08-02-2012
|
#8
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Arapçada Dua Üslûbu
(ما له سُقِيَ في لَزْنٍ ضاحٍ): (الضاحي) Güneşi kesecek gölge bulunmayan açık araziye denir (ماء لزن) de “ancak meşakkatle ulaşılabilen dar su kaynağı” demektir Buna göre bu dua ifadesinin anlamı “Şiddetli güneşin altında, suya zor ulaşı*lan dar bir kaynaktan şu içesi, buna ne oluyor” olmaktadır
(ما له سَهِر وعَبر): “Uykusuz kalasıca, üzüntüden ağlayasıca buna ne oluyor” anlamındadır
(ما له يَدِيَ مِنْ يدِه): (يدي فلان من يده) ifadesi “eli yok olsun, kurusun” anlamındadır İfade, “Eli kuruyası, buna ne oluyor!” şeklinde tercüme edilebi*lir
(مبرور مأجور/مبرورا مأجورا): Genelde hac için söylenilen, “kabul olsun” anlamında bir duadır
(نَحْزَة له): Kişi öksürdüğünde (نحز الرجل) denir (نحزة) genel olarak öksürük demektir Buna göre beddua amacıyla kullanılan bu ifade, “Öksürüğe tutu*lası” gibi tercüme edilebilir
(نَعِم عوْفُك): “Durumun iyi olsun” anlamında bir dua ifadesidir (العوف) kelimesi, “hal, durum” anlamına gelmektedir Bir kimse için hoşlanacağı şeyle*rin başına gelmesini temenni etme amacıyla kullanılır Genellikle evle*nen kişilere söylenilir
(نكْدا له وجحْدا): (جُحْد), “hayrın azlığı” anlamına gelmektedir Ferrâ’, “geçim sıkıntısı anlamındadır” demiştir (جَحْد), bir şeyin azına denir (نكد) kelime*sine gelince: Geçim sıkıntılı olduğunda (نكِد العيشُ) denir ki, fiilin masdarı da (نكْدا) şeklindedir (نَكَد) de “uğursuzluk ve sahibine şer celbeden şey” anlamın*dadır Buna göre bu dua ifadesi “Başına kıtlık, uğursuzluk, sıkıntı vb gelsin” şeklinde tercüme edilebilir
(ويل): “Azab veya helak olsun” manasında Arapçada sıklıkla kullanılan ve Kur’an-ı Kerim’de de müteaddit defalar yer alan bir beddua ifadesidir
Araplar ayrıca (ويلمه) da demektedirler ki aslı (ويل لأمه) dur Sonra lâm ve elif hazfedilerek iki kelime naht üslûbuyla birleştirilmiştir Zahiri yergi ifade etmekle birlikte, genellikle taaccüb (şaşkınlık/ beğenme) ifade etmek için kullanılmaktadır Hz Peygamber’in (s a ) bir sözünde ise sadece lâm haz*fedilmiş olarak (ويلُ أمِّه) şeklinde yer almaktadır
(هبلتك أمك): Bir kişi öldüğü zaman (فلان هبلته أمه) “annesi filancayı kaybetti” denir (هبلتك أمك) ifadesi aslında “Annen seni kaybetsin” manasında beddua iken (قاتلك الله) veya (تربت يداك) gibi taaccüb (şaşkınlık/beğenme) ifadesi olarak kulla*nılır olmuştur Buna çok benzer bir ifade de (ثكلتك أمك) ifadesidir
(هتك اللهُ ستر فلان): İfade hem dua hem de ihbar anlamında kullanılmaktadır (هتك الثوب أو الستر) “Elbiseyi çekip yerinden koparmak veya bir kısmını yırtıp da arka*sında olan şeyin görünmesi” demektir Buna göre ifade (muhtemelen sırla*rını ortaya çıkarsın anlamında olmak üzere) “Allah onun elbisesini yırt*sın/gizli yönlerini ortaya döksün” şeklinde tercüme edilebilir
(هُنّئْتَ ولا تُنْكَأ): “Sana hayır isabet etsin, zarar isabet etmesin” anlamında dua cümlesidir
(هنيئا مريئا): Arapçada yorgunluk olmaksızın elde edilen şeye (هنيء) denir (طعام هنيئ) “lezzetli yemek” demektir (مريئ) kelimesi de “sıhhî” anlamına gelmekte*dir Buna göre yemek yiyen için söylenen bu ifadenin anlamı, “sıh*hatli ve lezzetli olsun!” demektir
(هوتْ أمّه) Kelime manası itibariyle “Annesi helak oldu/olsun” anlamındadır “Araplar bir kimsenin yok olmasına dua makamında kinaye yo*luyla (هوتْ أمّه) derler ki, “anası ağlayıp düşesi, bayılası!” demek gibidir Zira bir kimse düştüğü, helak olduğu zaman anası ağlar, merakından düşer bayı*lır Bu bizim “anası ağlasın”, yahut “anası ağladı” yahu “anası ağlayasıca” dememizi andırır” İbn Berrî, bu söz Arapların (قاتلَه اللهُ) sö*zünde olduğu gibi taaccüb için kullanılır, demiştir Irak’ta kadınlar ara*sında bugün de bilinen ve kullanılan bir sözdür
Katâde, Kâri‘a sûresinde geçen (فأمه هاوية) ayet-i kerîmesinin de (هوتْ أمّه) anlamında olduğu görüşündedir Zemahşerî gibi bazı müfessirler de bu an*lamı tercih etmişler, bazı müfessirler ise bu anlamı ihtimallerden biri olarak zik*retmişlerdir Buna göre öncesiyle beraber ayetin anlamı “Ama kimin de tartı*ları hafif gelirse, o muhakki helak olmuştur, anası ağlamıştır ” şeklinde olur
|
|
|