Yalnız Mesajı Göster

Muhammed Emin Erbilî

Eski 08-02-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Muhammed Emin Erbilî




Bulak'taki Sinâniyye Mescidinin imâmı vefât etmişti Muhammed Emin Erbilî hazretleri bu mescide imâm tâyin edilmeyi arzu ediyordu Çünkü o burada uzun müddet kalıp insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlatmıştı Fakat Bulaklı bozuk îtikâdlı bid'at ehli âlim geçinen bir kimse, Muhammed Emin Erbilî hazretlerinin karşısına râkib çıkıp kendisinin Sinâniyye Mescidine imâm olmak istediğini bildirdi Bu maksadına ulaşabilmek için de başka meşhûr kimselerden yardım istedi Nihâyet bid'at ehli bozuk îtikâdlı kimse, taraftarlarının da desteğiyle Sinâniyye Mescidine imâm tâyin olundu

Perşembe günü tâyin olunan bid'at ehli kimse,Cumâ günü vazîfeye başlayacaktı Perşembe günü akşamı Muhammed Emin Erbilî hazretleri; "Biz, Allahü teâlâya tevekkül ettik Bize yardımcı olarak Allahü teâlâ yeter" buyurdu Perşembeyi Cumâya bağlayan gece her zaman Sinâniyye Mescidinde yaptığı Hatm-i Hâcegân virdini bu defâ talebeleriyle birlikte evinde yaptı Fakat bu duruma talebeleri çok üzüldüler Muhammed Emin Erbilî buyurdu ki: "Allahü teâlâ bu gece size yardım edecektir" Gece yarısı olduğu zaman Allahü teâlâ onun sözünü doğru çıkardı Bid'at sâhibi kimse felç oldu Ertesi sabah insanlar birbirine Sinâniyye Mescidine imâm tâyin edilen kimsenin felç olduğunu ve bunun Muhammed Emin hazretlerinin kerâmeti olduğunu anlatıyorlardı Bu hal üzerine ona karşı olanlar da gelip sohbetinde bulundular Bütün tedâvî ve ilaçlara rağmen o kimse sıhhatine kavuşamadı Bu hâli uzun seneler devâm etti Nihâyet felçli olarak vefât etti Muhammed Emin Erbilî hazretleri Sinâniyye Mescidinde beş sene müddetle imâm olarak vazife yaptı

Muhammed Emin Erbilî hazretleri Bulak'ta bulunduğu müddet içinde, gündüzleri ders veriyor, insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlatıyor, geceleri de talebeleriyle birlikte Allahü teâlânın ismini zikrediyor, Nakşibendiyye yolunun esaslarını anlatıyor, Hatm-i Hâcegân yaptırıyor ve talebelerinin Kur'ân-ı kerîm okurken hatâlarını düzeltiyordu

Dersleri ve sohbetleri sırasında, her müslümanın günlük hayatta karşılaşacağı fıkhî meseleleri izah ediyor, âlim ve velîlerin hallerinden ve kerâmetlerinden bahsediyordu Kur'ân ehline çok hürmet eden ve ikrâmlarda bulunan Muhammed Emin Erbilî hazretleri, Sinâniyye Mescidinde Kur'ân-ı kerîm okuyucularını topluyor, onların kırâatlerini dinliyordu Kur'ân-ı kerîm okuma ve dinleme bittikten sonra orada bulunanlara yemekler, tatlılar ve meyveler ikrâm ediyordu

Mısır'ın çeşitli beldelerinden gelen insanlar Muhammed EminErbilî hazretlerinin sohbetlerine devâm edip feyzlerinden istifâde ediyorlardı Onlara şefkatli bir baba gibi davranan Muhammed Emin Erbilî hazretleri, insanların husûsî meselelerine kadar eğiliyor, onların ihtiyaçlarını gideriyorduSevgili Peygamberimizin sünnet-i seniyyesine titizlikle sarılıyor, bid'atlerden ve bid'at ehlinden şiddetle kaçınıyordu Talebelerinin ve sevenlerinin ilim ve zikir meclisinden bir an bile ayrılmamalarını istiyordu Onlara; "Derslerinizi iyi müzâkere ediniz Kalbinizin temizlenmesi ve öğrendiğiniz ilimden istifâde etmeniz için Allahü teâlânın ismini çok anınız" buyuruyordu

Dünyâya, dünyâ ehline ve insanların kendisine îtibâr göstermelerine değer vermeyen Muhammed Emin Erbilî hazretleri; "Biz kimseden bir şey istemeyiz Gelen hediyeyi de reddetmeyiz Fakat onları alıp yanımızda da alıkoymayız, ihtiyaç sâhiplerine dağıtırız" buyururdu Sözleri hareketlerine uygundu En zor ve sıkışık zamanlarında bile mânevî vazîfelerini, virdlerini ve Allahü teâlâyı anmayı terketmezdi

