Prof. Dr. Sinsi
|
Müminler
KÖTÜLÜĞE EN GÜZEL ŞEKİLDE KARŞILIK VERİRLER
Kötülüğü en güzel olanla uzaklaştır; biz, onların nitelendiregeldiklerini en iyi bileniz (Mü’minun Suresi, 96)
İşte onlar; sabretmeleri dolayısıyla ecirleri iki defa verilir ve onlar kötülüğü iyilikle uzaklaştırıp kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler (Kasas Suresi, 54)
İyilikle kötülük eşit olmaz Sen, en güzel olan bir tarzda (kötülüğü) uzaklaştır; o zaman, (görürsün ki) seninle onun arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki sıcak bir dost(un) oluvermiştir (Fussilet Suresi, 34)
İYİLİĞİ EMREDER, KÖTÜLÜKTEN MENEDERLER
“Ey oğlum, namazı dosdoğru kıl, ma’rufu emret, münkerden sakındır ve sana isabet eden (musibetler)e karşı sabret Çünkü bunlar, azmedilmesi gereken işlerdendir (Lokman Suresi, 17)
Onlar ki, yeryüzünde kendilerini yerleştirir, iktidar sahibi kılarsak, dosdoğru namazı kılarlar, zekatı verirler, ma’rufu emrederler, münkerden sakındırırlar Bütün işlerin sonu Allah’a aittir (Hac Suresi, 41)
Siz, insanlar için çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz; maruf (iyi ve İslam’a uygun) olanı emreder, münker olandan sakındırır ve Allah’a iman edersiniz Kitap Ehli de inanmış olsaydı, elbette kendileri için hayırlı olurdu İçlerinden iman edenler vardır, fakat çoğunluğu fıska sapanlardır (Al-i İmran Suresi, 110)
Bunlar, Allah’a ve ahiret gününe iman eder, maruf olanı emreder, münker olandan sakındırır ve hayırlarda yarışırlar İşte bunlar salih olanlardandır (Al-i İmran Suresi, 114)
Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun Kurtuluşa erenler işte bunlardır (Al-i İmran Suresi, 104)
Tevbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, (İslam uğrunda) seyahat edenler, rükû edenler, secde edenler, iyiliği emredenler, kötülükten sakındıranlar ve Allah’ın sınırlarını koruyanlar; sen (bütün) mü’minleri müjdele (Tevbe Suresi, 112)
Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin velileridirler İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve Allah’a ve Resûlü’ne itaat ederler İşte Allah’ın kendilerine rahmet edeceği bunlardır Şüphesiz, Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir (Tevbe Suresi, 71)
DAİMA İYİ VE GÜZEL DAVRANIŞLARDA BULUNURLAR
Biz, gökleri, yeri ve her ikisinin arasındakilerini hakkın dışında (herhangi bir amaçla) yaratmadık Hiç şüphesiz o saat de yaklaşarak-gelmektedir; öyleyse (onlara karşı) güzel davranışlarla davran (Hicr Suresi, 85)
Bizim katımızda sizi (bize) yaklaştıracak olan ne mallarınız, ne de evlatlarınızdır; ancak iman edip salih amellerde bulunanlar başka İşte onlar; onlar için yaptıklarına karşılık olmak üzere kat kat mükafaat vardır ve onlar yüksek köşklerinde güven içindedirler (Sebe Suresi, 37)
Kim izzeti istiyorsa, artık bütün izzet Allah’ındır Güzel söz O’na yükselir, salih amel de onu yükseltir Kötülükleri tasarlayıp düzenleyenler ise; onlar için şiddetli biz azab vardır Onların tasarladıkları ‘boşa çıkıp bozulur’ (Fatır Suresi, 10)
Ve şüphesiz sen, pek büyük bir ahlak üzerindesin (Kalem Suresi, 4)
Ey iman edenler, Allah’ın şiarlarına, haram olan ay’a, kurbanlık hayvanlara, (onlardaki) gerdanlıklara ve Rablerinden bir fazl ve hoşnutluk isteyerek Beyt-i Haram’a gelenlere sakın saygısızlık etmeyin İhramdan çıktınız mı artık avlanabilirsiniz Sizi Mescid-i Haram’dan alıkoyduklarından dolayı bir topluluğa olan kininiz, sakın sizi haddi aşmaya sürüklemesin İyilik ve takva konusunda yardımlaşın, günah ve haddi aşmada yardımlaşmayın ve Allah’tan korkup-sakının Gerçekten Allah (ceza ile) sonuçlandırması pek şiddetli olandır (Maide Suresi, 2)
Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden eziyet gelen bir sadakadan daha hayırlıdır Allah hiç bir şeye ihtiyacı olmayandır, yumuşak davranandır (Bakara Suresi, 263)
Allah’a çağıran, salih amelde bulunan ve: “Gerçekten ben müslümanlardanım” diyenden daha güzel sözlü kimdir? (Fussilet Suresi, 33)
İman edip güzel amellerde bulunanlar, namazı dosdoğru kılanlar ve zekatı verenler; şüphesiz onların ecirleri Rablerinin katındadır Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır (Bakara Suresi, 277)
Ancak bundan sonra tevbe edenler, ‘salih olarak davrananlar’ başka Çünkü Allah, gerçekten bağışlayandır, esirgeyendir (Al-i İmran Suresi, 89)
İman edenler ve salih amellerde bulunanlar -ki biz hiç kimseye güç yetireceğinden fazlasını yüklemeyiz- onlar da cennetin ashabı (halkı)dırlar Onda sonsuz olarak kalacaklardır (A’raf Suresi, 42)
