Yalnız Mesajı Göster

İstemekte Zillet Vardır

Eski 08-01-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İstemekte Zillet Vardır




İstemekte zillet vardır



Zillet; aşağılık, horluk, hakirlik anlamlarına gelir İnsan, sadece Allahü teâlânın huzurunda, kendini böyle aşağı, hakir görür Yaratanının huzurunda kendini aşağı görmesi, insanı aziz eder, yükseltir Çünkü ibadet, züll ve zillet demektir Yani, insanın Rabbine, mabuduna, hakir olduğunu, aciz, muhtaç olduğunu göstermesidir Bu da, her aklın, nefsin ve âdetlerin güzel ve çirkin dediklerine uymayıp, Allahü teâlânın güzel ve çirkin dediklerine teslim olmak, Onun gönderdiği Kitaba ve Peygamberlere inanmak ve bunlara tâbi olmak demektir

Allahü teâlâya iman eden, Onun emirlerine boyun eğen, başını secdeye koyan aziz olur Kendi nefsine, kendisi gibi aciz olan insanlara boyun eğen, onların huzurunda eğilen, dünyalık ele geçirmek için onlara yaltaklık eden bir kimse ise, zelil olur, hakir olur

Tezellül, bayağılık, kendini aşağı tutmak yani zillet demektir Tezellül, kötü bir huydur ve haramdır Bir günlük yiyeceği, içeceği olan bir kimsenin, başkalarından yiyecek, içecek, para istemesi, dilenmesi, tezellül olur ve haramdır Ebu Ali Rodbari hazretleri; "Dünyayı kazanmakta nefsler için zillet, ahireti kazanmakta ise nefsler için izzet vardır Acaba niçin insanlar, baki olan ahireti istemekteki izzetin yerine, fani olan dünyayı isteyerek zilleti seçerler?" buyurmuştur

Herhangi bir ziyafete davet olunmadan gitmek, tezellüldür Hadis-i şerifte; (Davet edilen yere gitmemek günahtır Davet olunmadığı yere gitmek hırsızlık etmek olur) buyuruldu

Fazla hediye almak için, az bir şeyi hediye olarak vermek, tezellüldür, bayağılıktır Zaruret olmadan, herhangi bir kimseden bir şey istemek, dilenmek haramdır ve çirkindir Zaruret ve ihtiyaç halinde mubah olursa da, istemek, o kimsenin, derecenin azalmasına sebep olur Resulullah efendimiz, hazret-i Ömer’e hediye olarak bir şeyler göndermişti Hazret-i Ömer ise, bunları almayıp geri gönderdi Karşılaştıkları zaman Peygamber efendimiz;
-Niçin almadın? Diye sual etti Hazret-i Ömer;
-Ya Resulallah, “En hayırlınız, kimseden bir şey almayandır” buyurmuştunuz, bunun için almadım deyince, Resulullah efendimiz;
-O sözüm, isteyip de almak içindi İstemeden gelen şey, Allahü teâlânın gönderdiği rızıktır buyurdu Bunun üzerine hazret-i Ömer;
-Allahü teâlâya yemin ederim ki, kimseden bir şey istemeyeceğim ve istemeden gelen her şeyi alacağım dedi

Peygamber efendimiz, bir hadis-i şeriflerinde de; (Aç olan veya bir şeye muhtaç olan, kimseden istemeyip, Allahü teâlâdan beklerse, Allahü teâlâ, ona bir senelik rızık kapıları açar) buyurmuşlardır

Eshab-ı kiramdan Ebu Said Hudri hazretleri, başından geçen bir hadiseyi şöyle nakletmektedir:
“Bir gün annem beni Resulullah efendimizden bazı şeyler istemem için gönderdi Resulullah efendimizin huzuruna varıp oturdum Mübarek yüzünü bana çevirerek ; (Kim sahip olduğu şeye kanaat ederse, Allahü teâlâ onu başkasına muhtaç etmez Kim çirkin şeylerden sakınırsa, Allahü teâlâ onu iffetli eyler Kim sahip olduğu şey ile yetinirse, Allahü teâlâ ona kâfidir Kim bir ukıyelik miktarında bir şeye sahip olduğu halde, başkasından bir şey isterse, devamlı isteyici olur) buyurdu Ben kendi kendime falan devemiz bir ukıyeden daha iyidir dedim Hiçbir şey istemeden Resulullah efendimizin huzurundan kalkıp gittim

Mevlana Celaleddin-i Rumi hazretleri, başkalarından bir şey istemeyi talebelerine yasak eder ve; "Başkasına el açıp bir şey isteyen, bizim talebemiz değildir Ona dünyada da ahirette de şefaat etmeyiz ve ondan uzak dururuz Biz, talebelerimize daima vermeyi, ihsan ve ikramlarda bulunmayı, herkese karşı tevazu üzere bulunmayı, tatlı sözlü, güler yüzlü olmayı tavsiye ediyoruz El açıp istemek bizim yolumuzda yoktur" buyururdu

Abdullah el-Harraz hazretleri de, her zaman talebelerine; "Bizim yolumuz fütüvvettir yani cömertliktir, vermektir Kimseden bir şey istemek değildir" buyururdu

Avusturyalı Cecilla Cannoly, araştırmaları neticesinde Müslüman olup Reşide ismini alan bu hanım;
“İslamiyet’te en çok beğendiğim şey, dualardır Çünkü, hıristiyanlarda dualar, Allahü teâlâdan hazret-i İsa vasıtasıyla, servet, mevki, itibar vesair gibi dünya varlıklarını istemek için yapılır Halbuki, Müslümanlar dua ederken, Allahü teâlâya şükranlarını arz ederler ve bilirler ki, onlar dinlerine ve Allahü teâlânın emirlerine riayet ettikleri müddetçe, Allahü teâlâ, onlara muhtaç oldukları her şeyi, onlar istemeden, verecektir” demektedir

Yahya bin Muaz-ı Razi hazretleri buyurdu ki:
“İnsanı Allahü teâlâdan uzaklaştıran şeyleri aramakta, istemekte, kişiler için zillet, ahireti aramakta, istemekte ise izzet vardır Yok olacak şeylerin peşinde koşarak zillete düşmek, ebedi olanı terk edip, kendisini izzete ulaştıracak şeyleri terk edene ne kadar çok şaşılır

Ebu Osman Hiri hazretleri de; "Dünyayı sevmek, Allah sevgisini kalbden götürür Allahü teâlâdan başkasından korkmak, Allah korkusunu kalbden çıkarır; Allah'tan başkasından istemek, Allahü teâlâya olan ümidi kalbden uzaklaştırır" buyurmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla