Yalnız Mesajı Göster

İslam Sevgi Dinidir

Eski 08-01-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İslam Sevgi Dinidir




2 Sevgiye Dayalı İnsan-Peygamber İlişkisi


İslam’ın sevgi dini olması sadece Allah-u Teala ile sevgiye dayalı bir ilişki önermesinden kaynaklanmaz Aynı şekilde İslam, Hz Peygamber (sav) ile mü’minler arasında da sevgiye dayalı bir ilişki önerir: Mü’minler onu sever, o da müminleri sever Aşağıda göreceğimiz gibi Allah Teala Resülünü (sav) mü’minlere karşı ilişkisinde kendi vasıflarıyla tanımlamıştır: Raûf ve Rahîm Aynı şekilde Allah Teala, Resulullah’ı (sav) herşeyden daha fazla sevmeyenlerin imanını kabul etmemiştir Hz Peygamber (sav)’in mü’minleri sevmesi de, mü’minlerin Allah’ın elçisini sevmesi de Allah içindir Resulullah’ı (sav) sevmek insanı Allah’a en fazla yaklaştıran ve maneviyat mertebelerini hızlı aşmasını sağlayan bir vasıtadır Allah kendi sevdiği elçisini sevmeyenlerin yakınlığını kabul etmez


a Onlar Peygamberi Severler


Allah Teala Müslümanların Hz Peygamber (sav) ile olan ilişkisini sevgi olarak tanımlamıştır İslam akaidine göre, her Müslüman, Allah’ı sevdiği, iman ve itaat ettiği gibi, O’nun elçisi olan Peygamber’i de sevmek, iman, tazim ve rıza ile ona itaat etmek mecburiyetindedir Hz Peygamberi sevmeyen veya ona itaati reddeden İslam’dan çıkmış olur


Said İbni Cübeyir'den (ra) rivayet edildiğine göre Ensardan bir kişi Resulullah'a (sav) gelerek şöyle dedi: "Ya Resulallah, sizi canımdan, ailemden ve malımdan daha çok seviyorum Sizi hatırladığım zaman duramıyorum ve sizi görmeye geliyorum Ben sizin vefatınızı ve kendi vefatımı düşündüğümde şunu görüyorum: Siz Cennete girdiğinizde Peygamberlerle birlikte yüksek makamlara çıkarılıyorsunuz Ben ise Cennete girdiğim zaman sizi göremeyeceğimden korkuyorum" Peygamber Efendimiz (sav) Sahabiyi cevapsız bıraktı Bunun üzerine şu ayet-i kerime nazil oldu: "Kim Allah'a ve Resul'e itaat ederse işte onlar, Allah'ın kendilerine lütuflarda bulunduğu peygamberler, sıddıklar, şehidler ve salih kişilerle beraberdir Bunlar ne güzel arkadaştır"26 Bunun üzerine Resulullah (sav) o Sahabiyi çağırdı ve bu ayeti kendisine okudu27


Peygamber sevgisiyle ilgili bir örnek de Hz Ömer (ra) ile alakalı şu olaydır: Resulullah bir gün Hz Ömer (ra) ile sohbet ediyordu Hz Ömer (ra) Resulullah'a (sav): "Siz bana kendim hariç her şeyden daha sevgilisiniz" dedi Resulullah (sav) kendisine: "Ben bir kişiye kendisinden bile daha fazla sevgili olmadıkça o kişi iman etmiş olmaz" buyurdular Hz Ömer (ra) bunun üzerine biraz düşündü ve şu cevabı verdi: "Kur'an-ı Kerim'i sana indiren Allah'a yemin ederim ki, (şimdi) sen bana kendimden de daha sevgilisin ya Resulallah!" Resulullah bunun üzerine: "İşte şimdi oldu, ey Ömer!" buyurdular28


Buna benzer bir başka olay da şöyle cereyan etmiştir: Uhud savaşında Enes b Malik'in amcası Enes b Nadr, Muhacir ve Ensardan bir grupla oturmakta olan Hz Ömer (ra) ve Talha'nın (ra) yanına gelerek şöyle dedi: Neden (böyle şaşkın şaşkın) oturuyorsunuz? Allah Resulü öldürüldü, dediler Ondan sonra yaşamayı ne yapacaksınız? Allah Resulünün öldüğü dava uğrunda sizde ölün!” Böyle dedikten sonra düşmana doğru ilerleyip şehid oluncaya kadar savaştı29


Hz Enes (ra) naklediyor: "Bir kişi bir gün Resulullah'a gelerek şöyle sordu: "Kıyamet ne zaman ya Resulullah?" Resulullah (sav) şöyle buyurdu: "Kıyamet için sen ne hazırladın?" Bunu üzerine adam şöyle cevap verdi: "Kıyamet için ne çok namaz, ne çok oruç, ne de çok sadaka hazırladım Fakat ben Allah'ı ve Resulünü seviyorum" Bunun üzerine Resulullah kendisine şöyle buyurdular: "Sen sevdiklerinle berabersin!"30


