Yalnız Mesajı Göster

Yaşanmiş İbretlik Osmanli Hikayeleri

Eski 08-02-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yaşanmiş İbretlik Osmanli Hikayeleri



BEN AĞLAMAYAYIM DA KİM AĞLASIN?


Mehmet Âkif bir yaşlı zâtı anlatıyor:

Sultan Ahmet Camiî'ne gidiyorum her sabah

Ne kadar erken gidersem gideyim mihrabın bir kenarında

Saçı sakalı bembeyaz olmuş ihtiyar bir adam ümitsizce bedbîn durmadan ağlıyor

O kadar ağlıyor ki ağlamadığı tek dakikayı yakalayamadım

Nihayet bir gün yanına sokuldum

Muhterem dedim, Ah Efendim dedim, Allah'ın rahmetinden bir insan bu kadar ümitsiz olur mu?

Niye bu kadar ağlıyorsun?

Bana "Beni konuşturma" dedi, "kalbim duracak"

Ben çok ısrar edince ağlıya ağlıya anlattı

Dedi ki : "Ben Abdulhamit Cennet mekânın devrinde bir binbaşıydım orduda

Bir birliğim vardı benim de

Annem babam vefat edince, servetimiz vardı

Payimâr olmasın diye sadarete bir istifa dilekçesi gönderdim

Dedim ki annem babam vefat etti falan yerdeki mağazalarımız,

filan yerdeki gayri menkullerimiz Bunlara nezaret edecek bir nezaretçiye ihtiyaç vardır

İstifam kabul buyurulursa, istifa etmek istiyorum

Biraz sonra bana doğrudan doğruya hünkârdan bir yazı geldi,

İstifan kabul edilmedi

Öyle anlaşılıyor ki istifa dilekçem padişaha gönderilmişti

Ben bir daha dilekçe verdim; yine aynı cevap geldi

Bizzat çıkayım huzuruna şifâhî olarak görüşeyim,

bu celâdetli padişah cidden çok celadetli (yiğitlik, kuvvet ve şiddet)

Ben yaveriyle uzun zaman bir yerde kaldım

Tuhaf gelir size nasıl sen kaldın diyeceksiniz?

Yaşlı yaveriyle uzun zaman bir yerde kaldım,

Abulhamit faytonda giderken faytonun sağındaki solundaki nefes almaya bile korkarlardı, derdi

Medet Efendi Allah rahmet etsin evliyaullahtan bir zâttı

Ben bizzat o celâdetli, haşmetli padişahın huzuruna çıktım

Hünkârım dedim İstifamın kabulünü rica edeceğim dedim

Durumumuz budur dedim

Derin derin biraz düşündü İstifa etmemi istemiyordu, yüzünün halinden belliydi

Israrıma da dayanamadı, öfkeli bir edayla, elinin tersiyle beni iter gibi

"Haydi istifa ettirdik" dedi seni

Ben döndüm sevinerek geldim işimin başına

Gece âlem-i manada orduların teftiş edildiğini gördüm

Gördüm ki son savaşı vermek üzere şarkında ve garbında savaşan orduları

bizzat Rasul-i Ekrem teftiş ediyor

Efendimiz (SAV) yıldızın önünde duruyordu

Bütün Türk ordusu Aleyhissalatu Vesselam'a teftiş veriyordu

Osmanlı padişahlarının ileri gelenleri vardı

Abdulhamit'de edeble, kemerbeste-i ubudiyetle kâinatın Fahr'ının arkasında duruyordu

Bütün ordular geçti Derken benim birlik geldi;

başında kumandanı olmadığı için darma dağındı

Efendimiz döndü Abdulhamit'e dedi ki "Abdulhamit! Nerede bu ordunun kumandanı?",

Abdulhamit Han "Ya Rasulallah!, çok istedi, ısrar etti, istifa ettirdik"

Efendimiz

"Senin istifa ettirdiğini, biz de istifa ettirdik"

buyurdu

Ben ağlamayayım da kim ağlasın !?"(Bayram TOSUN)

KAYNAK: Yeni Osmanlılar Derneği Web Sayfası

Alıntı Yaparak Cevapla