Prof. Dr. Sinsi
|
İslam Sevgi Dinidir
3 Sevgiye Dayalı İnsan-İnsan ilişkisi
Allah Teala mü’minlerin birbirleriyle ilişkilerini kardeşlik (uhuvvet) ve sevgi ilişkisi olarak tanımlamıştır Mü’minler kardeştir ve aralarında kardeşliğin icaplarına riayet etmeleri farzdır Kardeşliğin kaynağı Allah’ın iradesidir Onları kan bağıyla kardeş yapan Allah, inanç bağıyla da kardeş yaptığını şöyle beyan etmektedir: “Mü’minler ancak kardeştirler Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun ki esirgenesiniz ”38
Kardeşlik veya uhuvvet sevginin zirvesidir Bir Müslüman bütün mahlukata ve insanlığa sevgiyle bağlıdır; ama dindaşlarına olan sevgisi diğerlerine olan sevgisinden çok daha fazladır Kardeşlik sadece duygusal düzeyde kalmaz, somut davranışlar halinde neticeleri vardır Bu neticelerin neler olacağı da Allah Teala tarafından Kur’an-ı Kerim’de açık bir şekilde beyan edilmiştir
Nitekim yukardaki mü’minleri kardeş ilan eden ayet-i kerimenin devamında, kardeşlerin kadın olsun erkek olsun birbirlerini küçük görmemeleri, kötü lakap takmamaları, arkalarından konuşup gıybet yapmamaları ve kötü zanda bulunmamaları gerektiği belirtilmektedir Allah’ın insanları cins, ırk ve dil bakımından farklı yarattığı ancak takvanın, üstünlüğün tek kaynağı olduğu vurgulanmaktadır 39 Buradan çıkarılan sonuç bu tür farklılıkların kardeşliğe engel olmadığı, tam tersine kardeşlik sayesinde farlılıkların ayrımcılığa yol açmasının önlendiğidir 40
Kur’an-ı Kerime göre Hz Muhammed’in (s a v ) ümmetine mensup insanların özellikleri ve Peygamberlerine ve birbirlerine karşı olan sevgisinden Tevrat ve İncil’de bile övgüyle bahsedilmiştir:
Muhammed, Allah'ın elçisidir Ve onunla birlikte olanlar da kafirlere karşı zorlu, kendi aralarında ise merhametlidirler Onları, rüku edenler, secde edenler olarak görürsün; onlar, Allah'tan bir fazl (lütuf ve ihsan) ve hoşnutluk arayıp-isterler Belirtileri, secde izinden yüzlerindedir İşte onların Tevrat'taki vasıfları budur: İncil'deki vasıfları ise: Sanki bir ekin; filizini çıkarmış, derken onu kuvvetlendirmiş, derken kalınlaşmış, sonra sapları üzerinde doğrulup-boy atmış (ki bu,) ekicilerin hoşuna gider (Bu örnek,) Onunla kafirleri öfkelendirmek içindir Allah, içlerinden iman edip salih amellerde bulunanlara bir mağfiret ve büyük bir ecir va'detmistir 41
Hz Peygamber (s a v ) Peygamberlerin en üstünü olma özelliğini böylece kazandığı gibi ümmeti de ümmetlerin en hayırlısı olma özelliğini böylece kazanmıştır Bu da Hz Muhammed’e (s a v ) ve onun ümmetine Allahu Teala’nın sevgisinin en önemli göstergesidir:
Siz, insanlar için çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz; maruf (iyi ve İslam'a uygun) olanı emreder, münker olandan sakındırır ve Allah'a iman edersiniz Kitap Ehli de inanmış olsaydı, elbette kendileri için hayırlı olurdu İçlerinden iman edenler vardır, fakat çoğunluğu fıska sapanlardır 42
