08-02-2012
			
							
		 | 
		
			 
			#3
			
		 | 
	
	| 
			
 
Prof. Dr. Sinsi
 
		
	
		
	
	 | 
	
	
	
	
		
		
			
			
				 
				Aksaray Gelenek Ve Görenekleri
			 
			 
			
		
		
		
		
             
							   
 
 
AKSARAY KÜLTÜREVİ 
 
 
 
 
 
 
  
 
  
           1927 yılında yapımına başlanan ve 1930 yılında tamamlanan Aksaray valilik konağı, yıllarca valilik konağı olarak Aksaray Valililerimize ve Kaymakamlarımıza hizmet vermiştir    
 
    Tamamı kesme taştan yapılan bina iki katlı ve beş oda, iki salondan oluşan cumhuriyetin ilk yıllarında yapılmış ve günümüze kadar gelmiş ender eserlerden bir tanesidir   Son yıllarda yeni valilik konağının yapılmasından sonra bu tarihi bina boşaltıldı 2007 yılı başlarında Aksaray Valisi Sayın Sebati BUYURAN’ın girişimleriyle tarihi valilik binası Aksaray kültürüne kazandırıldı  Aksaray kültürünü, geleneklerini, göreneklerini, yaşam tarzlarını, sosyal hayatı yansıtan bir müze haline getirtilmiştir   Aksaray Kültürevi alışılmış müzeciliğin dışında her odası ayrı bir kültürü yansıtan heykellerle desteklenen adeta yaşanan mekânlara dönüştürülmüştür  
 
      Aksaray kültürevi'nde yaklaşık 31 heykel bulunmaktadır    
 
     
 
     Kültürevi'nin oluşması sırasında Aksaray’ın köy, kasaba ve ilçelerinin tamamı gezilerek sosyal hayat yerinde incelenmiş ve eşyalar şahıslardan alınarak,  Valilik Konağının her odası ayrı ayrı titizlikle döşenmiştir   Aksaray kültürevi oluşumunda eşyaların tamamı vatandaşlardan hibe olarak alınmıştır  
 
 
      GELİN ODASI 
 
     
 
             Aksaray’da gelin odası Anadolu’nun her yerinde olduğu gibi büyük bir titizlikle ve özenle hazırladır  Hazırlıklar haftalar öncesinden başlar düğün gününe kadar devam eder  Düğün günü gelin odası gelen davetlilere gösterilir    
 
    Aksaray Kültürevin'de kurulan gelin odasında bulunan eşyaların tamamı vatandaşlar tarafından hibe edilmiş ve yıllar önce kullanılmış eşyalardır  Gelin odasında bulunan heykeller Seyfullah ve Bengül SÜNBÜL  tarafından yapılmıştır  Gelinlik zamanın Belediye Başkanı Mehmet DALKILIÇ’ın eşi  Nefise DALKILIÇ gelinliğidir  Tamamı özel dokuma kumaştan yapılmıştır  
 
    Gelin odasında bulunan Gar dolabı 1903 yılında tamamı gül dalından  yapılan ve çok özel bir  parçadır  
 
    Tamamı cevizden yapılmış olan 1905 yılına ait konsülde  bu odanın değerli eşyalarından biridir   Gerek gar dolabı gerekse konsül  Emekli Tapu Müdürü Hasan GÜÇLÜER’in oğlu Erdal GÜÇLÜER' den alınmıştır   
 
     Bu odada bulunan  Prinç karyola  emekli öğretmen Zeynep GÜR’den alınmıştır   
 
    Çeyiz Sandığı Emekli Başkatip Fazilet BERKSOY’dan alınmıştır   
 
     Halılar Sultanhanı belediyesinden temin edilmiştir  
 
 
      HALI DOKUM ODASI  
 
     
 
    Aksaray’da Özellikle Taşpınar ve Sultanhanı kasabalarında yaşayan  genç yaşlı tüm insanlar halı ve kilim dokuma  işleriyle uğraşırlar  Evlerinde kullandıkları halı ve kilimlere insanlar kendileri üretmişlerdir  Dokudukları halı ve kilimlerde  boyalarını ,kök boyalar kullanarak renkler  vermişlerdir  Dokuma sanatı kendileri ve aileleri için önemli bir gelir kaynağı olmuştur Halen yörede bazı ev ve atölyelerde halı ve kilim dokumacılığı devam etmektedir  
 
    Halı, Anadolu'ya Selçuklu Türkleri ile gelmiştir  XIII  Yüzyılda tarihi kaynaklar, saydıkları önemli halıcılık merkezleri arasında Konya ve Aksaray'ı kaydetmektedirler  1274 yılında ölmüş olan ibn-i Said'e atfen Ebül-Fida'nın verdiği bilgiler de “  Her memlekete yapılırdı ” diyerek imal merkezi olarak özellikle Ak*saray'ı belirtmektedir ihraç edilen Türkoman Halıları orada  
 
