Yalnız Mesajı Göster

Rabia'tül Adeviyye ( R.A )

Eski 08-02-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Rabia'tül Adeviyye ( R.A )




Kimseden bir şey almazdı Bir keresinde Hasan-ı Basrî hazretleri kendisini

ziyârete gelmişti Kulübesinin kapısında, zenginlerden birinin ağladığını gördü

"Niçin ağlıyorsunuz?" diye sordu O zengin; "Zühd ve kerem sâhibi şu hâtun

olmasa, halk mahv olur O, zamânın bereketidir Allahü teâlâ bizi, bir çok belâ

ve sıkıntılardan onun hürmetine muhâfaza etmektedir Ona bir mikdar yardımım

olsun diye şu keseyi getirdim Fakat kabûl etmez diye ağlıyorum Bunu ona

verseniz, belki sizin hatırınız için kabûl eder" dedi Hasan-ı Basrî hazretleri içeri

girip olanları bildirince, Râbia-i Adviyye buyurdu ki: "Ben bu dünyâlıkları

bunların hakîkî sâhibi olan Allahü teâlâdan istemeğe utanır iken başkasından

nasıl alırım? Allahü teâlâ bu dünyâda, kendisini inkâr edenlerin bile rızkını

verirken, kalbi O'nun muhabbetiyle yanan birinin rızkını vermez mi

zannediyorsunuz? O kimseye selâmımızı söyle Kalbi mahzûn olmasın Biz Allahü

teâlâdan başkasından bir şey almamaya ahdettik Hiç bir kimseden bir şey

beklemiyoruz Geleni kabûl etmiyoruz Bir defâsında devlete âid olan bir

kandilin ışığından istifâde ederek gömleğimi yamadım da kalbim dağıldıkça

dağıldı ve dikişleri sökünceye kadar kalbimi toparlayamadım"


Mâlik bin Dinâr şöyle anlatır: Birgün Râbia'nın yanına gittim Abdestini almış,

kalan sudan bir kaç yudum da içmişti Dikkat ettim, testinin bir tarafı kırıktı ve

çok eski bir hasırda oturuyordu Kerpiçten bir de yastığı vardı Bunları görünce

çok üzüldüm, içim yandı ve; "Ey Râbia! Zengin arkadaşlarım var Kabûl

edersen sana onlardan bir şeyler alayım" dedim Bana dönerek; "Yâ Mâlik!

Bana da, onlara da rızkı veren Allahü teâlâdır O, fakirleri fakir olduğu için

unutup, zenginleri de zengin olduğu için hatırlıyor ve yardım mı ediyor

sanıyorsun?" dedi Ben de "Hayır, hiç öyle olur mu?" dedim Bunun üzerine

"Mâdem ki Rabbim benim hâlimi biliyor, benim hatırlatmama ne lüzum var O,

öyle istiyor, biz de O'nun istediğini istiyoruz" diye cevap verdi



Râbia-i Adviyye, "Niye evlenmiyorsun?" diye ısrâr edenlere şöyle söyledi:

"Benim üç büyük derdim var Bunların sıkıntısından kolayca kurtulmamı garanti

ederseniz, o zaman evlenirim Birincisi, (Acabâ son nefesimde îmânımı

kurtarabilecek miyim?) İkincisi, (Kıyâmet gününde amel defterimi sağ

tarafımdan mı, yoksa sol tarafımdan mı verecekler?) Üçüncüsü, (Herkesin

hesâbı görüldükten sonra bir grup Cehennem'e ve bir grup Cennet'e giderken,

acabâ ben hangi grupta bulunacağım?)" dedi O kimseler; "Biz bu suâllerin

cevâbı olarak size bir şey söylemekten âciziz" dediler "O halde önümde böyle

dehşetli günler varken ve bu günlere hazırlanmak elbette lâzım iken, evlenmeyi

nasıl düşünebilirim?" buyurdu

Alıntı Yaparak Cevapla