08-01-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Aziz Nesin Hiç Durmadı Ben Niye Duracakmışım?”
“İslâmiyet yoksa ben de yokum’ diyebilecek adam lazım Aslı olacak ki Ferhat
yansın Bizim ‘Aslı’mız ya da ‘Leyla’mız İslâmiyettir O olmadıktan sonra ha
yaşamışsın, ha yaşamamışsın ne önemi var? ‘Böyle Mecnun gezenin elbet bir
Leyla’sı var Leyla’sı İslâm olan büyük insanlar yaşadı Türkiye’de Herkesin bir
Leyla’sı var ama başka başka Felaket orada ”
“Eyüpsultan Camii’ndeydim Beyin kanaması geçirdim Şuurum daha yerindeydi
Hayal meyal hatırlıyorum Düştüm ‘İyi’ dedim ‘Galiba ölüyorum ama tam zamanı ’
‘Konferansa giderken, Eyüpsultan’da sabah namazı kılarken ölmek çok güzel’ diye
düşündüm Allah’ım Sana şükürler olsun Hayat verirsen devam ederim, vermesen
can Senin en iyiyi bilen Sensin! İçimden şu mısraı okudum: ‘Canan canı dilemiş
vermemek olmaz ey dil/Ne nisa eyleyelim kul ne senindir ne benim’ Allah
canandır Canımı istemiş vermemek olmaz” dedi
“Ağlayarak yazmayan okuyucuyu ağlatamaz Yüreği yanmayan, başkasının yüreğini
yakamaz Bir işe talip olan insan yanacak, kavrulacak ki bir tesir bıraksın
Dinim, imanım, milletim vatanım diye feryat edecek Eğer bu aşk ve şevkle bir
kitap yazılmışsa okunur ”
ADEM DEMİR
“Pazar sohbetimizin” bu haftaki konuğu, davası uğruna canını seve seve vermeye
hazır büyük mücadele adamı Ömer Okçu  Nam-ı diğer Hekimoğlu İsmail Minyeli
Abdullah başta olmak üzere 30’u aşkın kitabın yazarı Ömer Okçu’yla görüştük ama
daha çok Hekimoğlu İsmail’i konuştuk Ömer Okçu, 1932 Erzincan doğumlu Astsubay
emeklisi olan yazar, 3 Şubat 2002 tarihinde bir konferansa giderken Eyüpsultan
Camii’nde sabah namazını eda etmeye çalışırken beyin kanaması geçirdi
O tarihten bu yana geçirdiği ciddi rahatsızlığı yenmeğe çalışıyor Komadan
kurtulup evine getirilen Ömer Okçu, 1 Mart 2002 tarihinde ikinci defa beyin
kanaması geçirdi Türkiye Diyanet Vakfı 29 Mayıs Hastanesi’nde kendisine
müdahale eden doktorlar yüzde 5 yaşama şansı veriyorlardı 60 yıllık ömrü
boyunca İslâm için çalışan ve bu yolda hapishanelere girip çıkan Ömer Okçu’dan
Allah-û Teâlâ yardımını esirgemedi Müslümanların dualarıyla Okçu bir defa daha
ölümden döndü Hem de doktorları hayrette bırakan bir hızlılıkla  Aylar sonra
kendisine gelen Ömer Okçu ile konuştuk Görüşme sırasında Okçu’nun üçüncü defa
ölümle burun buruna geldiğini öğreniyoruz
“TAM BANA GÖRE BİR ÖLÜM ŞEKLİ”
Birincisinde 7-8 yaşlarında iken 1941 yılında Erzincan’ı yerle bir eden ve
yaklaşık 40 bin kişinin ölümüne sebep olan depremden sağ kurtuluyor Ağabeyi ve
ablasını depremde kaybeden Okçu, ikinci ölüm tehlikesini de Atlas Okyanusu’nun
üzerinde geçerken atlatıyor Ömer Okçu’nun içinde bulunduğu dört motorlu uçağın
üç matoru çalışmıyor ve düşme tehlikesi yaşanıyor Herkes panik halinde iken o
“büyük adamın mezarı da büyük olur” gibisinden espiriler yapıyor Üçüncü ölüm
tehlikesi ile karşı karşıya kalınca seviniyor “Tam bana göre bir ölüm şekli”
diyor 1987 yılından beri bizzatihi tandığım Ömer Okçu’nun en çok dikkat çeken
yönü Müslümanlar arasında hiçbir ayrım yapmamasıdır Müslüman olduktan sonra kim
çağırdıysa koşarak davetlerine icabet etti Konferanslar, paneller derken koca
bir ömrü koşuşturma ile geride bırakan Okçu, yine Müslümanların konferans
teklifine olumlu cevap vermek için hareket ederken camide beyin kanaması
geçirmişti Aylar sonra görüştüğümüz Okçu, eski aşk ve şevkinden hiçbir şey
kaybetmeden bu defa da bize konuştu
Söyleşi sırasında bir an önce ayağa kalkıp kendi işlerini kendi görmeyi ve
konferanstan konferansa koşmayı çok özlediğini ifade etti 1 5 saat süren
sohbetimiz boyunca nam-ı diğer Hekimoğlu İsmail, bir çağlayan gibi çoştu
Günümüz Müslümanlarının durumunu anlattı Hatıralarını bizlerle paylaştı Onun o
çoşkusu sebebiyle biz de sorularımızla konuşmalarını bölmek istemedik kendisi
ile gerçekleştirdiğimiz sohbeti soru-cevap formatının dışında size sunmak
istedik
“AZİZ NESİN HİÇ DURMADI BEN NİYE DURACAKMIŞIM?”
