Yalnız Mesajı Göster

Mahmud-İ Gaznevî Ve Ayaz

Eski 08-02-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Mahmud-İ Gaznevî Ve Ayaz




Doğruluk ve Yemin


Doğruluk; insandaki cevheri, onun ruh güzelliğini ve iyi geçmişini ortaya çıkarır Aynı şekilde yalan da çirkin niyeti ve kötü geçmişi ortaya döker Doğruluk kurtuluştur Yalan ise helaktır Doğruluk, akl-ı selim insanlar ve fıtratı bozulmamış kimseler tarafından övülür ve sevilir Rasulullah Efendimiz (sas) de doğruluğa teşvik etmiştir
Allah doğruluğa yüce bir sevap, dünya ve ahirette büyük bir mükafat vadetmiştir Dünyada doğruluk, sahibini güzel diyaloglarla, Allah’ın sevmesi ve insanların sevmesi ile ödüllendirir Sözleri değerli olur ve kendisinden bir kötülük beklenmez İnsanlara kötülüğü dokunmaz Kendine ve başkalarına iyilik eder Yalancıların uğradıkları tehlikelerden ve kötülüklerden korunur Aklı ve kalbi mutmain olur Endişe ve korkuya kapılmaz
Doğruluğun ahiretteki karşılığı ise Allah Teâlâ’nın rızasıdır İçerisinde hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın duymadığı ve hiçbir aklın almadığı nimetlerin bulunduğu cennette, yüksek derecelerdir Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulur: “Allah şöyle buyuracaktır: Bu doğrulara, doğruluklarının fayda vereceği gündür Onlara, içinde ebedî kalacakları, zemininden ırmaklar akan cennetler vardır Allah onlardan razı olmuştur, onlar da O’ndan razı olmuşlardır İşte büyük kurtuluş ve kazanç budur”4
Ve yine şöyle buyurulur: “Kim Allah’a ve Resûl’e itaat ederse işte onlar; Allah’ın kendilerine nimetler verdiği peygamberler, sıddîklar, şehitler ve salih kişilerle beraberdir Bunlar ne güzel arkadaştır”5
Peygamber Efendimiz (sas); “Kim Allah’a yemin ederse doğru söylesin, kime Allah adıyla yemin edilirse hoşnut olup kabul etsin Zira Allah’a (adına yapılan yemine) hoşnut olmayan Allah’a yakın bir kul olamaz”6 buyurmuştur
Osman Hulûsi Efendi bir bayram günü Devlethanede ziyaretçilerle otururken “Belediye Başkanı (filan) telefon etti, birkaç taziye vereceğimiz yerler var Oralara gidip geleceğiz Kemal sen misafirlerle alakadar ol Biz bir saate kadar geliriz” der Oğlu Kemal Efendi: “Efendim vallahi kapıyı kitlerim, o adamla gitmenize müsaade etmem Çünkü o, sizin yanınızda başka türlü konuşuyor, dışarıda başka türlü konuşuyor Onun için sizi onunla göndermem” der Kemal Efendi salondan dışarı çıkar Biraz sonra Belediye Başkanının geldiği haber verilir Osman Hulûsi Efendi ayağa kalkar ve orada bulunan arkadaşa: “Gel oğul, Kemal’im yemin etti, o kapıyı kitlesin, sen de kapıyı aç da gidelim Kemal’im doğru söylüyor Fakat bize gitmek düşer” diye buyururlar7
Bu hatıra yemine riayetin canlı bir örneğidir
Dipnotlar
1 Bolak, Ahmed Aydın, Hayâtın Öğrettikleri, İstanbul, 1988, s 37
2 SBAKM Arşivi, Röportajlar Dosyası, nr 9/95
3 SBAKM Arşivi, Röportajlar Dosyası, nr 9/237
4 Mâide, 119
5 Nisa, 69
6 er-Rûdânî, Büyük Hadis Külliyatı, İz Yay, İstanbul, ty, c II, s 218
7 SBAKM Arşivi, Röportajlar Dosyası, nr 9/32

Alıntı Yaparak Cevapla