08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanli Devletinde Misyonerlik Faaliyetleri
Ülkemizde son yıllarda gündemde olan misyonerlik faaliyetlerinin geçmişi Osmanlı Devleti'ne kadar uzanıyor Bugünkü gelişmeleri değerlendirebilmek için geçmişe bakmak ve Osmanlı Devleti'ndeki misyonerlik faaliyetlerine de göz atmak gerekir Çünkü bu faaliyetler çok zaman önce başlamış bir çalışmanın devamıdır
Misyonerler Osmanlı topraklarına özellikle ilgi göstermişlerdir Bunun en önemli sebebi, Osmanlı Devleti'nin Batı'nın sömürgeci hedeflerine ulaşmada en büyük engel oluşudur Bu engelin ortadan kaldırılması için diğer unsurlarla birlikte misyonerler de kullanılmıştır Özellikle Katolik ve Protestan misyonerler, Osmanlı topraklarında Hıristiyan dinini yayma faaliyetleri altında dinî ve etnik ayrımcılık yaparak ve istihbarat sağlayarak işgalci güçlere destek olmuşlardır
Misyonerler başlangıçta Osmanlı coğrafyasına yönelik faaliyetlerinde müslümanlar arasında hiçbir başarı elde edememi ş, kendilerine taraftar bulamamışlardır Bunun üzerine dikkatlerini hıristiyan azınlıklara çevirmişler, her misyoner grup hıristiyan azınlıkları kendi mezheplerine çekerek kazanmaya çalışmışlardır Bunun yanında müslümanları da kültürlerinden uzaklaştırarak yozlaştırmak için uzun vadeli plânlarla gayret sarfetmişlerdir Bugün gelinen noktada bir bakıma başarılı oldukları da görülmektedir
Osmanlı coğrafyasına duyulan ilgi
Misyonerlerin Osmanlı coğrafyasına duydukları ilginin sebeplerini dört ana başlıkta toplamak mümkündür Bunlar dinî, tarihî, siyasî ve ekonomik sebeplerdir:
Dinî sebep: Hıristiyanlığın ortaya çıktığı, Hz İsa a s 'ın ve havarilerin yaşadığı ve ilk hıristiyanların faaliyet gösterdikleri topraklar Osmanlı sınırları içerisinde bulunmaktaydı
Hz İsa a s 'ın doğduğu ve -onlara göre- çarmıh olayının gerçekleştiği Kudüs şehri; Kudüs'ten sonraki ilk merkez olan Antakya; Pavlus , Petrus ve Barnabas'ın dini yayma faaliyetlerinde bulunduğu Konya ve Konya'nın İlistra ve Derbe beldeleri, eski adı Psidiya Antakya olan Isparta'nın Yalvaç kazası, İskenderiye, Selanik, Efes, Atina ve Korint   bütün bu yerler Osmanlı coğrafyasında yer almaktaydı Bunun yanında ilk konsillerin toplandığı İznik, İstanbul, Efes, Kadıköy de aynı coğrafyada idi Bu açıdan Hıristiyanlık literatüründe bu bölgenin adı �İncil Ülkesi� anlamında � Bible Land�dır
Dolayısıyla hıristiyanlar için müslümanların Hicaz bölgesi öneminde olan bu toprakları tekrar hıristiyan dünyasına kazandırma arzusunu hep taşıdılar Bu amaçla Selçuklu devrinden başlayarak Haçlı Seferleri yapıldı Fakat başarıya ulaşamadılar Bunun sonucunda yöntemlerini değiştirerek misyonerlik faaliyetlerine başladılar
Tarihî Sebep: Hıristiyanlar tarihî açıdan da Osmanlı topraklarını kendilerine ait görmüşlerdir Selçuklu ve Osmanlı Anadolu'yu yurt edinmiş ve Osmanlı İstanbul'u fethedip Doğu Roma İmparatorluğu'nu yıkarak Avrupa içlerine kadar ilerlemiştir Dolayısıyla misyonerler arasında, Endülüs/İspanya'nın müslümanlardan temizlendiği gibi, Osmanlı topraklarının da müslümanlardan temizlenip tarihî sahiplerine iade edilmesi gerektiği düşüncesi hakim olmu ştur Misyonerler bunu tarihi bir hak olarak iddia etmişlerdir
Siyasi Sebep: Bu da İngilizlerin öncülüğünde Batı dünyasının hazırladığı Şark Meselesi'dir Buna göre Osmanlılar ve Türkler Batılı değil Doğulu bir millettir Onların önce Balkanlardan ve Ortadoğu'dan, sonra da Anadolu'dan atılmaları ve geldikleri Orta Asya'ya sürülmeleri gereklidir Batı dünyası bunun için misyonerler dahil her unsuru kullanmış ve sonuçta Osmanlı, Balkanları ve Ortadoğu'yu terketmek zorunda kalmıştır
Ekonomik Sebep: Sanayileşen Batı ülkelerinin kendilerine pazar bulmaları gereklidir Osmanlı toprakları ise en geniş ve en uygun pazarı oluşturmaktadır Ayrıca dünya doğal kaynaklarının büyük bölümü de bu topraklarda bulunmaktadır Bugün de Amerika ve müttefiklerinin Irak ve Ortadoğu'da bulunmalarının en önemli sebeplerinden biri, bu toprakların sömürülüp kaynaklarının Batı'ya aktarılması isteğidir
|
|
|