Yalnız Mesajı Göster

Bartın Gelenek Ve Görenekleri

Eski 08-02-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bartın Gelenek Ve Görenekleri




FOLKLORİK DEĞERLER


Bartın, halk kültürünün vazgeçilmez öğeleri açısından seçkin bir yere sahiptir Yöre insanı, toplumsal değişimden etkilenmekle birlikte folklorik değerlerini dayanışma, dostluk ve sevecenlik, mizah ve eğlenceyle, kısaca; özgün yaşamıyla bütünleştirerek günümüze taşımasını bilmiştir


GELENEK VE GÖRENEKLER


Gelenek ve göreneklerin en çarpıcı örnekleri Galla Bazarı ve topluca kutlanan Dini Bayramlar görülür Halk oyunları ve halk müziği, el sanatları ve mutfak kültürü günümüze ulaşan gelenek ve göreneklerdir Uzun yıllar anılarda yaşayıp dilden dile dolaşan eski Bartın Düğünleri ve Hıdrellez kutlamaları ile giyim-kuşam ve diğer bazı gelenekler toplumsal değişim sonucu artık hafızalarda yaşıyor


Galıla Bazarı (Garılar- Kadınlar Pazarı)
Adını, bahçesinden ve hayvanlarından elde ettiği sütten yoğurda, biberden domatese, çilekten vişneye kadar tazecik ürünleri burada pazarlayan vefakar kadın¬larımızdan almıştır


Bartın’da yaz-kış demeden her Salı ve Cuma günleri kurulan Garıla Pazarı; bir yandan 200 yıllık bir geleneği yansıtırken, diğer yandan da köylüyle kentliyi kaynaştıran önemli bir pazaryeri olma özelliği taşımaktadır


Bayram Kutlamaları


Günümüzde, özellikle Merkez, Amasra ve Kurucaşile İlçelerinin bazı köylerinde Dini Bayramlar bölgesel olarak topluca kutlanmaktadır Bayramı birlikte kutlayanlar; ya birbirine yakın köyler veya Karadeniz’in coğrafi yapısı nedeniyle birbirinden ayrı tepecikler üzerinde kurulmuş aynı köyün mahalleleridir


Osmanlı dönemlerinden günümüze gelenekselleşen kutlamaların ne zamandan beri sürdürüldüğü veya günlerin nasıl tespit edildiği bu günkü nesilce bilinmemekte, gelecek Bayramın 1-2-3 günleri ile bir sonraki Bayramın hangi köy ve mahallede kutlanacağı herkesçe bilinmektedir Süre, sabah saat: 0900’dan akşam hava kararıncaya kadardır
Bayram öncesi, geleneksel Türk Misafirperverliğinin gereği olarak ev sahibi köylüler gelecek misafirleri ağırlamak üzere hazırlıklıdırlar Yemekler yapılmış ve evdeki tüm hazırlıklar tamamlanmıştır
Bayram sabahı, gelen misafirler ziyaretlerine ya bir dostlarının evinden başlarlar veya “Kutlama Yeri” ne giderler Kutlama yeri, köy odası veya şartlara göre açık havada hazırlanmış alandır Kutlamalara davet edilenler olduğu gibi dışarıdan katılanlarda olur Davetliler ev sahiplerince, katılanlar kutlama yerinde ağırlanırlar Kutlama Yerindeki misafirler için evlerden gelen yemekler, ikindi vakti topluca yer sofrasında yenilir, adına da “Konuk Çıkarma Yemeği” adı verilir
Evlerdeki ve Kutlama Yerindeki bayramlaşmalardan sonraki karşılıklı bayram ziyaretleri yapılır Gün boyu ikramlar devam ederken bölgeselden genele değişik konulardaki muhabbetler ve şakalaşmalar eğlenceye dönüşür Bayanların ikramlarına ve muhabbetlerine katılan genç kızlar ise, evde pencereler önünde kümelenmişlerdir Biliyorlar ki, öncüleriyle birlikte gruplar halinde eğlenen ve dolaşan gençler pür dikkat evlerden dışarıya sızacak nağmeleri bekliyorlar Kızların bu gençlere Mani Yakmaları belki de gelecekteki bir evliliğin başlangıcı olacaktır


Bazı köylerde, bu kutlamalar içerisinde çeşitli eğlence ve oyunlar ile Karakucak güreş gösterileri de yapılır


