08-02-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Habîb’Ün-Neccâr
İsa aleyhisselam havârîlerinden iki kişiyi, Allahü teâlânın emri ile Antakya’ya göndererek, orada yaşayan ve putlara tapan insanları, imâna davet etmeleri için vazife vermişti Bu emir üzerine Antakya’ya giden elçiler, halkı Allahü teâlâya imâna, tevhide, davet ettiler  KRALIN SEVGİSİNİ KAZANIR  
Elçilerin bu davetleri, Antakya’yı idaresi altında bulunduran kral tarafından da duyuldu Kral, kendilerini imana davet eden elçileri hapsettirdi Bu hapsedilme hadisesinden sonra, İsa aleyhisselam, havârîlerinin reisi olan Şem’ûn’u da, Antakya’ya gönderdi Şem’ûn oraya varıp, kendini tanıtmadan ve dikkat çekmeden, kralın yakınlarıyla yavaş yavaş temas kurdu Onlarla samimi bir hava içinde görüşüp konuşmaya başladı Onlar da Şem’ûn’un kral ile temas kurmasını sağladılar Nihayet Şem’ûn, kralın muhabbetini kazandıktan sonra, maksadını açıkladı Bunun üzerine kral ve krala bağlı olanlardan bir cemâat imân ettiler Halka da tebliğde bulundular:
“Gerçekten biz, size imânâ davet etmek için gönderilmiş elçileriz Allahü teâlâya imân ediniz” dediler Fakat halk onları yalanlayıp, imân etmediler  
Antakya halkı Hazreti İsa’nın elçilerini ret edince, elçiler dediler ki:
“Biz, Rabbimizin emriyle, İsa aleyhisselamın, sizleri imâna davet etmek için gönderdiği elçileriz Bizim üzerimize düşen vazife apaçık bir tebliğdir ”
Antakya halkı ise elçilere;
“Biz sizi sevmiyoruz Zira siz, bizim arzumuzun tersine birtakım şeyler teklif ediyorsunuz Bize böyle ‘imân ediniz’ demekten vazgeçin Eğer bu teklifinizden vazgeçmezseniz, sizi taşa tutarak öldürürüz Bizden size acıklı bir işkence de dokunur” dediler
ÖLDÜRMEYE KARAR VERDİLER! 
Antakya ahalisi, kendilerini saâdete kavuşturmak isteyen elçiler ile inatçı bir mücâdeleye girdiler ve aslâ dinlemediler Neticede onları taşlayarak öldürmeye karar verdiler 
Bu kararlarını; daha önce elçilerle görüşüp imân eden ve onların hâmisi, koruyucusu olan Habîb’ün-Neccâr işitmişti Şehrin en uzak bir yerinde olan evinden çıkıp, koşarak, imân etmeyenlerin, elçiler ile mücâdele etmekte oldukları yere geldi Halka, böyle bir işten vazgeçip, onlara inanmalarını söyledi  Habîb’ün-Neccâr’ın Antakya ahalisine nasihatini de yarın okuyalım inşallah  
|
|
|