Erkek olsun, kadın olsun inanmış olarak kim salih bir amelde bulunursa, onlar cennete girecek ve onlar, bir ‘çekirdeğin sırtındaki tomurcuk kadar’ bile haksızlığa uğramayacaklardır (Nisa Suresi, 124)
Ki onlar, sözü işitirler ve en güzeline uyarlar İşte onlar, Allah’ın kendilerini hidayete erdirdiği kimselerdir ve onlar, temiz akıl sahipleridir (Zümer Suresi, 18)
Şüphesiz muttaki olanlar, cennetlerde ve pınarlardadırlar; Rablerinin kendilerine verdiğini alanlar olarak Çünkü onlar, bundan önce ihsanda (güzel davranışta) bulunanlardı (Zariyat Suresi, 15-16)
HAYIRLARDA YARIŞIRLAR
Bunlar, Allah'a ve ahiret gününe iman eder, maruf olanı emreder, münker olandan sakındırır ve hayırlarda yarışırlar İşte bunlar salih olanlardandır (Al-i İmran Suresi, 114)
Onun duasına icabet ettik, kendisine Yahya'yı armağan ettik, eşini de doğurmaya elverişli kıldık Gerçekten onlar hayırlarda yarışırlardı, umarak ve korkarak bize dua ederlerdi Bize derin saygı gösterirlerdi (Enbiya Suresi, 90)
İşte onlar, hayırlarda yarışmaktadırlar ve onlar bundan dolayı öne geçmektedirler (Mü’minun Suresi, 61)
Sonra Kitabı kullarımızdan seçtiklerimize miras kıldık Artık onlardan kimi kendi nefsine zulmeder, kimi orta bir yoldadır, kimi de Allah’ın izniyle hayırlarda yarışır öne geçer İşte bu, büyük fazlın kendisidir (Fatır Suresi, 32)
Ey insanlar, gerçekten, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık Şüphesiz, Allah katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır (Hucurat Suresi, 13)
HOŞGÖRÜLÜ VE BAĞIŞLAYICIDIRLAR
Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden eziyet gelen bir sadakadan daha hayırlıdır Allah hiç bir şeye ihtiyacı olmayandır, yumuşak davranandır (Bakara Suresi, 263)
Bir hayrı açıklar ya da gizli tutarsanız veya bir kötülüğü bağışlarsanız, şüphesiz Allah, affedicidir, güç yetirendir (Nisa Suresi, 149)
Sen af (veya kolaylık) yolunu benimse, (İslam’a) uygun olanı (örfü) emret ve cahillerden yüz çevir (A’raf Suresi, 199)
Biz, gökleri, yeri ve her ikisinin arasındakilerini hakkın dışında (herhangi bir amaçla) yaratmadık Hiç şüphesiz o saat de yaklaşarak-gelmektedir; öyleyse (onlara karşı) güzel davranışlarla davran (Hicr Suresi, 85)
Kötülüğün karşılığı, onun misli (benzeri) olan kötülüktür Ama kim affeder ve ıslah ederse (dirliği kurup-sağlarsa) artık onun ecri Allah’a aittir Gerçekten O, zalimleri sevmez Kim zulme uğradıktan sonra nusret bulur (hakkını alır)sa, artık onlar için aleyhlerinde bir yol yoktur Yol, ancak insanlara zulmeden ve yeryüzünde haksız yere ‘tecavüz ve haksızlıkta bulunanların’ aleyhinedir İşte bunlara acıklı bir azab vardır Kim sabreder ve bağışlarsa, şüphesiz bu, azme değer işlerdendir (Şura Suresi, 40-43)
ADALETLİDİRLER
Şüphesiz Allah, size emanetleri ehline (sahiplerine) teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor Bununla Allah, size ne güzel öğüt veriyor! Doğrusu Allah, işitendir, görendir (Nisa Suresi, 58)
Ey iman edenler, adil şahidler olarak, Allah için, hakkı ayakta tutun Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın Adalet yapın O, takvaya daha yakındır Allah’tan korkup-sakının Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır (Maide Suresi, 8)
Ey iman edenler, kendiniz, anne-babanız ve yakınlarınız aleyhine bile olsa, Allah için şahidler olarak adaleti ayakta tutun (Onlar) ister zengin olsun, ister fakir olsun; çünkü Allah onlara daha yakındır Öyleyse adaletten dönüp heva (tutkuları)nıza uymayın Eğer dilinizi eğip büker (sözü geveler) ya da yüz çevirirseniz, şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır (Nisa Suresi, 135)
Eğer bir kavmin ihanet edeceğinden kesin olarak korkarsan, sen de açık ve adil bir tutumla (onlarla olan anlaşma metnini ve diplomatik ilişkiyi) at Gerçekten Allah, ihanet edenleri sevmez (Enfal Suresi, 58)
Ey iman edenler, Allah’ın şiarlarına, haram olan ay’a, kurbanlık hayvanlara, (onlardaki) gerdanlıklara ve Rablerinden bir fazl ve hoşnutluk isteyerek Beyt-i Haram’a gelenlere sakın saygısızlık etmeyin İhramdan çıktınız mı artık avlanabilirsiniz Sizi Mescid-i Haram’dan alıkoyduklarından dolayı bir topluluğa olan kininiz, sakın sizi haddi aşmaya sürüklemesin İyilik ve takva konusunda yardımlaşın, günah ve haddi aşmada yardımlaşmayın ve Allah’tan korkup-sakının Gerçekten Allah (ceza ile) sonuçlandırması pek şiddetli olandır (Maide Suresi, 2)