Konut Çıkarma yemeğinden sonra hazırlıklara başlanan eğlence Cemal oyunudur Bu oyunu kaçırmak istemeyen konuklar köyde konaklayabilirler


Cemal oyunu; birlikte yenecek olan yemeğin toplanması ve bu sıradaki gösteriler ile Burma oyunundan oluşmaktadır Oyunu izleyen veya yer alan gençlerin, oyun içerisinde gösterdikleri ustalığın, uyumun, mizahın ve aralarındaki dostluğun sergilendiği eğlencelik bir oyundur Bir yandan evlerin önünde gösteriler yapılırken bir yandan da yemekler toplanır Gösterilerde müzik, türkü, ilahi ve oyunlardaki hünerler sergilenir Bütün evler dolaşıldığında, hava şartlarına göre açık hava veya köy odasındaki sofralar kurulur, yer sofrasında topluca yenilen yemekten sonra Burma oyunu başlar

Gençler, yerde bağdaş kurarak halka şeklinde, sıkça ve elleri arkalarında saklı olarak oturmakta, birisinin elinde de her iki ucuna düğüm atılmış eşarp veya atkıdan bir “Burma” bulunmaktadır Grup arasından seçilen “Ebe” kendisine vurulduktan sonra el değiştirerek saklanan Burma’nın kimde olduğunu bulacaktır Gruptaki herkesin elleri arkada, sanki Burma kendisindeymiş gibi davrandığından, Burmanın kimde olduğunu bulmak hayli zordur


Ebe, Burma’yı ararken her sırtını dönüşte yeniden bir acıyla kıvranır Burma bulunana kadar dövülme işi sürecek, yakalatan Ebe olacak, bu kez yeni Ebe dövülecektir


Zaman hayli ilerleyince, sıra ebe olup dövülenlerin acısını dindirmeye, yani aralarındaki dostluğun sergilenmesine gelir Çeşitli enstrümanlarla çalınan müzik ve türküler eşliğindeki eğlenceyle oyun sona erer Saat: 0200/0300’dür, artık uyku zamanıdır


Düğünler


Bir hafta süren eski Bartın Düğünlerinde; gelenek ve görenekler, halk müziği, türküler ve halk oyunları, kısaca folklorik öğelerin tümü iç içe sergilenirdi
Evlenme çağına gelen oğullarını evlendirmeye karar veren aile, gelin adayını seçerek Kız isteme ve Söz Kesme aşamalarını tamamlar
Sonra sıra Nişan törenine gelir Nişanı takiben ilk hafta içerisinde kız evi tarafından oğlan evine gönderilen yemekten sonra, aileler arasında başlayan samimiyet ve dostluk, karşılıklı ziyaretlerle daha da gelişerek devam eder
Nişandan belirli bir süre sonra düğün tarihi tespit edilir Gerekli hazırlıklar için çıkılan Bazar’da; ağırlıklar ve kız tarafına hediyeler alınır, eksikler giderilir, kız tarafınca alınan Başlık Parası da gelinin Çeyiz’i ile Damat ve yakınlarına alınan hediyeler için harcanırdı Artık her şey hazırdır Cumartesi günü başlayacak düğün, Perşembe günü sona erecektir
Nikah ise, ya düğün sırasında veya daha önce davetlilerin huzurunda kıyılır

Cumartesi Günü
Düğün, öğleden önce “ Başlık Töreni” ile başlar Oğlan evinden kız evine gönderilen bir tepsi helvanın misafirlere ikramı ile başlayan eğlence bir hafta sürecektir
Aynı gün öğleden sonra kadınlar arasında tekrarlanan bu törene de “Helva Kesmesi” denir Gece eğlenceleri oldukça coşkuludur

Pazar Günü
Cumartesi günü kız evinde başlayan ve gece yarısına kadar süren eğlenti akşam yeniden başlar


Pazartesi Günü
“Boya Günü”dür Öğleden sonra Damat ve Gelin’in yakınları ve davetli bayanlar kız evinde toplanırlar Mahalli kıyafetleriyle “Sıra” ya çıkan genç kızlar, Ud çalıp türkü ve maniler söyleyerek gece yarısına kadar eğlenceye devam ederler Sıra, genç kızların düğün evinde yüksek bir yerde yan yana oturmalarıdır
Salı Günü
İkindi namazından sonra “Yük Alması” vardır Damat’ın yakınları kız evinden çeyizleri çıkarken Gelinin küçük kardeşi eşyanın üzerine oturur, bahşiş ister Kız tarafı da bahşişe karşılık oğlan tarafına İpek Mendil verir