Resulullah (sav) başka bir defasında şöyle buyuruyor: "Allah'ın Peygamberi, kişiye çocuğundan, ana babasından ve bütün insanlardan daha çok sevimli olmadıkça (tam manasıyla) iman etmiş olmaz”31 Yani bir insan Resulullah'ın (sav) rızasını ve arzusunu annesinin, babasının, çocuklarının ve diğer sevdiği insanların arzusuna tercih etmedikçe kamil manada iman etmiş olmaz Buhari’de de benzer bir hadis rivayet edilmektedir: “Nefsim kudret elinde olan Allah Teala’ya yemin ederim ki hiç biriniz ben ona babasından da, evladından da daha sevgili olmadıkça iman etmiş olmaz”32 Buhari’deki diğer bir rivayete göre ise Hz Peygamber (sav) kamil bir iman için kendisinin bütün insanlardan da sevgili olmasını şart koşmuştur: “Nefsim kudret elinde olan Allah Teala’ya yemin ederim ki hiç biriniz ben ona babasından da, evladından da, bütün insanlardan da daha sevgili olmadıkça iman etmiş olmaz”33


Hz Enesin (ra) rivayet ettiğine göre Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah ve O'nun Peygamberi bir kişiye her şeyden daha sevgili olmadıkça iman etmiş olmaz”34 Ebu Rezin el-Ukaylî: "Ey Allah'ın Resulü, iman nedir?" diye sorunca Resulullah (sav): "Allah'ı ve O'nun Peygamberini her şeyden daha çok sevmendir Kişiye ateşe atılmanın, şirke düşmekten daha sevimli olmasıdır" buyurdular35


Peygamberimizi sevmenin göstergesi onun sünnetine uymaktır Allah’ı seven O’na iman ve itaat ettiği gibi, Resulullah’ı seven de ona iman ve itaat eder Resullullah’a itaat etmek, onun sünnetine uymakla ve sünneti yaşatıp yaymakla olur


b Peygamber Onları Sever


Ümmeti Resulullah’ı sevdiği gibi, o da ümmetini destanlık bir sevgiyle sevmiştir Ümmetine o her şeyden daha sevgili olduğu gibi, ona da ümmeti her şeyden daha sevgili olmuştur Aşağıdaki ayetler buna şahittir:


Andolsun size, kendi içinizden, sıkıntıya düşmeniz onun gücüne giden, size pek düşkün, mü'minlere pek şefkatli ve merhametli olan bir elçi gelmiştir36


Allah Teala onun kalbine ümmetine karşı sevgiyi bizzat kendisinin koyduğunu şöyle açıklamaktadır:


Allah'tan bir rahmet dolayısıyla, onlara yumuşak davrandın Eğer kaba, katı yürekli olsaydın onlar çevrenden dağılır giderlerdi Öyleyse onları bağışla, onlar için bağışlanma dile ve işler konusunda onlarla müşavere et Eğer azmedersen artık Allah'a tevekkül et Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever37


Hz Peygamber ümmetine olan sevgisinden dolayı onları sabırla eğitmiş ve Cahiliyyeden kurtararak en üstün manevi mertebelere yükseltmiştir Bu sayede onlar hem dünyada hem de ahirette insanlığın efendisi olmuşlardır


Peygamberler tarihine baktığımızda birçok peygamberin ümmeti ile anlaşmazlık yaşadığı görülmektedir Hatta Hz Nuh gibi bazı peygamberler ümmetlerine kızarak helak olmaları için beddua etmişlerdir Ancak Hz Muhammed (sav) ile Ashabı arasında buna benzer bir problem asla yaşanmamıştır; Hz Muhammad (sav) ümmetine hiç bir zaman beddua etmemiştir O ümmetini sevmiş, ümmeti de her zaman ona sevgi ve saygıyla itaat etmiştir


Ancak bu sevgi ve saygı hiç bir zaman aşırıya kaçmamıştır Geçmiş ümmetlerden bazıları Peygamberlerine aşırı sevgilerinden dolayı, onları ilahlaştırmışlardır Hıristiyanlar bunun en güzel örneğidir Onlar Hz İsa’ya olan aşırı sevgilerinden dolayı onu ilahlaştırmış ve Tanrı’nın oğlu ve Tanrı olduğu gibi iddialar ortaya atmışlardır Bu tür bir sevgi, sevgi olmaktan çıkar düşmanlık haline dönüşür "İfrata giden her şey tersine inkilab eder" yani aşırılık bir şeyi tersine dönüştürür Nitekim Hz İsa’yı ilahlaştıranlar onun dinine ve öğretisine en fazla zarar vermiş olanlardır


İslam inancına göre ise kulluk veya ubudiyyet en üstün mertebedir Bu yüzden Hz Muhammed (sav) Allah’ın kulu ve resulu olarak medh edilir, kendisine tabiat üstü özellikler atfedilmez