Mü’minlerden iki topluluk çarpışacak olursa, aralarını bulup-düzeltin Şayet biri diğerine tecavüzde bulunacak olursa, artık tecavüzde bulunanla, Allah’ın emrine dönünceye kadar savaşın; eğer sonunda (Allah’ın emrini kabul edip) dönerse, bu durumda adaletle aralarını bulun ve (her konuda) adil davranın Şüphesiz Allah, adil olanları sever (Hucurat Suresi, 9)
Allah, sizinle din konusunda savaşmayan, sizi yurtlarınızdan sürüp-çıkarmayanlara iyilik yapmanızdan ve onlara adaletli davranmanızdan sizi sakındırmaz Çünkü Allah, adalet yapanları sever (Mümtehine Suresi, 8)
ALÇAKGÖNÜLLÜDÜRLER
O Rahman (olan Allah)ın kulları, yeryüzü üzerinde alçak gönüllü olarak yürürler ve cahiller kendileriyle muhatap oldukları zaman “Selam” derler (Furkan Suresi, 63)
Biz her ümmet için bir “Mensek” kıldık, O’nun kendilerine rızık olarak verdiği (kurbanlık) hayvanlar üzerine Allah’ın adını ansınlar diye İşte sizin ilahınız bir tek ilahtır, artık yalnızca O’na teslim olun Sen alçak gönüllü olanlara müjde ver (Hac Suresi, 34)
“İnsanlara yanağını çevirip (büyüklenme) ve böbürlenmiş olarak yeryüzünde yürüme Çünkü Allah, büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez ” (Lokman Suresi, 18)
MERHAMETLİ VE YUMUŞAK HUYLUDURLAR
Allah’tan bir rahmet dolayısıyla, onlara yumuşak davrandın Eğer kaba, katı yürekli olsaydın onlar çevrenden dağılır giderlerdi Öyleyse onları bağışla, onlar için bağışlanma dile ve iş konusunda onlarla müşavere et Eğer azmedersen artık Allah’a tevekkül et Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever (Al-i İmran Suresi, 159)
Doğrusu İbrahim, yumuşak huylu, duygulu ve gönülden (Allah’a) yönelen biriydi (Hud Suresi, 75)
Andolsun size, içinizden sıkıntıya düşmeniz O’nun gücüne giden, size pek düşkün, mü’minlere şefkatli ve esirgeyici olan bir elçi gelmiştir (Tevbe Suresi, 128)
Katımızdan ona bir sevgi duyarlılığı ve temizlik (de verdik) O, çok takva sahibi biriydi (Meryem Suresi, 13)
MÜSLÜMAN OLMASI İÇİN KİMSEYE BASKI YAPMAZLAR, ZOR KULLANMAZLAR
Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel bir biçimde mücadele et Şüphesiz senin Rabbin yolundan sapanı bilendir ve hidayete ereni de bilendir (Nahl Suresi, 125)
Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündekilerin tümü, topluca iman ederdi Öyleyse, onlar mü’min oluncaya kadar insanları sen mi zorlayacaksın? (Yunus Suresi, 99)
Artık sen, öğüt verip-hatırlat Sen, yalnızca bir öğüt verici-bir hatırlatıcısın Onlara ‘zor ve baskı’ kullanacak değilsin (Gaşiye Suresi, 21-22)
Biz onların neler söylediklerini daha iyi biliriz Sen onların üzerinde bir zorba değilsin; şu halde, Benim kesin tehdidimden korkanlara Kur’an ile öğüt ver (Kaf Suresi, 45)
Dinde zorlama (ve baskı) yoktur Şüphesiz, doğruluk (rüşd) sapıklıktan apaçık ayrılmıştır Artık kim tağutu tanımayıp Allah’a inanırsa, o, sapasağlam bir kulpa yapışmıştır; bunun kopması yoktur Allah, işitendir, bilendir (Bakara Suresi, 256)
‘Boş ve yararsız olan sözü’ işittikleri zaman ondan yüz çevirirler ve: “Bizim yapıp-ettiklerimiz bizim, sizin yapıp-ettikleriniz sizindir; size selam olsun, biz cahilleri benimsemeyiz” derler (Kasas Suresi, 55)
Fakat onlar yüz çevirirlerse, sana düşen yalnızca apaçık bir tebliğdir (Nahl Suresi, 82)
Eğer müşriklerden biri, senden ‘eman isterse’, ona eman ver; öyle ki Allah’ın sözünü dinlemiş olsun, sonra onu ‘güvenlik içinde olacağı yere ulaştır ’ Bu, onların elbette bilmeyen bir topluluk olmaları nedeniyledir (Tevbe Suresi, 6)
De ki: “Ey insanlar, şüphesiz size Rabbinizden hak gelmiştir Kim hidayet bulursa, o ancak kendi nefsi için hidayet bulmuştur Kim saparsa, o da, kendi aleyhine sapmıştır Ben sizin üzerinizde bir vekil değilim ” (Yunus Suresi, 108)
ÖFKELERİNE KAPILMAZLAR
Onlar, bollukta da, darlıkta da infak edenler, öfkelerini yenenler ve insanlar (daki hakların)dan bağışlama ile (vaz) geçenlerdir Allah, iyilik yapanları sever (Al-i İmran Suresi, 134)
(Bunlar,) Büyük günahlardan ve çirkin -utanmazlıklardan kaçınanlar ve gazablandıkları zaman bağışlayanlar, (Şura Suresi, 37)
HAKKI SÖYLEMEKTEN ÇEKİNMEZLER
Ey iman edenler, içinizden kim dininden geri döner (irtidat eder)se, Allah (yerine) kendisinin onları sevdiği, onların da kendisine sevdiği mü’minlere karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı ise ‘güçlü ve onurlu,’ Allah yolunda cihad eden ve kınayıcının kınamasından korkmayan bir topluluk getirir Bu, Allah’ın bir fazlıdır, onu dilediğine verir Allah (rahmetiyle) geniş olandır, bilendir (Maide Suresi, 54)
