Yalnız Mesajı Göster

Öldüğün An Ya Cennettesin Yada Cehennemde...

Eski 08-01-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Öldüğün An Ya Cennettesin Yada Cehennemde...




Ey biçare nefsim!

Geçici olduğunu bile bile dünyaya öylesine tamah ediyorsun ki! Bu dünya
kime yar olmuş ki, sana olsun? Gelen bir gün mutlaka gitmiş ve er geç
sen de gideceksin Hele bir düşün, kimler geldi geçti? Firavunlar,
Nemrutlar, Hâmanlar, Karunlar, Şeddatlar hep gittiler Ne kudretli krallar,
kayserler, kisralar dünyaya veda ettiler Dünya onları bir oyuncak hâline
getirdi, oyalanıp durdular Şeytan onları aldatıp kandırdı Yaptıkları
isyanları, zulümleri süsledi Onlar sağlam kalelerde ve kulelerde bir
yandan binbir gece eğlenceleriyle zevk ederlerken, diğer yandan
nicelerinin haklarını yiyip zulmettiler Oralarda nice namuslar kirletildi
Nice beller bükülüp, işkenceler edildi Nice çaresiz, fakir fukaranın,
gözyaşları akıtıldı

Sonunda Allah'ın emri geldi Kendilerine birer emanet olarak verilen
canları geri alındı Böbürlenerek sahip çıktıkları mallardan ve mülklerden
de oldular Onların topladıkları servetler hep dağıldı gitti O kuş tüyü
yataklardan kaydılar Büyük ve gösterişli konaklarından çıkarıldılar
Geriye bir şey kalmadı; ne mal, ne mülk, ne de saltanat Şimdi ise
onların esâmesi bile okunmuyor "Hele bir bak, onlardan yana bir bakiye
görebiliyor musun?" (Hâkka, Geriye sadece bunların hesabını vermek
kaldı Öyle ki, hiç hesaba katmadıkları şeylerden dahi hesaba
çekilecekler

Düşün ey ahmak nefsim!

Bu göçüp gidenlerin hâllerinden senin alacağın ibret dersi yok mudur?
Meselâ, şu Ad kavmi ne büyük ibret… Bunların minare gibi upuzun boyları
vardı Çok güçlü kuvvetliydiler Kayaların içini oyup çok muhkem, kale
gibi sağlam evler yapıyorlar ve oralarda barınıyorlardı Kendilerine
kimsenin karşı koyamayacağını sanan bu kavim azınca, haddi hududu
aşınca, Mevlâ Teâlâ onları nasıl da sildi süpürdü Sen bunlardan daha mı
kuvvetlisin, Neronlardan daha mı güçlüsün, (hâşâ) ben karşı koyarım mı
sanıyorsun? Allah'a karşı gelen kavimlerin hâllerine bir bak: Onlardan bir
kısmı suda boğuldu Bir kısmı yerin dibine battı Bir kavim taşa tutuldu
Bir başka kavmin sûretleri maymun ve domuz sûretine döndürüldü ve
helâk olup gittiler Bugün de böyle zulüm yapanların, dünyayı ateşe
verenlerin, tarihe yüz karası olarak geçecek olan despotların feci
akıbetlerini, ömrün olursa göreceksin "Zalimin zulmü varsa mazlumun
Allah'ı var" diye atalarımız boşuna söylememişler "Sakın, Allah'ı
zalimlerin yaptıklarından habersiz zannetme!" (İbrahim, 42)

Ordusuna güvenen Nemrud, topal bir sivrisinekle helâk oldu Malına
güvenen Karun, malıyla battı Makam ve mevkisine güvenen niceleri,
çoktan toprak oldu da isimleri bile unutuldu Peki, sen neye güveniyorsun
ey nefsim? Haberin olsun ki; Allah'tan başka her neye güveniyorsan, o
şeyle beraber Allah seni de batırabilir Onun için sana bu nimetleri vereni
unutma! Sana bu makamı ve mevkiyi vereni, bu malı, mülkü ve serveti
vereni sakın unutma!!! Hem bu dünyada bizlere ihsan edilen nimetler ne
kadar çok olursa olsun, âhirete nispetle çok az bir şeydir Bunlar için,
sonsuz cennet nimetleri fedâ edilir mi? Bugün dünyanın az bir zahmetine
dayanamayan, yarın cehennem azabına dayanabilir mi? Parmağını
mumun alevine tutsan, ona dahi dayanamasın, öyleyse acizliğini anla ve
ateşe dayanabileceğin kadar günah işle!

Ey günahkâr nefsim!

Artık sana düşen, bugüne kadar işlediğin isyanlardan dolayı pişman olup
tevbe etmek, Mevlâ'nın dergâhına yüzler sürmektir Bugüne kadar
gönlünce yaşadın, isyanlar ettin, günahlar işledin de ne oldu? Aldığın
şehevî zevkler, tatmin ettiğin o ihtiraslar ve arzular nerede? Hepsi o
anlıktı geçip gitti değil mi? Tabiî zevki geçti; ama hesabı duruyor Şayet
Rabbini razı edemezsen, sana verdiği bu fânî nimetleri, bâkî olana
çeviremezsen işin zor, hem de çok zor ey nefsim Allahu Teâlâ Kerîm'dir,
Rahîm'dir, beni affeder deyip avunuyorsun; fakat affa mazhar olmak için
ne yapıyorsun? Evet, Allah "Kerîm ve Rahîm'dir"; ama aynı zamanda
da "Şedîdü'l–ikabdır", haberin olsun!

Tevbeyi geciktirme; çünkü ölüm her an gelebilir Hem tevbe, geciktikçe
zorlaşır; zira yapılan günahlar alışkanlık hâlini alır ki, alışkanlıkları terk
etmek çok daha zordur Bu durum ise; dersine zamanında çalışmayıp,
bunu imtihan gününe saklayan tembel talebenin durumuna benzer ki,
başarı şansı çok azdır, bilesin

Alıntı Yaparak Cevapla