Yalnız Mesajı Göster

Muhammed Ma’Sûm Hazretleri

Eski 08-02-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Muhammed Ma’Sûm Hazretleri




Muhammed Ma’sûm hazretleri
Hicrî ikinci bin yılın müceddidi İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin üçüncü oğludur “Silsile-i aliyye”nin yirmi dördüncüsüdür Lakabı “Urvet-ül-vüskâ”dır Yani (sağlam ip, kendisine uyulan büyük âlim) demektir 1599 (H 1007) senesinde Hindistan’ın Serhend şehrinde doğdu “BU DÜNYADAN GÖÇ VAKTİDİR!
Muhammed Ma’sûm hazretleri, mübârek babasının feyzleri ve teveccühleriyle çok çabuk kemâl derecelerine ulaştı İmâm-ı Rabbânî hazretleri ömrünün son günlerinde onu husûsî odasına çağırıp buyurdu ki:
“Benim bu dünyâya bağlılığım yalnız bu kayyumluk vazifesi ve muâmelesi sebebiyle idi Devamlı teveccühlerden sonra o sana verildi Şimdi bu fânî dünyâda kalmak için sebep bulamıyorum Bu denî, aşağı ve hakîr dünyâdan göç etmem yaklaştı
Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî buyurdu ki:
“Bu fakîr, bu gizli müjdeyi duyduğum hâlde kalbim parçalandı Ne dilimde konuşacak kuvvet, ne kulağımda dinleyecek kudret kaldı Bendeki bu değişmeyi görünce, şefkât ve merhametinin çokluğundan bir müddet daha yaşayacağını işâret edip; ‘Allahü teâlânın âdeti şöyledir ki; birini kendine çağırır, diğerini onun yerine oturtur’ buyurdu
Muhammed Ma’sûm, babası İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin vefâtından sonra, vaaz ve irşâd makâmına geçip talebe yetiştirmeye başladı O da ilim ve feyz saçarak insanları doğru yola dâvet etti
Ekberâbâd şehrinde tasavvufta yetişmiş bir âlim vardı Ölmek üzere iken, talebesi olan kız kardeşinin oğlunu istedi Sonra; “Senin hâllerin tamamlanmadı Şimdi, Muhammed Ma’sûm hazretlerinin huzûruna gidip, kemâl mertebelerine kavuşman gerekiyor Zannedersem, bu büyük nîmete ancak, on iki sene sonra kavuşabileceksin” buyurdu, biraz sonra da vefat etti

İRŞÂD DİYARI SERHEND
Bu zât söylenilen müddet içinde, her ne kadar birçok yere gittiyse de, irşâd diyârı olan Serhend’e yolu düşmedi Ancak on iki sene sonra, Serhend şehrine geldi Muhammed Ma’sûm hazretlerinin ziyâreti ile şereflendi Muhammed Ma’sûm hazretleri onu görünce;
“Üstâdının sana söylediği on iki sene bugün doldu” buyurdu Gelen talebe hesâb etti Aynen buyurdukları gibiydi Sonra buyurdular ki: “Bu mânâyı, üstâdının büyüklüğünü göstermek için izhâr eyledim Burada bulunanlar da, onun kemâlini böylece öğrensinler diye söyledim




Alıntı Yaparak Cevapla