İnsanlara karşı tevâzû ve yumuşaklıkla muâmele ederdi Allahü teâlâ onun zâhirini görünen güzelliklerle süslediği gibi kalbini ve hallerini de mânevî güzelliklerle süslemişti Sohbetleri pek tatlı ve tesirliydi Bir defâsında bâzı kimseler tavla oyunu oynuyorlardı Onlara yaklaşıp; "Kumar mı oynuyorsunuz?" buyurup yanlarından ayrıldı Tavla oynayan kimseler oyunu bıraktılar bir daha oynamadılar

Bir kimse gelerek Nakşibendiyye yolunun üstünlüğünü ve tasavvufu inkâr etti Muhammed Emin Erbilî hazretleri ona herhangi bir karşılıkta bulunmadı Oradan ayrılırken o kimseyi tasavvufî haller ve cezbeler kapladı Bu hâli uzun müddet devâm etti Sonra Muhammed Erbilî hazretlerine gelerek özür diledi ve onun talebelerinden oldu

Gittiği yerlerden birinde, haramların ve kötülüklerin açıkça işlendiği bir düğün oluyordu MuhammedEmin Erbilî hazretleri bu hâle çok üzüldü ve; "Bu düğünün sâhibi buralı mıdır? Ona mâni olan kimse yok mudur?" diye sordu Orada bulunanlar düğün sâhibinin başka günahlarını da söylediler Muhammed EminErbilî hazretleri düğün sâhibinin hidâyete ermesi ve ıslah olması için duâ etti Çok geçmeden düğün sâhibi onun huzûruna geldi Ağlayarak yaptıklarına pişman olduğunu bildirdi ve tövbe etti Ona talebe olmak istediğini bildirdi Muhammed Emin Erbilî hazretleri onu talebeliğe kabûl etti O kimse Muhammed Emin hazretlerinin talebelerinin önde gelenlerinden oldu

Muhammed Emin Erbilî hazretlerinin pekçok kerâmetleri görülmüştü O bu hallerin ve kerâmetlerin kendisinden olmadığını, büyüklerin bereketiyle ve talebelerinin himmetiyle olduğunu söylerdi

Bir defâsında sohbetten ve Allahü teâlânın ismini zikrettikten sonra talebeleriyle birlikte oturdu Bir mikdâr ekmek getirtti ve bir kenara koydu Talebelerinden birine ekmekten arkadaşlarına vermesini söyleyince, orada bulunan herkese ikram etti Ekmek az olmasına rağmen bütün talebelere yetti ve herkes doydu Hattâ dergâhına gelenlere ikrâm edildiği halde yine bitmedi Sonra bâzı kimselerin hıyâneti sebebiyle ekmek kayboldu

Muhammed Emin Erbilî hazretlerinin sevenlerinden sâlih bir kimse vardı Bu kimsenin doğan çocukları yedi gün yaşadıktan sonra ölürdü Son olarak bir çocuğu dünyâya geldi Fakat çocuk yine hastalandı O kimse Muhammed Emin Erbilî'ye ağlayarak gelip çocuğunun yaşaması için duâ etmesini istedi Muhammed Emin hazretleri o kimseye; "Korkma,Allahü teâlânın izniyle senin çocuğun yaşayacak" buyurdu Kendisinin küçük bir kızı vardı Allahü teâlâdan kendi kızını almasını ve o kimsenin çocuğunu yaşatmasını niyâz etti Allahü teâlâ onun duâsını kabûl buyurdu Evine gittiği zaman kendi kızının öldüğünü gördü O kimsenin çocuğu ise onun duâsı bereketiyle uzun müddet yaşadı

Muhammed Emin Erbilî hazretlerinin duâsı bereketiyle, pekçok hasta şifâya kavuşurdu Bir gün imâmlık yaptığı mescide bir kimse gelerek kendisinin felç olduğunu, bütün doktorlara gittiği halde şifâ bulamadığını bildirerek devâ için duâsını istedi Bu hususta ısrar etti Muhammed Emin Erbilî hazretleri Allahü teâlâya bu kimsenin şifâ bulması için üç gün üst üste duâ etti Üçüncü gün o kimse sanki hiç hasta olmamış gibi sıhhatli bir şekilde evine döndü

Muhammed Emin Erbilî hazretleri talebelerinin ve sevenlerinin sıkışık anlarında yardımlarına yetişirdi Talebelerinden birisi mahkemede şâhitlik yapmak üzere kâdı huzûruna çağrıldı Fakat kâdının bulunduğu beldeye giden vâsıtayı kaçırdığı için mahkemeye geç kaldı Kâdı, Muhammed Emin hazretlerinin talebesine kızdı O ise geç kalış sebebini açık bir şekilde îzâh edememişti Bu yüzden onun altı ay hapsedilmesine karar verdi Vazifeli asker onu alarak hapishâneye götürdü Olan hâdiseler sebebiyle çok üzülen talebe, hocasını vesîle ederek bu halden kurtulması için Allahü teâlâya yalvardı O sırada Muhammed EminEfendinin iki veya üç defâ; "Yâ Kerîm" sesi işitildi O anda kâdının vazifelendirdiği kimse gelip o kimseyi kâdının huzûruna götürdüKâdı ona hitâben; "Seni affettim" dedi ve serbest bıraktı

