08-01-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Konuşmasından Anlaşılır İnsan
Konuşmasından anlaşılır insan Güzel konuşmasından…!
Kalpten kalbe yol vardır derler Bunu biraz daha değiştirerek söylersek:
Dilden kalbe yol vardır
Gönlü yumuşak insanların konuşmaları da yumuşak ve ılımlıdır Onlar asla kalp kırmaz
Çünkü bir mihenk vardır gönülde; sözünü önce ölçer biçer sonra muhatabına sunar
Katı kalpli insanlar ise, bu mihengi yitirmiştir Gönül kayalıklarında
paramparça olmuştur mihenkleri
Nereye vuracak ve sözünü tartacak? O altın ile bakırı birbirinden ayıramaz
artık
Olur olmaz yerde kelâm eder, ya baş kırar, ya da göz çıkarır
Ilık meltemler gibi soluklar gerek bize Gönüllere ulaştığında, bahar çiçekleri
açtıran
En sert yürekleri dahi yumuşatan, yoğuran, şekillendiren…
“Tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır ”
denmiş, derler Ne kadar doğru En öfkeli olduğumuz anlarda bile yüreğimizdeki karanlığı gündüz aydınlığına çevirir güzel bir söz
“Söz ola kese savaşı
Söz ola kestire başı
Söz ola ahulu aşı,
Yağ ile bal ede bir söz ”
diyor Yunus
Elbette öyledir En karamsar ve kaos yüklü anları bile cennet iklimine çevirir,
alımlı ve iç açıcı bir söz
Bu sebepten, güzel ve nazik konuşan insanların pek düşmanları olmaz
çevrelerinde
Bilmeden bir gönül kırarlarsa, hemen tamir ediverirler bir kaç kelimeyle
Mayalarında yalan olmadığı için, inandırıcı bulur çevreleri böyle kişileri
Zaten yalana ihtiyaçları da yoktur, böyle gönül ve söz ustalarının
Bazen bilmeden açtıkları yaralar olur elbet gönüllerde
Ama bu bilmeden olur çoğu kez
Lâkin o yarayı dudaklarından akan bal gibi kelimelerle, sihirli cümlelerle bir
anda iyileştirirler
Asla başka bir zamana bırakmazlar açtıkları yaraları, oluşturdukları çizikleri
Anında pansuman eder ve tedaviye geçerler
Acı konuşan insan böyle mi?
Dil yayından karşıdakine fırlattıkları kırıcı söz oku, paramparça eder muhatabın yüreğini
Onlar dönüp bakmazlar bile Hani yolda arabayla bir hayvanı veya insanı ezen acımasız şoförler vardır; arkalarına bile bakmadan kaçıp giden… Aynen öyledir bu zalimler de… Kırdıkları kalbin çırpınışları ve yanaklardan sızan damlaları görmezlikten gelip, dönüp giderler Öylelerini akrebe benzetebiliriz Sokmaktan zevk alan acımasız akreplere… Dillerini de, zehirli iğnelere…
Arkadaş! İnancın yumuşak ikliminde bir meltem yumuşaklığına çevir sözlerini
Yüreği kırgın olanların doktoru ol, masum gönüllerin cellâdı değil!
Yaralı gönüllere Hızır gibi yetiş Onların kırgınlıklarını gider Yaralarına söz
merheminden sür Gönlünden akıp gelen ve kelimelerle harmanlanıp, dövülüp şekillenen manevî iksirinle onları iyileştir
Bak bu hususta Hz Ömer ne diyor: “Ey Kâbe seni bin
sefer yıksam yine yapabilirim Ama kırık bir kalbi asla!”
İşte bu derece zor durumda olan bir kırık kalp eğer onarılırsa sen artık Halk’ınsevgili kullarından olduğuna inanabilirsin
Çünkü bir hadis-i şerifte şöyle diyor, Nebiler Nebisi:
“Gerçek mümin, elinden ve dilinden başkalarının
zarar görmediği kişidir ”
Bir gün sahabiler, Nebiler Nebisi’nin yanına varıp, ihtiyar bir kadını
övüyorlar
“Şöyle ibadet ediyor, böyle namaz ve oruç tutuyor ”
Peygamber Efendimiz: “Çevresine davranışları nasıl
o kadının?” diye sorunca, sahabeler:
“Çevresine hep kötü davranıyor, Ya Resulullah
Konuşmasıyla kalp kırıyor ” diyor
Bunun üzerine Resûlü Ekrem: “Söyleyin o kadına,
cehennemde yerini hazırlasın ” diyor
İşte dost! Tatlı dil ve acı dil arasındaki fark, cennet ile cehennem arasındaki
fark gibidir
Sen diline ister gül koy, istersen bal ve gönüllere
cennet asa bir iklim ör
İstersen kor koy, başkalarını alev alev yak
Tercih senin !!
|
|
|