(Bu,) Bir Kitap’tır ki onunla uyarman için ve mü’minlere bir öğüt olmak üzere sana indirildi Öyleyse bundan dolayı göğsünde bir sıkıntı olmasın (A’raf Suresi, 2)
Ey peygamber, Rabbinden sana indirileni tebliğ et Eğer (bu görevini) yapmayacak olursan, O’nun elçiliğini tebliğ etmemiş olursun Allah seni insanlardan koruyacaktır Şüphesiz, Allah, kafir olan bir topluluğu hidayete erdirmez (Maide Suresi, 67)
TEBLİĞ KARŞILIĞINDA MENFAAT GÖZETMEZLER
Eğer yüz çevirecek olursanız, ben sizden bir karşılık istemedim Benim ecrim, yalnızca Allah’a aittir Ve ben, müslümanlardan olmakla emrolundum (Yunus Suresi, 72)
“Artık Allah’tan korkup-sakının ve bana itaat edin ” “Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum; ücretim yalnızca alemlerin Rabbine aittir ” (Şuara Suresi, 179-180)
İşte Allah’ın hidayet verdikleri bunlardır; öyleyse sen de onların bu hidayetlerine uy De ki: “Ben bunun için sizden bir ücret istemiyorum O (Kur’an), alemlere bir ‘öğüt ve hatırlatmadan’ başkası değildir ” (En’am Suresi, 90)
BİRBİRLERİNE DANIŞARAK HAREKET EDERLER
Rablerine icabet edenler, namazı dosdoğru kılanlar, işleri kendi aralarında şura ile olanlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak edenler, (Şura Suresi, 38)
BİLENLERE DANIŞIRLAR
Kendilerine güven veya korku haberi geldiğinde, onu yaygınlaştırıverirler Oysa bunu peygambere ve kendilerinden olan emir sahiplerine götürmüş olsalardı, onlardan ‘sonuç-çıkarabilenler,’ onu bilirlerdi Allah’ın üzerinizdeki fazlı ve rahmeti olmasaydı, azınız hariç herhalde şeytana uymuştunuz (Nisa Suresi, 83)
Ey iman edenler, Allah’a itaat edin; elçiye itaat edin ve sizden olan emir sahiplerine de Eğer bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz, artık onu Allah’a ve elçisine döndürün Şayet Allah’a ve ahiret gününe iman ediyorsanız Bu, hayırlı ve sonuç bakımından daha güzeldir (Nisa Suresi, 59)
NEFİSLERİNE GÖRE HAREKET ETMEZLER
“(Yine de) Ben nefsimi temize çıkaramam Çünkü gerçekten nefis, -Rabbimin kendisini esirgediği dışında- var gücüyle kötülüğü emredendir Şüphesiz, benim Rabbim, bağışlayandır, esirgeyendir ” (Yusuf Suresi, 53)
Kendi istek ve tutkularını (hevasını) ilah edineni gördün mü? Şimdi ona karşı sen mi vekil olacaksın? (Furkan Suresi, 43)
İTİDALLİDİRLER
“İnsanlara yanağını çevirip (büyüklenme) ve böbürlenmiş olarak yeryüzünde yürüme Çünkü Allah, büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez ” “Yürüyüşünde orta bir yol tut, sesinden de (yüksek perdeleri) eksilt Çünkü, seslerin en çirkin olanı gerçekten eşeklerin sesidir ” (Lokman Suresi, 18-19)
Mal ve çocuklar, dünya hayatının çekici-süsüdür; sürekli olan ‘salih davranışlar’ ise, Rabbinin katında sevap bakımından daha hayırlıdır, umut etmek bakımından da daha hayırlıdır (Kehf Suresi, 46)
SABIRLIDIRLAR
Rabbin için sabret (Müddessir Suresi, 7)
Ve sabret Gerçekten Allah, iyilik yapanların ecrini kaybetmez (Hud Suresi, 115)
Ey iman edenler, sabredin ve sabırda yarışın, (sınırlarda) nöbetleşin Allah’tan korkun Umulur ki kurtulursunuz (Al-i İmran Suresi, 200)
Şimdi, Allah sizden (yükünüzü) hafifletti ve sizde bir za’f olduğunu bildi Sizden yüz sabırlı (kişi) bulunursa, (onların) iki yüzünü bozguna uğratır; eğer sizden bin (kişi) olursa, Allah’ın izniyle (onların) iki binini yener Allah, sabredenlerle beraberdir (Enfal Suresi, 66)
Onlar sabredenler ve Rablerine tevekkül edenlerdir (Nahl Suresi, 42)
Sizin yanınızda olan tükenir, Allah’ın katında olan ise kalıcıdır Sabredenlerin karşılığını yaptıklarının en güzeliyle biz muhakkak vereceğiz (Nahl Suresi, 96)
İşte onlar, sabretmelerine karşılık (cennetin en gözde yerinde) odalarla ödüllendirilirler ve orda esenlik dileği ve selamla karşılanırlar (Furkan Suresi, 75)
Öyleyse sen sabret; şüphesiz Allah’ın va’di haktır; kesin bilgiyle inanmayanlar sakın seni telaşa kaptırıp-hafifliğe (veya gevşekliğe) sürüklemesinler (Rum Suresi, 60)
Andolsun, mallarınızla ve canlarınızla imtihan edileceksiniz ve sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve şirk koşmakta olanlardan elbette çok eziyet verici (sözler) işiteceksiniz Eğer sabreder ve sakınırsanız (bu) emirlere olan azimdendir (Al-i İmran Suresi, 186)
Andolsun, biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz Sabır gösterenleri müjdele (Bakara Suresi, 155)
Onlar, Calut ve ordusuna karşı meydana (savaşa) çıktıklarında, dediler ki: “Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır, adımlarımızı sabit kıl (kaydırma) ve kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et ” (Bakara Suresi, 250)