Muhammed Emin Erbilî hazretleri başkalarından gelen sıkıntı ve eziyetlere sabreder, talebelerine de sabretmelerini emrederdi Tasavvufu ve Nakşibendiyye yolunun üstünlüğünü inkâr eden bir kimse vardı Muhammed Emin hazretlerinin talebelerinden birine gelerek hocasının Tenvîrü'l-Kulûb adlı kitabından bir adet istedi Talebe o kimsenin böyle bir istekte bulunmasına sevindi O kimsenin eski yaptıklarından vaz geçip ıslah olduğunu zannetti Talebe merak edip o kimseye kitabı niçin istediğini sordu O kimse o kitabın yapraklarıyla istincâ edeceğini yâni tahâretleneceğini söyledi Talebe üzülerek ve kızarak; "Bu kitabı yazan kimseye hürmet etmiyorsan, içindeki Kur'ân-ı kerîm ve hadîs-i şerîflerden bildirilenlere de mi hürmet etmiyorsun?" dedi O kimse alaylı bir tavırla güldü Bu hareket karşısında MuhammedEmin hazretlerinin talebesi iyice kızdı Fakat hocasının emrine uyduğu için sabrederek herhangi bir karşılıkta bulunmadı Olanları gelip hocasına anlattı Muhammed Emin hazretleri buyurdu ki: "Sabret Allahü teâlâ gayret sâhibidir Sen bu sabrının karşılığını inşâallah bulacaksın" Aradan fazla zaman geçmeden talebeye hakaret dolu sözler sarfeden kimsenin şiddetli bir hastalığa tutulduğu haberi duyuldu Bütün tedâvîlere rağmen o kimsenin hâlinde bir iyileşme olmadı O kimsenin günlerdir uyku uyuyamadığı ve feryat figân etmesi sebebiyle kimsenin yanına yaklaşamadığı haberi yayıldı Sonunda yakınları kendisine hakâret edilen talebeye gelip hallerini bildirdiler O talebe; "Âriflerin yâni Allah adamlarının okları zehirlidir O oklardan birisi kime isâbet ederse o kimse helâk olur Lâkin ben o kimsenin bu rahatsızlığının hafiflemesini istiyorum İnşâallah bu akşam durumu hocama bildireceğim" dedi O talebe ve yanında bulunan arkadaşları hocalarının evine gittiler O sırada hastanın yakınları da hastayı oraya getirdiler Muhammed EminErbilî hazretlerinin önüne koydular O kimse kurumuş, sanki etsiz bir heykel gibi olmuştu Halbuki hasta olmadan önce kuvvetli ve boyu posu yerindeydi O kimse Muhammed EminErbilî hazretlerini görünce acı acı ağladı Hastanın yanında bulunanlar onun hâlini Muhammed Emin Erbilî'ye anlattılar Muhammed Emin Erbilî o kimseye nasîhat etti ve yaptıklarına tövbe etmesini istedi İstiğfâr okuduktan sonra; "Allahü teâlâya tövbe ettim ve söylediklerime pişman oldum" de, buyurdu Hasta denilenleri yaptı Muhammed Emin Erbilî hazretleri Fâtiha ve Nâs sûrelerini okuyup, Peygamber efendimizin, Silsile-i aliyyenin rûhlarına hediye edip onları vesîle etti ve bu hastanın hidâyete kavuşması ve son nefeste îmânla gitmesi için duâ etti Hastayı sâhipleri alarak evine götürdüler Hasta ve yanındakiler dışarı çıkınca, Muhammed Emin hazretleri "Elhamdülillah O kimse Allahü teâlâya sâdık bir şekilde tövbe etti Onun son nefeste îmânla gideceğini ümid ediyorum" buyurdu O kimse evine gittikten sonra günlerce rahat bir şekilde uyudu Halbuki aylardır hastalığı sebebiyle uyuyamıyordu Nihâyet bu halde îmân ile rûhunu teslim etti

Muhammed Emin Erbilî hazretleri bir gece talebeleriyle birlikteAllahü teâlânın ismini zikrediyor ve zikrin edeplerini anlatıyordu Bu mecliste âlimlerden de pekçok kimse vardı Orada bulunanlardan bir kısmı kalben hazır olmadığı halde zâhiren orada bulunuyordu Bunu gören Muhammed Emin hazretleri buyurdu ki: "Dikkat ediniz Allahü teâlâ kalplerinizi biliyor Siz O'nu görmüyorsanız da O sizi görüyor" Orada bulunanları ihlâsla ve kalp huzûruyla Allahü teâlâyı zikretmeye dâvet etti

Bir defâsında talebelerinden birisi kusurlarını ve yaptığı ibâdetlerin Allahü teâlânın rızâsına kavuşmaya vesîle olamayacağını düşünerek üzülüyordu Neredeyse bu hususta ümitsizliğe düşecektiOnun bu hâlini gören Muhammed Emin Erbilî hazretleri; "Senin bu hâlin nedir? Allahü teâlâ hazret-i Hamza'yı şehîd eden kimseyi affetti Seni de affeder" buyurarak onu rahatlattı



Alıntı Yaparak Cevapla