Yalnız Mesajı Göster

Osmanli Devletinde Misyonerlik Faaliyetleri

Eski 08-02-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanli Devletinde Misyonerlik Faaliyetleri




Osmanlı'da ıslahat ve misyonerler
Osmanlı Devleti'nin en zayıf dönemi olan 19 yüzyıl, misyonerlerin altın çağı olmuştur Kapitülasyonlar, Tanzimat Fermanı (1839), Protestanların ayrı bir millet olarak kabul edilmeleri (1850) ve Islahat Fermanı (1856) ile misyonerlerin çalışma şartları kolaylaşmıştır
Yukarıda işaret ettiğimiz gibi müslüman halk üzerinde dinî açıdan başarılı olamayan misyonerler, azınlıklar üzerinde yoğunlaşmışlardır Ermeniler üzerinde Katolik propagandası 130 yıl sürmüş ve Osmanlı Devleti Fransa'nın baskısı ile 1830'da Katolik Ermenileri ayrı bir cemaat olarak tanımıştır Daha sonra Amerikalı misyonerler Protestanlığı Ermeniler arasında yaymış, Amerika ve İngiltere'nin baskısı ile 1847'de Protestan Ermeniler de ayrı bir cemaat halinde tanınmıştır Ne gariptir ki, Ermeniler kendi milli mezhepleri olan Ortodoks Gregoryen Ermeniliği altında bir bütün olarak yaşamalarını Osmanlı'ya borçlu iken, daha sonra Katolik ve Protestan olarak bölünmüşlüklerinin sorumluluğunu misyonerler ve kendi hıristiyan kardeşleri taşımaktadır
Görüldüğü gibi hıristiyanlar birbirlerine karşı da misyonerlik faaliyeti yapmaktadırlar Hatta Ermeni Patrikliği, Osmanlı hükümetinden kendilerine karşı yürütülen Katolik ve Protestan misyonerlik faaliyetlerine karşı tedbir alınmasını istemiştir Katolik ve Ortodoks din adamları da aynı şekilde Protestan misyonerlerini Osmanlı yönetimine şikayet etmişlerdir
Bu dönemde misyonerlere az da olsa resmi yollardan bazı engeller çıkarılmak istenmiştir Mesela II Abdülhamit döneminde bazı misyoner okulları kapatılmış, bazı okul mülklerinden de vergi alınmaya çalışılmıştır Fakat bunlar misyonerleri engellemeye yetmemiştir
Ülkemizde Katolik misyonerler
Osmanlı topraklarına ilk gelen misyonerler Katoliklerdir Osmanlı Devleti'nde Katolik misyonerlerin faaliyetlerinin başlangıcı 16 yüzyıl gibi erken bir döneme kadar uzanmaktadır Fransız ve Cizvit tarikatı mensubu olan bu misyonerler hem Hıristiyanlığı yaymak, hem de İstanbul'daki azınlıkların eğitimi ile ilgilenmek üzere bölgeye gelmişlerdir Bu eğitim-öğretim faaliyetleri sonucunda St Benoit, St Joseph, St Michel ve Notre Dame de Sion gibi okullar açmışlardır Ayrıca Dominiken tarıkatı üyelsi misyonerlerin de çabalarıyla Türk topraklarında açtıkları toplam 66 okulda 8269 öğrenci okutmuşlar ve bunları Hıristiyan kültürü ile yetiştirmişlerdir
Cizvit ve Dominikenler yoğun olarak İstanbul, İzmir, Halep, Suriye, Filistin, Mısır, Kıbrıs ve Yunanistan'da faaliyet yapmışlardır Bunlar kapitülasyonlardan da yararlanmışlar ve Papalığın bütün desteğini arkalarına almışlardır Fransız Katolikler bundan başka Osmanlı Devleti ile Fransa arasındaki iyi ilişkilerden yararlanarak Roma ve Bizans kiliselerini birleştirme gayesini gütmü ş lerdir
Fransız misyonerler, o zamanlar Osmanlı toprağı olan Suriye ve Lübnan üzerindeki çalışmaları ile de Fransa'nın bölgeye yönelik emperyalist gayesine hizmet etmişlerdir Nitekim I Dünya Savaşı sonrası Osmanlı'nın çekilmesinden sonra bu iki bölge de Fransa'nın işgaline uğramıştır İşte bu işgalin tarihi arka plânı o yıllara kadar uzanmaktadır Bu misyonerler açtıkları okullar, hastaneler ve yetimhaneler ile Katolik Hıristiyanlığı yayma çalışmaları altında ülkelerinin işgalci ve sömürgeci emellerine hizmet etmişlerdir
Fransız misyonerlerden başka İtalyan ve Alman misyonerler de Osmanlı coğrafyasına gelerek okullar, hastaneler, dispanserler ve yetimhaneler açarak faaliyetlerini yürütmüşlerdir

Alıntı Yaparak Cevapla