“İman etmedikçe Cennet’e giremezsiniz Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız” hadisi Müslümanların birbirini sevmesinin zorunlu olduğunu göstermektedir
Ancak bu sevgi o insanın hatalarını da sevmek anlamına gelmez Tam tersine İslam’a göre biz, insanları severiz ama onların kötü huylarını sevmeyiz Tebliğ ve emr-i bilmaruf yoluyla onların kötü huylarını değiştirmeye gayret gösteririz Kardeşlerinize mazlumken de, zalimken de yardımcı olunuz, hadisi bu açıdan son derece önemli bir prensibi gündeme getirmiştir Zalimlik yapan kardeşe nasıl yardımcı olunacağı sorulduğunda Hz Peygamber (s a v) onun zulmüne engel olarak ve onu zulüm yapmaktan vazgeçirerek buyurmuştur
Kur’an-ı Kerim Müslümanları kardeş olarak tanımlamıştır Din kardeşliği, soy kardeşliğinden daha üstündür; çünkü insanların kendi tercihleri ile oluşmuştur; halbuki soy kardeşliği insanın kendi tercihi ile oluşmaz
İslam’da sevgiye dayalı bir “uhuvvetin hukuku” vardır Bu hukuk, uhuvvet mertebelerine göre belirlenir Üç uhuvvet mertebesi vardır:
a İnsanlıkta kardeşlik: Çamurdan yaratılmış olmaktan gelen kardeşlik (uhuvvet fi’t-tîn) de denilir Bunun anlamı âdemiyyet temelinde bütün insanların kardeş olmasıdır; çünkü hepsi Hz Âdem (as)’ın çocuklarıdır Bu kardeşlik evrenseldir ve bütün insanları içine alır
b Dinde kardeşlik (uhuvvet fi’d-dîn): Bunun anlamı İslam kardeşliğidir Bütün Müslümanlar birbirinin kardeşidir Kardeşler arasındaki hukuk, ayet ve hadislerde belirlenmiştir
c Hususi kardeşlik: Bu kardeşlik ihsan makamında olan Müslümanların kardeşliğidir Başka bir ifadeyle, Mekke ve Medine döneminde Müslümanlar arasındaki özel kardeşlik anlamına gelir Müslümanların sayısının artması ve güçlenmesi sonucu, bu sıkı ve kapsamlı kardeşlik resmen ilga edilmiş olsa bile, ilk Müslümanlar ve daha sonra tarikatlar aracılığıyla Sufiler bu tür özel kardeşliği devam ettirmeyi ilke olarak benimsemişlerdir 43 Hususi kardeşlik hukuku tasavvuf kitaplarında anlatılmaktadır
Görüldüğü gibi İslam’a göre insanlar arası ilişkiler, uhuvvet ve sevgi üzerine kurulmuştur Ancak uhuvvet ve sevginin dereceleri vardır ve her derecede ilişki tarzını belirleyen ayrı bir uhuvvet hukuku vardır
Uhuvvet hukukunun gereklerinden biri kötü zan beslememektir Aşağıdaki ayet-i kerime bunu ortaya koymaktadır:
Ey iman edenler, zandan çok kaçının; çünkü zannın büyük bir kısmı günahtır Tecessüs etmeyin (birbirinizin gizli yönlerini araştırmayın) Kiminiz kiminizin gıybetini yapmasın (arkasından çekiştirmesin) Sizden biriniz, ölü kardeşinin etini yemeyi sever mi? İşte, bundan tiksindiniz Allah'tan korkup-sakının Şüphesiz Allah, tevbeleri kabul edendir, çok esirgeyendir44
Uhuvvet hukukunun bir başka kuralı da ihtiyacın olduğu zamanlarda bile kardeşini kendine tercih etmektir:
Kendilerinden önce o yurdu (Medine'yi) hazırlayıp imanı (gönüllerine) yerleştirenler ise, hicret edenleri severler ve onlara verilen şeylerden dolayı içlerinde bir ihtiyaç (arzusu) duymazlar Kendilerinde bir ihtiyaç olsa bile (kardeşlerini) kendilerine tercih ederler Kim nefsinin “cimri ve bencil tutkularından” korunmuşsa, işte onlar, felah (kurtuluş) bulanlardır 45
