Prof. Dr. Sinsi
|
İmam-İ A’Zam Ebu Hanife Hazretleri
Bir anda Kur'an-ı Kerimin bütün ahkamının kal*binde hasıl olması şaşılacak bir meseledir
Numan’ın kölesi
Büyüklerden birisi anlatır: Vasıt şehrinde faziletli bir zat vardı İsmi Numan'ın kölesi idi Bu zatı bulup isminin niçin böyle olduğu*nu sordum:
- Sen o yüksek imamın nasıl kölesi, azadlısı oldun?
- Annem öldüğü zaman, ben karnında idim Yıkayıcılar, annemi yıkarlarken karnındaki çocuğun canlı olduğunu anlamışlar, durumu Hazreti İmama anlatmışlar, o da he*men karnını sol taraftan yarın, çocuğu çıka*rın demiş Doktor, aynı yerden karnını yarıp beni çıkarmış Bunun için onun azadlısıyım, ona daima dua ederim
El yıkama bahanesiyle
Hazret-i İmama haset eden fakat görü*nüşte onu sevenlerden birisi, birgün nehrin kenarındaki bahçesinde Hazret-i İmama ve ta*lebelerine ziyafet hazırladı Hazret-i İmam talebeleriyle birlikte gitti O şahıs (buyurun, yemek yiyin) demişse de, Hazret-i İmam tale*belerine (Benim yaptığım gibi yapın) buyur*du Yemekten önce el yıkama sünnetini ifa için nehre gidip ellerini yıkadı Bütün talebe*si de böyle yaptı Bu esnada bir kedi gelip Haz*ret-i İmamın tabağından yedi, hemen öldü Hazret-i İmamın eshabı yemeğe zehir karıştı*rıldığını anladılar Hiç birisi yemek yemeden dağıldılar
Hazret-i İmam yemekte zehir olduğunu an*lamış, fakat açıkça söylemeyip el yıkama ba*hanesiyle oyalanma yolunu tutup kerametini setretmek (örtmek) istemişti Böylece hem sünneti yerine getirdi, hem ölümden kurtul*du
İnsan büyük günah işlemekle kâfir olmaz
İmam-ı Ebu Yusuf anlatır:
Ebu Hanifenin zamanında Harici mezhebinde olanlar çoktu Harici mezhebinde olanlar, (bugünkü vehhabiler gibi) şöyle düşünürlerdi: (İnsan büyük günah işlemekle kâfir olur ) İslamiyette büyük tefrikaya sebep olan bu sözü Ebu Hanife hazretleri kabul etmez, bir kimsenin günah işlemekle dinden çıkmayacağını, sadece haram işlemiş olacağını, bunun ise azabı gerek*tireceğini, Ehl-i sünet vel cemaat mezhebinin böyle olduğunu bildirerek Haricilerin sözlerine karşı uyanık olunmasını emrederdi
Hariciler, Hazret-i İmamın, Harici mezhe*binin bozuk olduğunu anlattığını duyunca galeyana geldiler İçlerinden kırk tane eşkıya şöyle bir karar aldılar: (Ebu Hanife'ye gider, onunla konuşuruz, mezhebinden ve sözlerinden dönerse ne ala, dönmezse başını gövdesinden ayırırız )
Biz Hazret-i İmamın kalbleri ihya eden sözlerini dinliyorduk Kılıçları omuzlarında asılı bir sürü sapık izin almadan içeri girdi Hazret-i İmamı öldürmek istiyorlardı Dediler ki:
- Sana iki suâlimiz var, bize cevap ver Bizim istediğimize uygun cevap verirsen kur*tulursun Mezhebimize aykırı cevap verirsen kaçamazsın, seni burada öldürürüz
Hazret-i imanı onların bu haline aldırmayıp buyurdu :
- İnsaf ile mi, yoksa isyan ve inat ile mi konuşacağız?
- Her işte insaflı olmak, doğru söze kar*şı kalblerin saf olması gerektir, dediler
- O halde kılıçlarınızı kınlarına soku*nuz, böyle yalın kılıç durmanız insafla bağdaşmaz
Gelenler yine inat ve isyanla konuştu*lar:
- Kılıçlar kınlarına girmez, kana boyanmak niyetiyle gelmiştir
- Hasbünallah, soracaklarınızı sorun Konuşalım
- Bir kimse şarap içip sarhoş olarak öl*se, bir kadın da zina edip doğurduğu çocuğu öldürse, kendisi de nifas hali bitmeden ölse, bu iki facirin hallerinin ne olduğunu, namazlarının kılınıp kılınmayacağını bize anlat
- Önce siz insafla şu sorularıma cevap verin Onlar Yahudi, mecusi veya hıristiyan mıdır?
-- Hiç birisi değildir
- Ya hangi dindendir?
- La ilahe illallah Muhammedün resulullah derler, Peygamber aleyhisselamın Allahü teâlâdan getirdiklerini kabul ederlerdi, fakat bu büyük günaha duçar oldular
- Onların hallerini ve hasletlerini saydı*nız Bu üç şey iman mıdır, küfür müdür, in*safla konuşup doğrusunu da siz söyleyin
- Bu üç haslet imandır
- Evet dediğiniz gibidir Şimdi söyleyin bakalım, bu hasletler imanın nesidir, yarısı mı, üçte biri mi veya hepsi midir?
- Bu üç şey imanın tamamıdır İman ancak bunlara denir
- Mademki imanlı olduklarına kendiniz şehadet ediyorsunuz, o halde onlardan ne is*tiyorsunuz?
Hariciler kendi sözleriyle böylece mağlup oldular, hepsi de kılıçlarını kınlarına koyup bozuk mezheplerini bırakıp ibadet etmeğe başladılar Hazret-i İmama dediler ki:
- Kalbimizdeki zulmeti giderdin, bizi şad eyledin, irşad eyledin Batıl yolumuzu bırak*tık, içimizdeki rezalet kirlerini temizledik, kurtuluş yolu olan Ehli sünnet vel cemaat mez*hebini kabul ettik
Âlimlerin gıybeti ancak tövbe ile affedilir
Kendisiyle münazara edenlerden bazıları ona kötü sözlerde bulunurlardı Bunlardan birisi ona dedi ki :
- Bid'at ehli ve zındık 
Hazret-i imam ona cevap verdi :
- Allahü teâlâ seni magfiret eylesin! Allhü teâlâ sözümde ihtilaf olmadığını ve O'nu tanıdığımdan beri O'na ortak koşmadığımı herkesten iyi bilir Yalnız O'nun afvını ümit eder, yalnız O'nun azabından korkarım
Azab kelimesini söyleyince kendini tutamadı, ağladı, gözyaşları birbiri ardınca akmağa başladı O kimse dedi ki :
- Bana hakkını helal et! Buyurdu ki :
- Cahillerin söylediği söz helal edilir, amma ilim sahiplerinin söylediği söz, çok ağırdır, helal edilmesi zordur Çünkü âlimlerin gıybeti, kendilerinden sonra tesir bırakır, çok fena ve devamlıdır, ancak tövbe ile affedilir ”
Fatihasız namaz olmaz!
İmam-ı a’zam Ebu Hanife hazretlerinin, (Cemaatle namaz kılarken, imama uyanlar, Fatiha ve zamm-ı sure okumaz) dediğini duyanlardan on kişi, Hazret-i imamın huzuruna gelip derler ki:
- İmamın okumasını kafi görüp, cemaate Kur’an okutmadığını işittik Halbuki, Fatihasız namaz olmaz Elimizde bunu isbat eden kuvvetli deliller vardır Hakkın ortaya çıkması için tartışmaya geldik
|