DUYGULARIYLA DEĞİL AKIL İLE HAREKET EDERLER
Sen, onlara karşı hüzne kapılma ve kurdukları tuzaklardan dolayı sıkıntı içinde olma (Neml Suresi, 70)
Biz insana, anne ve babasına (karşı) güzelliği (ilke edinmesini) tavsiye ettik Eğer onlar, hakkında bilgin olmayan şeyle bana ortak koşman için sana karşı çaba harcayacak olurlarsa, bu durumda, onlara itaat etme Dönüşünüz banadır Artık yaptıklarınızı size haber vereceğim (Ankebut Suresi, 8)
Eğer onların yüz çevirmeleri sana ağır geldiyse, onlara bir ayet getirmek için yerde bir tünel açmaya veya göğe bir merdiven dayamaya gücün yetiyorsa (yap) Eğer Allah dileseydi, onların tümünü hidayet üzere toplardı Öyleyse sakın cahillerden olma (En’am Suresi, 35)
İbrahim’in babası için bağışlanma dilemesi, yalnızca ona verdiği bir söz dolayısıyla idi Kendisine, onun gerçekten Allah’a düşman olduğu açıklanınca ondan uzaklaştı Doğrusu İbrahim, çok duygulu, yumuşak huyluydu (Tevbe Suresi, 114)
Küfürde ‘büyük çaba harcayanlar’ seni üzmesin Çünkü onlar, Allah’a hiç bir şeyle zarar veremezler Allah, onları ahirette pay sahibi kılmamayı ister Onlar için büyük bir azab vardır (Al-i İmran Suresi, 176)
HATALARINDA DİRENMEZLER
Nefse ve ona ‘bir düzen içinde biçim verene’, Sonra ona fücurunu (sınır tanımaz günah ve kötülüğünü) ve ondan sakınmayı ilham edene (andolsun) Onu arındırıp-temizleyen gerçekten felah bulmuştur Ve onu (isyanla, günahla, bozulmalarla) örtüp-saran da elbette yıkıma uğramıştır (Şems Suresi, 7-10)
Sen bunun (böyle bir mescidin) içinde hiç bir zaman durma Daha ilk gününden takva temeli üzerine kurulan mescid, senin bunda (namaza ve diğer işlere) durmana daha uygundur Onda, arınmayı içten-arzulayan adamlar vardır Allah arınanları sever (Tevbe Suresi, 108)
Kendilerinden önce o yurdu (Medine’yi) hazırlayıp imanı (gönüllerine) yerleştirenler ise, hicret edenleri severler ve onlara verilen şeylerden dolayı içlerinde bir ihtiyaç (arzusu) duymazlar Kendilerinde bir açıklık (ihtiyaç) olsa bile (kardeşlerini) öz nefislerine tercih ederler Kim nefsinin ‘cimri ve bencil tutkularından’ korunmuşsa, işte onlar, felah (kurtuluş) bulanlardır (Haşr Suresi, 9)
Doğrusu, temizlenip arınan felah bulmuştur; (A’la Suresi, 14)
Ancak kim işlediği zulümden sonra tevbe eder ve (davranışlarını) düzeltirse, şüphesiz Allah onun tevbesini kabul eder Muhakkak Allah, bağışlayandır, esirgeyendir (Maide Suresi, 39)
Hiç bir günahkar bir başka günahkarın günahını yüklenemez Eğer yükü ağır olan kimse (bir başkasını) onu taşımaya çağırsa, -bu, yakın-akrabası da olsa- kendisine ondan hiç bir şey yükletilmez Sen, yalnızca gayb ile Rablerinden ‘içleri titreyerek-korkmakta’ olanları ve dosdoğru namazı kılanları uyarırsın Kim temizlenip-arınırsa, artık o, kendi nefsi için temizlenip-arınmıştır Sonunda dönüş Allah’adır (Fatır Suresi, 18)
Doğrusu İbrahim de onun (soyunun) bir kolundandır Hani o, Rabbine arınmış (selim) bir kalp ile gelmişti (Saffat Suresi, 83-84)
Ve ‘çirkin bir hayasızlık’ işledikleri ya da nefislerine zulmettikleri zaman, Allah’ı hatırlayıp hemen günahlarından dolayı bağışlanma isteyenlerdir Allah’tan başka günahları bağışlayan kimdir? Bir de onlar yaptıkları (kötü şeylerde) bile bile ısrar etmeyenlerdir (Al-i İmran Suresi, 135)
Ancak tevbe edenler, (kendilerini ve başkalarını) düzeltenler ve (indirileni) açıklayanlar(a gelince); artık onların tevbelerini kabul ederim Ben, tevbeleri kabul edenim, esirgeyenim (Bakara Suresi, 160)
KİBİRLİ DEĞİLDİRLER
Biz her ümmet için bir “Mensek” kıldık, O’nun kendilerine rızık olarak verdiği (kurbanlık) hayvanlar üzerine Allah’ın adını ansınlar diye İşte sizin ilahınız bir tek ilahtır, artık yalnızca O’na teslim olun Sen alçak gönüllü olanlara müjde ver (Hac Suresi, 34)
O Rahman'ın kulları, yeryüzü üzerinde alçak gönüllü olarak yürürler ve cahiller kendileriyle muhatap oldukları zaman “Selam” derler (Furkan Suresi, 63)
Öyle ki, elinizden çıkana karşı üzüntü duymayasınız ve size (Allah’ın) verdikleri dolayısıyla sevinip-şımarmayasınız Allah, büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez (Hadid Suresi, 23)
İşte ahiret yurdu; biz onu, yeryüzünde büyüklenmeyenlere ve bozgunculuk yapmak istemeyenlere (armağan) kılarız (Güzel) Sonuç takva sahiplerinindir (Kasas Suresi, 83)
“İnsanlara yanağını çevirip ve böbürlenmiş olarak yeryüzünde yürüme Çünkü Allah, büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez ” (Lokman Suresi, 18)