Birbirini Allah için sevmenin fazileti birçok hadiste ifade edilmiştir Bunlardan bir kaç tanesini örnek olarak zikretmekte yarar var:
Ebu Hureyre Radıyallahü Anh Resulullah Aleyhisselâm'ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Yüce Allah kıyamet gününde: Benim rızam için birbirlerini sevenler nerededirler? Bugün onları, Benim gölgemden başka gölgenin bulunmadığı günde, kendi gölgemde gölgelendireceğim, diye buyur 46
Ebu Hureyre Radıyallahü Anh Resulullah Aleyhisselâm'dan rivayet etmiştir ki, "Bir adam başka bir köyde bulunan bir kardeşim ziyarete gitti Yüce Allah onun geçeceği yola bir melek gönderdi Melek adama: “Nereye gidiyorsun?” diye sordu Adam: “Şu köydeki kardeşimi ziyaret etmek istiyorum?” dedi Melek: “Onun sana yaptığı bir iyilikten dolayı kendisine minnet borcunu mu yerine getirmek istiyorsun?” diye sordu Adam: “Hayır, ama ben onu Allah için sevdim,” diye cevap verdi Bunun üzerine melek: “Ben, senin onu Allah için sevdiğin gibi Allah'ın da seni sevdiğini bildirmek üzere Yüce Allah tarafından sana gönderilmiş bir elçisiyim,” diye buyurdu 47
Bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmuşlardır: "Allah bir kulunu sevince Cebrail'e: "Şüphesiz ki Allah filanı seviyor sen de onu sev”, diye nida eder Cebrail de onu sever ve Cebrail gök sakinlerine: "Şüphesiz ki Allah filanı seviyor, siz de onu sevin" diye nida eder Gök sakinleri de onu severler Sonra o kişi yeryüzünde kabul görür ve itibar sahibi olur”48
İmam Malik Muvatta'da şöyle bir olayı aktarmaktadır Ebu îdris el-Haulanî şöyle söylemiştir: "Şam camiine girdim, baktım içerde parlak dişleri olan bir genç var, etrafında da birtakım insanlar toplanmış (Bir rivayette beraberinde yirmi sahabî vardı, bir başka rivayette de otuz sahabi vardı diye geçmektedir) Ona isnad ettikleri ve onun sözünden çıkardıkları bir meselede ihtilafa düşmüşlerdi Onun kim olduğunu sordum Bu Muaz b Cebel'dir, dediler Ertesi gün olunca erkenden gittim Baktım, o benden daha erken gelmiş Gittiğimde kendisi namaz kılıyordu Namazını bitirinceye kadar bekledim Sonra önüne vardım, selam verdim, ve: Allah'a yemin olsun ki, ben seni Allah için seviyorum, dedim "Allah'a yemin eder misin?" dedi "Allah'a yemin ederim" dedim Tekrar "Allah'a yemin olsun mu?" dedi " dedim Bunun üzerine eteğinden tutup beni kendine doğru çekti ve: "Müjdeler olsun, ben Resulullah Aleyhisselâm’ın şöyle buyurduğunu duydum: Allah Tebareke ve Teala buyurdu ki, Benim için birbirlerini ziyaret eden, Benim için birbirlerine iyilik ve ihsanda bulunanlara sevgim vacib oldu, diye rivayette bulundu"49
Hz Peygamber (s a v ) şöyle buyurmuştur: “Hiç biriniz kendiniz için arzu ettiğinizi kardeşiniz için de arzu etmedikçe iman etmiş olmaz”50 Alimler burada kastedilen şüphesiz imanın kemale ermesidir; yoksa imanın varlığı değildir demişlerdir
|