Akşam oğlan evinde damat ve arkadaşlarına verilen ziyafete ve yapılan eğlenceye “Oğlan Kınası” adı verilir Kız evindekiler, eğlenceyi gecenin bir saatinde keserek hazırlanan bohçalar ve çalgılarıyla birlikte oğlan evine gelirler Eve yaklaşıldığında, “Damat’ı isteriz” diye bağırarak kendilerini karşılamaya mecbur ederler Damat, gelenleri karşılar, eğlence sabaha dek hep birlikte devam eder


Çarşamba Günü
“Yatak Düzeltmesi” günüdür Öğle üzeri toplu halde oğlan evine giden kız tarafı gelinin odasını hazırlar


Akşam kız evinde yapılan ve “Kız Kınası” adını alan tören, düğünün en önemli olayıdır Genç kızlar yine Sıra’ya çıkmışlar, Delikanlılar da Daraba (Ağaç bahçe çitleri) arkasından kına gecesini seyretmektedirler Aralarındaki nişanlı gençler, sıradaki nişanlılarına mendiller içinde kuruyemiş gönderirken, mendili götüren Düğüncü Kadının bunları çeşitli esprilerle kızlara dağıtması günlerce konuşulur
Genç Kızlar, Daraba arkasından kendilerini seyreden gençlere taşlama yapar, Delikanlılar da cevap verirler:

Kızlar:
Daraba arkasından
Bak böyle de bak böyle
Hep bakmayla olmaya
Bi türkü de sen sööle


Delikanlılar:


Gece geçtim duyduy mu?
Sevdiğim uyuduy mu?
Benim sana yanduğumu
Anaya duyurduy mu?

Bu kez delikanlılar sıradaki kızlardan çeşitli türküler isterler En önemli istek türküsü “Mavili Mavili” dir Ki, aralarında ilgi olduğu bilinen veya yakıştırılan genç kızla delikanlının isimleri yanyana anılır


Mavili mavili ela kız
Bilemeyom kimleriy Yıldız kız


Aman aman elini,
Yabancılarıy gelini


Ahmet çok seviyomuş
Yari de yangun olmuş


Ahmet armut yer misiy?
Mahallede bir misiy?


Saa Yıldız’ı alıvarcaz
Ona gadunum der misiy?




Nakarat
Ev altında malaklar
Ahmet Yıldız’ı kovaklar
Eğer tutabilirse
Saçını başını yolaklar


Eğlence ve türküler devam etmekte, saz ekibi ve oyuncularıyla birlikte oğlan tarafı da gelmek üzeredir Misafirler, manilerle karşılanırlar


Hoş geldin hoş üstüne,
Gel otur köşk üstüne,
Sen mi geldin? Sevdiğim
Her sözün baş üstüne


Hoş geldin diyemedim,
Bir mendil veremedim,
Sen mi geldin? Sevdiğim
Ben seni bilemedim

Biraz sonra, geceye adını veren “Kına Yakma” töreni başlayacaktır Davetliler önce içinde 10 tane mum yanan bir tepsiyle içeriye giren kadının arkasında Gelini görürler Gelin kız, yüzü işlemeli bir örtüyle kapalı olarak merdivenlerden inmektedir Bu sırada “Gelin indirme Türküsü” söylenir


Merdivenden iner iken
Ayağıma battı diken
Ayrılıktır belin büken
Aman felek sen kavuştur




Askerim beşyüzelli
Alaylarda adın belli
A kız senin saçın telli
Aman felek sen kavuştur


Bakraçları susuz koyan
Koca evi ıssız koyan
Anaları kızsız koyan
Aman felek sen kavuştur


Gelin kız, kaynanasının önüne oturtularak avuçlarına kına yakılır Önce kaynana, sonra da yakınları hanımlar gelinin avuçlarına birer altın koyarlar

Genç kızların türküleri devam etmektedir


Oy Feride’m Feride’m
Ne bakarsın geriden
Kurbanlık koyun gibi
Ayrılıvaracay sürüden