Bizim ayetlerimize, ancak kendilerine hatırlatıldığı zaman, hemen secdeye kapananlar, Rablerini hamd ile tesbih edenler ve büyüklük taslamayan (müstekbir olmayan)lar iman eder (Secde Suresi, 15)
Yeryüzünde böbürlenerek yürüme; çünkü sen ne yeri yarabilirsin, ne dağlara boyca ulaşabilirsin (İsra Suresi, 37)
Allah’a ibadet edin ve O’na hiç bir şeyi ortak koşmayın Anne-babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa ve sağ ellerinizin malik olduklarına güzellikle davranın Çünkü, Allah, her büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez (Nisa Suresi, 36)
ALAY ETMEZLER
Ey iman edenler, bir kavim (bir başka) kavimle alay etmesin, belki kendilerinden daha hayırlıdırlar; kadınlar da kadınlarla (alay etmesin), belki kendilerinden daha hayırlıdırlar Kendi nefislerinizi (kendi kendinizi) yadırgayıp-küçük düşürmeyin ve birbirinizi ‘olmadık-kötü lakablarla’ çağırmayın İmandan sonra fasıklık ne kötü bir isimdir Kim tevbe etmezse, işte onlar, zalim olanların ta kendileridir (Hucurat Suresi, 11)
ÇOĞUNLUĞA DEĞİL HAKKA UYARLAR
Yeryüzünde olanların çoğunluğuna uyacak olursan, seni Allah’ın yolundan şaşırtıp-saptırırlar Onlar ancak zanna uyarlar ve onlar ancak ‘zan ve tahminle yalan söylerler ’ (En’am Suresi, 116)
ALLAH’IN DESTEĞİ DAİMA YANLARINDADIR
Allah, yazmıştır: “Andolsun, ben galip geleceğim ve elçilerim de ” Gerçekten Allah, en büyük kuvvet sahibidir, güçlü ve üstün olandır (Mücadele Suresi, 21)
Gerçekten onlar, muhakkak nusret (yardım ve zafer) bulacaklardır Ve hiç şüphesiz; bizim ordularımız, üstün gelecek olanlar onlardır (Saffat Suresi, 172-173)
Siz O’na (peygambere) yardım etmezseniz, Allah O’na yardım etmiştir Hani kafirler ikiden biri olarak O’nu (Mekke'den) çıkarmışlardı; ikisi mağarada olduklarında arkadaşına şöyle diyordu: "Hüzne kapılma, elbette Allah bizimle beraberdir " Böylece Allah O’na 'huzur ve güvenlik duygusunu' indirmişti, O’nu sizin görmediğiniz ordularla desteklemiş, inkara edenlerin de kelimesini (inkar çağrılarını) alçaltmıştı Oysa Allah'ın kelimesi, yüce olandır Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir (Tevbe Suresi, 40)
Hiç şüphesiz, benim velim Kitabı indiren Allah'tır ve O salihlerin koruyuculuğunu (veliliğini) yapıyor (Araf Suresi, 196)
Onlara yardım ettik, böylece üstün gelenler oldular (Saffat Suresi, 116)
Gevşemeyin, üzülmeyin; eğer (gerçekten) iman etmişseniz en üstün olan sizlersiniz (Al-i İmran Suresi, 139)
Onlar, seni aldatmak isterlerse, şüphesiz Allah sana yeter O, seni yardımıyla ve mü’minlerle destekledi (Enfal Suresi, 62)
YAPMAYACAKLARI ŞEYLERİ SÖYLEMEZLER
Ey iman edenler, yapmayacağınız şeyi neden söylersiniz? Yapmayacağınız şeyi söylemeniz, Allah katında bir gazab (konusu olması) bakımından büyüdü (büyük bir suç teşkil etti) (Saf Suresi, 2-3)
DİĞER MÜMİNLERİN HOŞNUTLUKLARINI KENDİ NEFİSLERİNDEN ÖNDE TUTARLAR
Kendilerinden önce o yurdu (Medine’yi) hazırlayıp imanı (gönüllerine) yerleştirenler ise, hicret edenleri severler ve onlara verilen şeylerden dolayı içlerinde bir ihtiyaç (arzusu) duymazlar Kendilerinde bir açıklık (ihtiyaç) olsa bile (kardeşlerini) öz nefislerine tercih ederler Kim nefsinin ‘cimri ve bencil tutkularından’ korunmuşsa, işte onlar, felah (kurtuluş) bulanlardır (Haşr Suresi, 9)
SÖZLERİNE SADIKTIRLAR
Adaklarını yerine getirirler ve şerri (kötülüğü) yaygın olan bir günden korkarlar (İnsan Suresi, 7)
Onlar Allah’ın ahdini yerine getirirler ve verdikleri kesin sözü (misakı) bozmazlar (Ra’d Suresi, 20)
(Yine) Onlar, emanetlerine ve ahidlerine riayet edenlerdir (Mü’minun Suresi, 8)
Ahidleştiğiniz zaman, Allah’ın ahdini yerine getirin, pekiştirdikten sonra yeminleri bozmayın; çünkü Allah’ı üzerinize kefil kılmışsınızdır Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı bilir (Nahl Suresi, 91)
Hayır; kim ahdine vefa eder ve sakınırsa şüphesiz Allah da sakınanları sever (Al-i İmran Suresi, 76)
BİRBİRLERİNE DÜŞKÜNDÜRLER
Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin velileridirler İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve Allah’a ve Resûlü’ne itaat ederler İşte Allah’ın kendilerine rahmet edeceği bunlardır Şüphesiz, Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir (Tevbe Suresi, 71)
“Rabbim, beni, annemi, babamı, mü’min olarak evime gireni, iman eden erkekleri ve iman eden kadınları bağışla Zalimlere yıkımdan başkasını arttırma ” (Nuh Suresi, 28)
