede hükümet yetkililerini tadil ve hattâ sınırlandıran örf ve âdetlerinden dolayı yumuşak bir idaredir ” (La Turquie actuelle, 1855 Paris, s 12)
“Bütün Osmanlılar içinde hayat şartlarının eşitsizliğinden şikâyet edebilecek yegâne insan padişahtır Aynı zamanda hem herkesten üstün, hem herkesten aşağı bir vaziyette bulunan padişah istediği gibi bir evlilik yapma yetkisinden bile mahrumdur ” (S 122)
|
|
|