Aman efendim aman
Samanlık dolu saman
Eller düğün yapıyor
Bizim düğün ne zaman




Sazlar ve türküler eşliğinde oyunlar sürerken, gelinde oynatılır Kaynana gelinin başına para saçar Gece yarısına doğru damat ve arkadaşları da börek yemeye gelirler Çengiler çalar, oyunlar oynanır, yemekler yenilir, içilir Damadın arkadaşları maniler söyleyerek kız evinden isteklerde bulunurlar İstekleri karşılanmazsa gideceklerini ima ederler “Ey Gaziler” türküsünü hep bir ağızdan söylerler


Muhallebi isteriz,
Baklava da olmalı
Biz buradan gitmeyiz
Canlı tavuk gelmeli


Bu istekleri çoğaltmakta mümkündür Bundan sonra damat ve arkadaşları kız evinden ayrılarak hamama giderler Buna “Güvey Hamamı” denir Damadın ayrılışından sonra oğlan tarafı da düğün evinden ayrılır, ancak kız evindeki eğlence sabaha dek sürer


Perşembe Günü
“Hak Alma Günü”dür Gelin kız gelinliğini giymiş, düğün alayını beklemektedir Öğle zamanı, oğlan tarafı kız evine hareket ederken Damat, Sağdıç ve yakın arkadaşları ile birlikte diğer bir arkadaşının evindedir Damat ve arkadaşları, gelinin oğlan evine gidişine kadar “Damat Odası” denilen burada eğlenilecek, damat tıraşı da burada yapılacaktır
Hazırlıklar tamamlanınca gelin, dayı ve amcasının kolunda gelin arabasına bindirilir Düğün alayıyla birlikte eğlence de oğlan evine taşınacaktır
Düğün Alayı’nın oğlan evine geldiği haberini getirene Damat tarafından bahşiş verildikten sonra; damat ve arkadaşları, öğleden sonra yapılacak olan “Koltuk Töreni” için eve hareket ederler


Gelin, merdiven başında hayat arkadaşını karşılar ve koluna girerek davetlilerin huzuruna gelirler Bir süre oturduktan sonra Düğüncü Kadın tarafından odalarına çıkarıldıklarında; damat gelinin yüzünü açar ve “Görümlük” takar Düğüncü kadının lokum ikramına karşılık da bahşiş verir Bir kaç dakika sonra Düğüncü Kadın öncülüğünde genç çift odalarından alınarak davetlilerin yanına gelirler Burada, Sağdıç’ın Düğüncü kadına bahşiş vermesiyle Koltuk Töreni sona erer Damat ve arkadaşları Damat Odasına çekilirken eğlence sürmektedir
Artık, Cumartesi günü başlayan ve Perşembe gününe dek süren düğün, Yatsı ezanıyla birlikte sona erecektir Yatsı ezanından sonra, namaz kılmak üzere Camiye giden damat ve arkadaşlarının Hoca’yla birlikte eve dönüşleri, önceden hazırlanarak yakılan çıralar ve lüks lambalarının ışıkları arasında, çeşitli espriler ve eğlenceyle oldukça görkemli olur
Herkes Hoca’nın okumaya başladığı duanın bitimini beklemekte, bir yandan da düğünün hatıralarda kalacak son olayının hazırlıkları yapılmaktadır Damat ve Hoca’yı izleyen gözler, duanın bitimiyle birlikte görevlerini yumruklara terk eder Arkadaşlarınca yumruklanan damat, kurtuluşu odasına kaçmakta bulur


Düğünden sonraki Cuma günü “Duvak Günü” dür Öğleden sonra gelinin yakın arkadaşları misafirliğe gelirler Damat’ın arkadaşları da eve gelerek birlikte bahçede yemek yerler, eğlenirler


Cumartesi günü gecesi, yeni evlilerin kızın annesini ziyaret etmelerine “Üç günleme”, bir hafta sonraki Perşembe günü başlayan karşılıklı ziyaretlere “Ömürleme” denir


Eskilerde çok detaylı adetler yumağı olan bu şenlikli Bartın Düğünleri; günümüzde oldukça sadeliğe büründü Eski düğünler artık hatıralarda yaşıyor, bu konuda yazılmış eserlerde ve sahne oyunlarında yaşatılıyor



Alıntı Yaparak Cevapla