Bir de onlardan sonra gelenler, derler ki: “Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla ve kalplerimizde iman edenlere karşı bir kin bırakma Rabbimiz, gerçekten sen, çok şefkatlisin, çok esirgeyicisin ” (Haşr Suresi, 10)
Ey iman edenler, içinizden kim dininden geri döner (irtidat eder)se, Allah (yerine) kendisinin onları sevdiği, onların da kendisine sevdiği mü’minlere karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı ise ‘güçlü ve onurlu,’ Allah yolunda cihad eden ve kınayıcının kınamasından korkmayan bir topluluk getirir Bu, Allah’ın bir fazlıdır, onu dilediğine verir Allah (rahmetiyle) geniş olandır, bilendir (Maide Suresi, 54)
BİRBİRLERİNE KARŞI ÖLÇÜLÜ VE SAYGILIDIRLAR
Ey iman edenler, evlerinizden başka evlere, yakınlık kurup (izin almadan) ve (ev halkına) selam vermeden girmeyin Bu sizin için daha hayırlıdır; umulur ki öğüt alıp düşünürsünüz Eğer orada kimseyi bulamazsanız, size izin verilinceye kadar artık oraya girmeyin; ve eğer “Dönün” denirse, siz de dönün, bu sizin için daha temizdir Allah yaptıklarınızı bilendir (Nur Suresi, 27-28)
Bir selamla selamlandığınızda, siz ondan daha güzeliyle selam verin ya da aynıyla karşılık verin Şüphesiz, Allah her şeyin hesabını tam olarak yapandır (Nisa Suresi, 86)
Kör olana güçlük yoktur, topal olana güçlük yoktur, hasta olana da güçlük yoktur; sizin için de, gerek kendi evlerinizden, gerekse babalarınızın evlerinden, annelerinizin evlerinden, erkek kardeşlerinizin evlerinden, kız kardeşlerinizin evlerinden, amcalarınızın evlerinden, halalarınızın evlerinden, dayılarınızın evlerinden, teyzelerinizin evlerinden, anahtarına malik olduğunuz (yerlerden) ya da dostlarınızın (evlerin)den yemenizde bir güçlük yoktur Hep bir arada veya ayrı ayrı yemenizde de bir günah yoktur Evlere girdiğiniz vakit, Allah tarafından kutlu, güzel bir yaşama dileği olarak birbirinize selam verin İşte Allah, size ayetleri böyle açıklar, umulur ki aklınızı kullanırsınız (Nur Suresi, 61)
AYRILIĞA VE ANLAŞMAZLIĞA DÜŞMEKTEN TİTİZLİKLE KAÇINIRLAR
Ey iman edenler, Allah’a itaat edin; elçiye itaat edin ve sizden olan emir sahiplerine de Eğer bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz, artık onu Allah’a ve elçisine döndürün Şayet Allah’a ve ahiret gününe iman ediyorsanız Bu, hayırlı ve sonuç bakımından daha güzeldir (Nisa Suresi, 59)
İnkâr edenler birbirlerinin velileridir Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur (Enfal Suresi, 73)
İSRAF ETMEZLER
Ey Ademoğulları, her mescid yanında ziynetlerinizi takının Yiyin, için ve israf etmeyin Çünkü O, israf edenleri sevmez (A’raf Suresi, 31)
Asmalı ve asmasız bahçeleri, hurmaları ve tadları farklı ekinleri, zeytinleri ve narları -birbirine benzer ve benzeşmez- yaratan O’dur Ürün verdiğinde ürününden yiyin ve hasad günü hakkını verin; israf etmeyin Çünkü O, israf edenleri sevmez (En’am Suresi, 141)
Akrabaya hakkını ver, yoksula ve yolda kalmışa da İsraf ederek saçıp-savurma Çünkü saçıp-savuranlar, şeytanın kardeşleri olmuşlardır; şeytan ise Rabbine karşı nankördür (İsra Suresi, 26-27)
Elini boynunda bağlanmış olarak kılma, büsbütün de açık tutma Sonra kınanır, hasret (pişmanlık) içinde kalakalırsın (İsra Suresi, 29)
Onlar, harcadıkları zaman, ne israf ederler, ne kısarlar; (harcamaları,) ikisi arasında orta bir yoldur (Furkan Suresi, 67)
YOKSULLARI KORURLAR
Kendileri, ona duydukları sevgiye rağmen yemeği, yoksula, yetime ve esire yedirirler (İnsan Suresi, 8)
Ve onların mallarında belirli bir hak vardır: Yoksul ve yoksun olan(lar) için (Mearic Suresi, 24-25)
EVLİLİKLERİ KURAN'A GÖREDİR
Müşrik kadınları, iman edinceye kadar nikahlamayın; iman eden bir cariye, -hoşunuza gitse de- müşrik bir kadından daha hayırlıdır Müşrik erkekleri de iman edinceye kadar nikahlamayın; iman eden bir köle, -hoşunuza gitse de- müşrik bir erkekten daha hayırlıdır Onlar, ateşe çağırırlar, Allah ise kendi izniyle cennete ve mağfirete çağırır O, insanlara ayetlerini açıklar Umulur ki öğüt alıp-düşünürler (Bakara Suresi, 221)
Zina eden erkek, zina eden ya da müşrik olan bir kadından başkasını nikahlayamaz; zina eden kadını da zina eden ya da müşrik olan bir erkekten başkası nikahlayamaz Bu, mü’minlere haram kılınmıştır (Nur Suresi, 3)
Kötü kadınlar, kötü erkeklere; kötü erkekler, kötü kadınlara; iyi ve temiz erkekler, iyi ve temiz kadınlara (yaraşır) Bunlar, onların demekte olduklarından uzaktırlar Bunlar için bir bağışlanma ve kerim (üstün) bir rızık vardır (Nur Suresi, 26)