Hz Muhammed (sav) Efendimizin en baskın özelliği, sevgisiydi Fakat bugün Peygember (sav) Efendimizin bu hasleti hem Müslümanlar hem de Müslüman olmayanlar tarafından Peygamberimizin en az bilinen özelliği haline gelmiştir O’nun misyonu insanlara Allah-u Teala’yı ve O’nun yarattığı varlıkları sevmeyi öğretmekti Peygamberimiz (sav) bu misyonu kısa sürede gerçekleştirmiştir Hz Muhammed (sav) Efendimizi tanımanın ve tanıtmanın en etkili yolu O’nu, Yaratıcı’yı ve bütün yaratılmışları herhangi bir ayrıma tabi tutmadan sevmeyi öğreten bir eğitici olarak kabul etmekle olur


Kısaca tarif etmek gerekirse Hz Peygamber Efendimizi sevgi ve şefkat peygamberi olarak tanımlayabiliriz O kısaca sevgi öğretmeni olarak tanımlanabilir Allah-u Teala Hz Peygamberi Kur’an-ı Kerim’de “alemlere rahmet” (rahmeten lil âlemîn) olarak tanımlamıştır Allah-u Teala’nın Peygamberine gönderdiği kitap Kur’an-ı Kerim “Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla” başlamaktadır Hz Peygamber (sav) Efendimiz yaptığı her şeyi Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla yapmıştır O’nun takipçileri de gündelik işlerini aynı şekilde Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla yapmalıdırlar


Peygamber Efendimiz Allah-u Teala’yı ve O’nun yoktan var ettiği kainatı ve içindekileri ve özellikle insanoğlunu -Müslüman olsun olmasın- sevmiştir ve insanoğlunun iyiliği için çabalamıştır Hz Peygamber (sav) Efendimiz özellikle, İslam dini gelmeden önce horlanmış olan kadın ve çocukların durumu ile ilgilenmiştir Bununla beraber insanoğlunun hayvanlara karşı belli başlı hakları olduğunu öğretmiş ve doğal çevrenin de korunması gerektiğini bizlere bildirmiştir


Peygamber Efendimiz, Allah-u Teala ve O’nun bütün mahlukatı tarafından sevilmiştir Onu melekler, cinler, hayvanlar, bitkiler; hatta cansız varlıklar sevmiş ve selamlamışlardır Allah Teala O’nun ümmetini en üstün ümmet kılmıştır ki bu ümmet iyiliği emredip kötülükten men eder


Hz Peygamber Efendimiz’in ümmeti O’nu nesiller boyu sevmiş, saymış ve sünnetini yaşatmıştır Yine bu ümmet daha önceki dönemlerde bazı ümmetlerin yaptığı gibi peygamberlerini horlayıp, ayıplayıp isyan etmemişlerdir Hz Peygamber (sav) ile O’nun ümmeti arasında karşılıklı sevgi vardı Peygamber onları, onlar da peygamberi sevmişlerdir Zaten sevgi, sevginin tohumudur


Peygamber Efendimiz ümmetine Allah-u Teala’yı sevmelerini emretmiştir Hadislere göre, Yaratıcı’sına sonsuz sevgi beslemeyen bir insan, bir yaratıcının varolduğuna inansa bile iman etmiş sayılmaz Bir Müslüman hem Allah-u Teala’nın varlığına inanmalı hem de O’nu sevmeli ve saymalıdır Daha da ötesi bir Müslüman Allah-u Teala’nın bütün emir ve yasaklarını severek kabul edip uygulamalıdır


Hz Muhammed (sav) Efendimiz ümmetine başkalarını sevmeyi ve saymayı emretmiştir Bir hadis-i şeriflerinde: “Kendisi için istediğini bir kardeşi için de istemeyen gerçek anlamda iman etmiş olmaz” buyurarak bu gerçeği ortaya koymuştur Bunun için her Müslüman bütün insanlığı kardeşi gibi kabul edip onlara sevgi ve saygıyla muamele etmelidir Buna “Allah rızası için sevmek” denir


Bu, bencil olmayan karşılıksız bir sevgidir; çünkü duyulan sevginin kaynağı sevilen kişi değil, bilakis Allahu Teala’dır Bu tür sevgi menfeatten kaynaklanan bir sevgi değildir Bu sevginin karşılığı sevilen kişiden değil de Yaratıcı’dan beklenir Bundan dolayı, eğer bir insan yapılan iyiliklere karşı nankörlük etse bile yine bu kişiye iyi davranmak gerekir Bir Müslüman kendisine iyi muamele eden birine bu güzel muameleden dolayı ya da kendisine iyi muamele edilsin diye iyilik yapmaz Sevgi ve iyi muamele Müslüman’ın belleğine işlemiş güzel bir huy ve Allah’ın bir emri olduğu için karşısındaki kişiye iyilikle muamelede bulunması gerekir Müslüman zaten aksi bir davranış sergileyemez Eğer bir Müslüman bundan farklı bir davranış sergiliyorsa artık o, Peygamber Efendimizin (sav) sünnetini takip etmiyor demektir; çünkü Hz Peygamber (sav) her zaman herkese sevgi ve saygıyla muamele etmiştir


Alıntı Yaparak Cevapla