Yalnız Mesajı Göster

İmam-İ Eş'ari

Eski 08-01-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İmam-İ Eş'ari




Resulullah da:
"Ayı gördüğünüz gibi, kıyamet gününde Rabbinizi mutlaka göreceksiniz O'nu görmekte güçlük çekmiyeceksiniz" buyurmaktadır
Allahü teâlâ yarattıklarından hiçbirine muhtaç değildir O istediğini saptırır, istediğini hidayetiyle doğru yola iletir, istediğini aziz, istediğini fakir, istediğini zengin eder O'nun işlerinde asla noksanlık yoktur O, her şeyin mutlak sahibi ve malikidir O istediğini yapar
Allahü teâlâ mahlukatını iki kısma ayırdı Cennete gidecekleri, isimleri ve babalarının isimleri ile beraber yazdı Cehenneme gideceklerin isimlerini de yazdı Resulullah efendimizle Hz Ömer arasında şöyle bir konuşma oldu Hz Ömer Peygamber efendimize "Ya Resulallah! Bizim evvelce hesap ve kitabımız görülüp bitmiş mi, yoksa, daha yeni başlanmış bir iş mi?" diye sorunca, Resulullah efendimiz:"[Allahü teâlâ ezeli ilmi ile kimin cennetlik, kimin cehennemlik olduğunu bildiği için] Bunlar, hesabı ve kitabı görülüp bitmiş işlerdir" buyurdu Bunun üzerine Hz Ömer: "Öyleyse niçin ameller yapıyoruz (çalışıp, çabalıyoruz) ya Resulallah?" diye sorunca Peygamber efendimiz: "İbadet yapınız! Herkese ezelde takdir edilmiş olan şeyi yapmak kolay olur" buyurdu
[İnsanın işlerini Allahü teâlânın ezelde takdir etmesi demek, insanın neleri irade edeceğini bilmesi ve dilemesi demektir Bunları Levh-i mahfuz’da yazmıştır Böyle olduğu için, kulun mecbur olması gerekmez
Takvimlere, bir sene içinde güneşin ne zaman doğup, ne zaman batacağı, hesaplanarak yazılmıştır Güneş, takvimde bildirilen saatlerde doğup batar Güneş, takvime öyle yazıldı diye bilinen saatlerde doğup batmaz Takvime yazılması, güneşin doğmasına ve batmasına tesir etmez
İşte Allahü teâlânın da, ezelî ilmi ile, kulların kendi istekleri ile günah veya sevap işleyeceklerini bilmesi, kulların işlerine cebri bir müdahale değildir]
Allahü teâlâya ve Peygamber efendimizin iman etmeye davet ettiği şeylere iman eden kimseleri, küfürden başka hiçbir günah imandan çıkarmaz, imanlarını, ancak küfür giderir Ehl-i kıble, günahları sebebiyle imandan çıkmayıp,dinin bütünemirleriyle mükelleftirler
Ehl-i kıbleden olup, günahkâr olanları da, Allahü teâlâ mealen: "Ey iman edenler! Namaza kalktığınız zaman yüzünüzü ve ellerinizi (dirseklerinizle beraber) yıkayın, başınızı mesh edin ve ayaklarınızı yıkayın Eğer cünüp iseniz boy abdesti alın" Maide suresi, 6 ayet-i kerimesi ile mü'min diye isimlendirmiştir Eğer akidesi bozuk olan Kaderiyye'nin [ve vehhabilerin] dediği gibi günahkârlar, günahları sebebiyle imandan çıkmış olsalardı, onlara abdest farz olmazdı Allahü teâlânın hitabı da bütün mü'minlere değil, yalnız itaat edenlere olurdu Yine Allahü teâlâ, mealen "Ey iman edenler! Cum'a günü namaz için ezan okunduğu zaman, Allahü teâlânın zikrine (hutbe dinlemeye, namaz kılmaya) koşunuz Alış-verişi bırakın" (Cum'a-9) buyurdu Bu hitabı yalnız itaat edenlere tahsis buyurmadı Bu hitab aynı zaman da günahkârları da içerisine almaktadır
Küfrü gerektiren bid'at ve işlerden başka herhangi bir günahı yaparak, günahkâr olanlardan hiçbir kimse hakkında Cehennemliktir diye hükmedilemez Allahın ve Resulünün Cennetle müjdelediklerinden başka hiçbir müslüman için isim vererek Cennetliktir denilemez
