Prof. Dr. Sinsi
|
Berk
BERK
Şam velîlerinin büyüklerinden On ikinci asrın sonlarında vefât etti Hayâtı hakkında fazla bir bilgi yoktur Zamânında bulunan tasavvuf büyüklerinin önde gelenlerinden idi Hâl ve hareketleri, güzel ahlâkı ile herkes tarafından sevilir, çok hürmet edilirdi Kendi hâlinde yaşar, sıkıntıda olanların yardımına koşardı
Bir gün, Şam kâdısı hayvanına binmiş bir yerden geçiyordu Baktı ki, Berk hazretleri ileride bir yerde ayakta duruyor Önünde bir hırka ve elinde de kalın, büyük bir sopa var Çok hiddetli bir şekilde, elindeki sopayla o hırkaya hücûm ediyor ve sopayla vuruyordu Her vuruşunda, hırkadan kan fışkırıyor, çıkan kanlar etrâfa yayılıyordu Kendinden geçmiş bir hâlde, arada bir "Allah!" diye haykırarak, sanki harb meydanında imiş gibi o hırkayı dövüyordu Bu hâli dikkat ve hayretle seyreden kâdı efendi, hayvanından indi Yerde, bir mikdâr daha Berk hazretlerini seyretti Bir zaman sonra Berk hazretleri o hâlden ayrılıp, normal (zâhir) hâline gelince, "Efendim! Bu ne hâldir? Bu durumu izâh eder misiniz?" dedi Berk hazretleri cevâbında şöyle anlattı:
"Şu anda Mensûre vak'ası meydana geldi Müslümanlarla kâfirler harb ediyorlardı Müslümanlara yardım ettim Allahü teâlânın izni ile müslümanlar gâlib, kâfirler zelîl ve perişân oldular Bu gördüğün kanlar, kâfirlerin kanıdır Sen, şimdi bu günün târihini tut Bir zaman sonra bu hâdisenin haberi gelir Bu târih ile karşılaştırırsın Aynı gün ve saatte olduğunu görünce, bu söylediklerime yakînen inanmış, iyice anlamış olursun " dedi Berk hazretlerinin bu sözlerini hayretle dinleyen kâdı efendi, hâdisenin târihini, saatini not edip ayrıldı Aradan bir zaman geçtikten sonra, bu hâdisenin haberi geldi Hâdisede bulunanlardan bir grup kâdının huzûruna gelip, "Harbin şiddetli ânında, havada bir kimse görüldü Elinde büyük bir sopa vardı O sopa ile düşmanların başlarına vuruyor, vurdukça da kan fışkırıyordu O kimsenin sıfatları da şöyle idi " diyerek Berk hazretlerini tarif ettiler
İŞİ GECİKTİRMEYİN
Şam şehrinde yetişen, büyük bir evliyâdır,
Şaşılacak yüzlerce, kerâmetleri vardır
Güzel ahlâk sâhibi, üstün bir velî idi,
Herkesçe sevilir ve çok hürmet edilirdi
Bir gün Şam'ın kâdısı, binerek hayvanına,
Hayvanını durdurup, ona baktı bir zaman
Zîrâ hazret-i Berk'in, hâli çok mânidardı,
Bir elinde kalın ve büyük bir sopa vardı
Bir hırka duruyordu, önünde hem o zaman,
O hırkaya şiddetle, vuruyordu durmadan
Her vuruşta, hırkadan, kalar fışkırıyordu,
Vurdukça çıkan kanlar, etrâfa sıçrıyordu
Sanki harp ediyordu, düşmanla hazret-i Berk,
Kendinden geçiyordu, "Allah Allah" diyerek
Hayretten dona kaldı, o an kâdı efendi,
O hal sona erince, yaklaşıp suâl etti
Dedi ki: "Ey efendim, ne idi o hâliniz?
Hikmetini bana da, lütfen söyler misiniz?"
Buyurdu: "Kâfirlerle, müminlerden bir ordu,
Falan yerde tutuşmuş, çetin harp ediyordu
Müminler zayıf idi, yardım ettim onlara,
Çok şükür müslümanlar, gâlip geldi küffâra
Eğer yetişmeseydim, yardımına onların,
Hezîmeti olurdu, bu harp müslümanların
Kâfirlerin halleri, çok fenâdır şu anda,
Ve küffâr kanlarıydı, o fışkıran kanlar da "
Şam kâdısı duyunca, hazret-i Berk'ten bunu,
Anladı bu kimsenin, hâl ehli olduğunu
O günün târihini, not etti bir kenara,
Müslümanlar dönünce, sordu bunu onlara
Onlar da hâdiseyi, şöylece anlattılar,
Dediler: "Kuvvetliydi, kat be kat bizden onlar
Mağlup oluyorduk ki, neredeyse küffâra,
Havada çok heybetli, bir zât gördük o ara
Elindeki sopayla, düşmana vurdu, vurdu,
Vurdukça küffâr kanı, etrafa sıçrıyordu
Onun yarıdmı ile, düşmana gâlip geldik,
Lâkin o zât kim idi, onu hiç bilemedik "
Şam kâdısı dedi ki: "O, hazret-i Berk idi,
Size tâ Şam şehrinden, yardıma gelmiş idi
Derdi ki: "Ey insanlar, sakın gaflet etmeyin,
Tövbe ve istiğfârı, bir an gecktirmeyin
"Sonra tövbe ederim", derseniz bu gün eğer,
Nasib olmayabilir, âni gelir eceller
İşi, biraz sonraya, bırakmayın ki aslâ,
Böyle geciktirenler, pişmân olur pek fazla
Zîrâ buyurmuştur ki, bir gün Nebiyy-i zîşân;
"Sonraya bırakanlar, elbette eder ziyân "
Aklı olan, dünyâda, gelmeden henüz ecel,
Ölüm ve Âhirete, hazırlanır mükemmel
Bilir ki dünya fânî, ebedîdir âhiret,
Esas âhiret için, gösterir fazla gayret "
1) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c 1, s 366
2) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c 6, s 147
|