Onda ‘sükun bulup durulmanız’ için, size kendi nefislerinizden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet kılması da, O’nun ayetlerindendir Şüphesiz bunda, düşünebilen bir kavim için gerçekten ayetler vardır (Rum Suresi, 21)
Bugün size temiz olan şeyler helal kılındı (Kendilerine) Kitap verilenlerin yemeği size helal, sizin de yemeğiniz onlara helaldir Mü’minlerden özgür ve iffetli kadınlar ile sizden önce (kendilerine) kitap verilenlerden özgür ve iffetli kadınlar da, namuslu, fuhuşta bulunmayan ve gizlice dostlar edinmemişler olarak -onlara ücretlerini (mehirlerini) ödediğiniz takdirde- size (helal kılındı ) Kim imanı tanımayıp küfre saparsa, elbette onun yaptığı boşa çıkmıştır O ahirette hüsrana uğrayanlardandır (Maide Suresi, 5)
İçinizde evli olmayanları, kölelerinizden ve cariyelerinizden salih olanları evlendirin Eğer fakir iseler Allah, kendi fazlından onları zengin eder Allah geniş (nimet sahibi)dir, bilendir (Nur Suresi, 32)
Ey iman edenler, mü’min kadınlar hicret ederek size geldikleri zaman, onları imtihan edin Allah, onların imanlarını daha iyi bilendir Şayet (gerçekten) mü’min kadınlar olduklarını bilip-öğrenirseniz, artık sakın onları kafirlere geri çevirmeyin (Çünkü) Ne bunlar onlara helaldir, ne onlar bunlara helaldir Onlara (kafir kocalarına kendileri için) harcadıklarını verin Onlara (hicret eden mü’min kadınlara) ücretlerini (mehirlerini) verdiğiniz takdirde onları nikahlamanızda size bir güçlük yoktur Kafir (kadın)ların ismetlerini (nikahlarını) tutmayın ve (onlar için) harcadıklarınızı isteyin Onlar da (mü’min kadınlara) harcadıklarını istesinler Bu, Allah’ın hükmüdür; sizin aranızda hükmeder Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir (Mümtehine Suresi, 10)
ŞAHİTLİKLERİNİ DOSDOĞRU YAPARLAR
Ki onlar, yalan şahidlikte bulunmayanlar, boş ve yararsız sözle karşılaştıkları zaman onurlu olarak geçenlerdir (Furkan Suresi, 72)
Şahidliklerinde dosdoğru davrananlardır (Mearic Suresi, 33)
Sonra (üç iddet bekleme) sürelerine ulaştıkları zaman, artık onları maruf (bilinen güzel bir tarz) üzere tutun, ya da maruf üzere onlardan ayrılın İçinizden adalet sahibi iki kişiyi de şahid tutun Şahidliği Allah için dosdoğru yerine getirin İşte bununla, Allah’a ve ahiret gününe iman edenlere öğüt verilir Kim Allah’tan korkup-sakınırsa, (Allah) ona bir çıkış yolu gösterir; (Talak Suresi, 2)
Ey iman edenler, adil şahidler olarak, Allah için, hakkı ayakta tutun Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın Adalet yapın O, takvaya daha yakındır Allah’tan korkup-sakının Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır (Maide Suresi, 8)
BOŞ VE YARARSIZ ŞEYLERDEN YÜZ ÇEVİRİRLER
Ki onlar, yalan şahidlikte bulunmayanlar, boş ve yararsız sözle karşılaştıkları zaman onurlu olarak geçenlerdir (Furkan Suresi, 72)
‘Boş ve yararsız olan sözü’ işittikleri zaman ondan yüz çevirirler ve: “Bizim yapıp-ettiklerimiz bizim, sizin yapıp-ettikleriniz sizindir; size selam olsun, biz cahilleri benimsemeyiz” derler (Kasas Suresi, 55)
Onlar, ‘tümüyle boş’ şeylerden yüz çevirenlerdir; (Mü’minun Suresi, 3)
DİNDE AŞIRILIĞA KAÇMAZLAR
Onların söyledikleri: "Rabbimiz, günahlarımızı ve işimizdeki aşırılıklarımızı bağışla, ayaklarımızı (bastıkları yerde) sağlamlaştır ve bize kafirler topluluğuna karşı yardım et" demelerinden başka bir şey değildi (Al-i İmran Suresi, 147)
Ey Kitap Ehli, dininiz konusunda taşkınlık etmeyin, Allah’a karşı gerçek olandan başkasını söylemeyin Meryem oğlu Mesih İsa, ancak Allah’ın elçisi ve kelimesidir Onu (‘OL’ kelimesini) Meryem’e yöneltmiştir ve O’ndan bir ruhtur Öyleyse Allah’a ve elçisine inanınız; “üçtür” demeyiniz (Bundan) kaçının, sizin için hayırlıdır Allah, ancak bir tek ilahtır O, çocuk sahibi olmaktan yücedir Göklerde ve yerde her ne varsa O’nundur Vekil olarak Allah yeter (Nisa Suresi, 171)
De ki: “Ey kitap Ehli, haksız yere dininiz konusunda aşırı gitmeyin ve daha önce sapmış, birçoğunu saptırmış ve dümdüz yoldan kaymış bir topluluğun heva (istek ve tutku)larına uymayın ” (Maide Suresi, 77)
Ey iman edenler, Allah’ın sizin için helal kıldığı güzel şeyleri haram kılmayın ve haddi aşmayın Şüphesiz Allah, haddi aşanları sevmez (Maide Suresi, 87)
Ve eğer onlar Tevrat’ı, İncil’i ve kendilerine Rablerinden indirileni (Kur’an’ı) ayakta tutsalardı, elbette üstlerinden ve ayaklarının altından (sayısız nimeti) yiyeceklerdi İçlerinde aşırı olmayan (mutedil) bir ümmet vardır Onlardan çoğunun yaptıkları ise ne kötüdür! (Maide Suresi, 66)
|