Allahü teâlâ Kur'an-ı kerimde mealen: "Muhakkak ki, Allahü teâlâ, kendisine ortak koşanları bağışlamaz Bu günahtan başkasını dilediği kimseden mağfiret buyurur (affeder)" (Nisa-6) ayet-i kerimesi ile delalet ediyor Çünkü, Allahü teâlâ kendisi haber vermedikçe, asiler hakkındaki iradesinin ne olduğunu bilmeye kimse için yol yoktur Peygamber efendimiz: "Ehl-i kıbleden hiç kimseyi, kendi kendinize Cennete, yahut Cehenneme koymayınız" buyurdu
İnsanların amellerini yazan hafaza melekleri vardır Allahü teâlâ bu hususa mealen, "Halbuki üzerinde gözetleyici melekler var (Amellerinizi yazan ve Allah katında) kerim olan katip melekler var" (İnfitar: 10-11) ayet-i kerimesi ile delalet buyurdu
Kabir azabı haktır, insanlar, kabirlerinde diriltildikten sonra imtihan edilecek
Kabirde sual sorulacak, Allahü teâlâ dilediği kimseye cevap vermeyi kolaylaştıracaktır Kıyamet günü ilk sur üfürülünce, göklerde olanlar ve Allahü teâlânın diledikleri bayılıp düşecek, (ölecekler) ikinci surun üfürülmesi üzerine hepsi bakarak ayağa kalkacaklar (dirilecekler) Allahü teâlâ insanları, ilk yaratmasında olduğu gibi, yalın ayak ve çıplak olarak diriltecek, (Dünyada iken) Allahü teâlâya itaat eden ve isyan eden bedenler, kıyamet günü diriltilecektir Yine dünyada iken sevap ve günah işleyen eller, ayaklar ve diller de diriltilecek, sahipleri hakkında şahidlik edeceklerdir Allahü teâlâ insanların amellerini tartmak için terazi koyacak Kimin sevabı ağır gelirse, o kurtulacaktır Kimin de sevabı hafif gelirse, hüsran ve zarara uğrayacaktır Kıyamet gününde insanlara, amel defterleri verilecek Amel defteri sağ eline verilen kimsenin hesabı kolay görülecektir Amel defteri sol eline verilenler azap göreceklerdir
Sırat, Cehennem üzerine kurulmuş bir köprüdür, insanlar oradan amellerine göre sür'atli veya yavaş olarak geçecekler [Yalnız kıyamette köprü, terazi vardır denince, dünyadaki köprü ve teraziler akla gelmemelidir Sırat köprüsü için de durum böyledir Ahırette amellerin tartılması için terazi kurulacağına inanmalı, fakat nasıl, ne şekilde olduğunu düşünmemelidir Mesela, (Sınıf geçmek için imtihan köprüsünden geçilir) diyoruz Hâlbuki imtihanın köprüye benzer tarafı yoktur Sırat köprüsü de, bilinen köprülere veya imtihan köprüsüne hiç benzemez (SEbediyye)]
Kalbinde zerre miktarı imanı olan kimse, Cehennemde günahı kadar yandıktan sonra, Cehennemden çıkacaktır
Resulullahın şefaati, ümmetinden büyük günah sahipleri için olacaktır
Ümmetinden bir kavmi yanıp, kara kömür olduktan sonra ateşten çıkarılarak hayat nehrine atılacaklar, vücudu hiç azap görmemiş gibi terü taze olacak Kıyamet gününde Resulullahın havzı bulunup, içmek için ümmeti oraya gelecektir Ondan içen kimse, bir daha susamıyacaktırTuttukları doğru yolu; Peygamber efendimizden sonra değiştirenler, o havuzdan uzaklaştırılacaklar
Resulullahın mi'rac gecesi semaya çıkarıldığına dair habere iman etmek vacibdir
Deccal'e, İsa aleyhisselamın inerek Deccal'i öldüreceğine, güneşin batıdan doğacağına, Dabbet-ül-ardın çıkacağına ve bunlardan başka, sika (güvenilir) zatların Peygamberden bize nakledip, doğruluğunu bildirdikleri, diğerleri gibi kıyametten önce vukua geleceklerine dair tevatür ile bildirilen diğer alametler hakkında gelen haberlere iman etmek lazımdır
Peygamber efendimizin, gerek Allahü teâlânın kitabında ve gerekse sahih olan hadis-i şeriflerinde, bütün getirdiklerini tasdik etmeye, bunların muhkemleriyle amel, müşkil, müteşabih olanların nassını ikrar etmenin (kabul etmenin) tefsirini, ilim ihata edemiyecek olanların hakikatını, ilm-i ilahiyeye havale etmek vacibdir

Alıntı Yaparak Cevapla