    Günümüz Taşpınar Halılarının değerlendirmesi*ni yapabilmek için bugünkü örneklerden giderek geçmişle bağlarını kurmak istediğimizde Eskil Ulu Camisi'nde bulunan 19 yy sonu olarak tarihlendi*rilmiş bir namazlığı en eski ve tek örnek olarak gösterebilmekte idi  Anadolu’da halıcılık köklü geçmişin ilmek ilmek dokunduğu, atılan her düğümde günümüze geleneklerin taşındığı özgün bir el sanatıdır  Çözgü denilen birbirine koşut dikey gergin ipliklerle doldurulmuş tezgah denilen araçlarda düğüm bağlamak ve bunları sıkıştırmak için aralarından atkı adı verilen ipliğin geçirilmesi ile yapılan yüzü havlı ve çeşitli motiflerle bezeli dokuma demek olan halının Türk tarihi içinde yerini alması pek erken (M Ö  V-III yy) dönemlerine dayanır  Orta Asya’da başlamış bu Türk-halı dostluğunun bugün Anadolu’da hala devam ettirildiği pek çok noktadan biri de Aksaray yöresindeki Taşpınar kasabasıdır  
 
     
 
    Taşpınar halılarının günümüze değin titizlikle koruduğu özelliklerden bir tanesi atkı, çözgü ve düğüm iplerinin tamamen yün olmasıdır  "Yoz" denilen Karaman cinsi kısır koyundan elde edilen yünün özel bir yeri vardır  Bu halılarda atkı ipliğinin geçirilişi dokuma kalitesini etkilenmesi bakımından ayrıca önem taşır  Alt atkı ipleri düzgün ve gergin olarak, üst atkı ise ön çözgü arkaya arka çözgü öne geçmek suretiyle çaprazlık oluşturarak ve dökümlü bir biçimde yerleştirilir  Böylece dokuma kalitesi yükseltilmiş olur  Kaliteyi belirleyen diğer bir öğe de düğüm sayılarıdır  Eski Taşpınarlarda 10x10 cm2lik alanda 40x45 düğüm vardır  Günümüzde iyi cins sayılan elde eğrilmiş iple dokunan bir halıda 10x10 cm2 de 30x35, satılmak için dokunan normal bir halı üzerindeki 10x10 cm2'lik alanda ise ancak 30x30 düğüm görülebilmektedir  
 
    Bugün Taşpınar halılarında kalite belirlenmesi tezgaha gerilen ip sayısına göre hesaplanmaktadır  6 m2 lik alanda ise ancak 30x30 düğüm görülebilmektedir  
 
    Halı dokuma odasında bulunan  heykeller  resim öğretmeni Seyfullah SÜNBÜL eşi Bengül SÜNBÜL ve Özgür ÇAĞLAK  tarafından yapılmıştır  Bu odada bulunan  eşyalar  ise Taşpınar kasabası ve Sultanhanı kasabasından temin edilmiştir   Manken kıyafetleri Güzelyurt Kaymakamlığı ve  Belediyesince temin edilmiştir   
 
 
      OTURMA ODASI  
 
     
 
      Oturma odaları  İnsanların aileleri ile birlikte günlük hayatlarını geçirdikleri  yerlerdir  Bu odaklarda aileler misafirlerini ağırlarlar  yemeklerini yer sofrasında  bu odada yerler   
 
         Oturma odası genellikle U biçiminde sedirler bulunmaktadır, bu sedirler ahşaptan yapılır üzeri halı ,kilim ve halı minderlerden, yaslanacak yerler ise halı yastıklardan oluşurlar  
 
     Sedirlere genellikle büyükler oturur ailede en yaşlı kişi  sedirin baş köşesine  diğer üyeler   yaşlarına göre sedirdeki yerlerini alırlar sedirin aşağı kısmı ise yine kilimler , halı ,halı minderle kaplıdır buralara ailenin  küçükleri otururlar  Aileler Büyük baba, kaynana, gelin ve torunlar birlikte  otururlar   Büyükler küçüklerini sever küçüklerde büyüklerini sayarlar  
 
     Aksaray Kültürevi'nin  Oturma odasındaki bulunan eşyalar dan yastıklar Sultanhanı belediyesinden , minderler Sultanhanı halı  esnaflarından Fahri Solaktan , perdeler Anadolu  Kız Meslek lisesi Müdürlüğünden , Halı Halk Eğitim Müdürlüğünden , Kilim ve seccadeler Sarıyahşi Kaymakamlığından  Sini ve  tabaklar Selma GÜÇLÜER ‘den  temin edilmiştir   
 
    SALON  
   
 
     Salonlar genellikle şehir merkezlerindeki  evler ve konaklarda bulunmaktadır   
 
       Salonlarda genellikle koltuk takımı bulunur   Gelen misafirler burada ağırlanır  Salonlar evlerin ve konakların en güzel yerlerinden bir  bölümüdür   
 
     Aksaray Kültürevi'nde bulunan salonlardan bir tanesi modern tarzda dizayn edilmiştir  Burada bulunan heykeller  resim öğretmeni Seyfullah SÜNBÜL'ün eşi Bengül SÜNBÜL tarafından yapılmışlardır   Eşyalar ise Dilek TERZİOĞLU tarafından,Masa ve sandalyeler GÜRÜN ailesi tarafından bağışlanmıştır   
 
						
         
		
	
		
		
		
        
		
		
		
		
		
	
	
	 | 
	| 
						
		
		
	 | 
	
	
	
		
		
		
		
			 
		
		
		
		
		
		
		
			
		
		
		
	 |