Şu anda sol bacağını ve sol elini kullanmakta zorluk çeken Yazar Ömer Okçu:
“Her şey zıddıyla bilinir Aziz Nesin konferansa gittiği yerde öldü Dava adamı
budur Aziz Nesin davasının adamıydı Ateist bir adamdı ama dava adamı yönüyle
onu severim Adam hiçbir yere ‘hayır’ demedi, koştu devamlı Aziz Nesin gibi
örnekler dururken ben nasıl rahat otururum? Hayır durmak yok Davamız için
çalışacağız Ben bir beyin kanaması geçirdim ve hastaneye düştüm Doktorlar,
‘Bir daha kanama olursa gittin Müdahale edemeyiz bu çok tehlikeli olur’
dediler Ama hemen konferanslara gitmek istedim Çünkü yolda ölmek istiyorum
Zaten bir konferansa gitmek için yola çıkmıştım Eyüpsultan Camii’ndeydim Beyin
kanaması geçirdim Şuurum daha yerindeydi Hayal-meyal hatırlıyorum Düştüm
‘İyi’ dedim ‘Galiba ölüyorum ama tam zamanı ’ ‘Konferansa giderken
Eyüpsultan’da sabah namazı kılarken ölmek çok güzel’ diye düşündüm Allah’ım
Sana şükürler olsun Hayat verirsen devam ederim, vermesen can Senin en iyiyi
bilen Sensin! İçimden şu mısraı okudum: ‘Canan canı dilemiş vermemek olmaz ey
dil/Ne nisa eyleyelim kul ne senindir ne benim’ Allah canandır Canımı istemiş
vermemek olmaz” dedi
“İYİ TOHUM ATILDI MEYVELERİ DE İYİ
Şu anki İslâmî bilincin iyi olduğunu belirten Okçu, Bir gün Bediüzzaman Said-i
Nursi’nin; “Kardeşlerim küfrün belini kırdık” dediğini ancak o günün şartları
altında buna bir anlam vermedeğini ifade etti Şimdi Bediüzzaman’ın bu sözüne
haklılığına inandığını vurgulayan Okçu, “Üstadın bu sözünden yıllar sonra
anladım ki büyük bir nesil yetişmiş Bizler bir söylerken şimdikiler on
söylüyorlar Üstad Hazretleri haklıymış Toprağa iyi tohum atılmış çok iyi
meyveler alınıyor ”
“Şimdikilerin sanki sizin kadar mücadele etmediği gözleniyor Mesela başörtüsü
takan öğrenciler okuyamıyor İslâmî duyarlılığı olan partiler kapatılıyor İmam
Hatip liselerinin kapısına kilit vurulmak isteniyor fakat ciddi tepkiler
verilmiyor gibi yanılıyor muyum?” şeklindeki sorumuza Okçu:
“Düşmanımız bizim hızımızdır Başörtüsü düşmanları olduğu müddetçe ben hapsi
göze alarak yürüyeceğim Eğer bu tür engellemeler olmazsa rahatımıza bakarız
Kanuni Sultan Süleyman döneminde dünyaya gelmiş olsaydım, hasta yatağından bir
an önce ayağa kalkmak için kendimi yiyip bitirmezdim Doktorlar ‘aman dikkat et’
diyorlar Ama umurumda değil Çünkü ben ölümüne konuşuyorum ve gidiyorum
Anlayış değişikliği oldu Önceleri kızı açık giyinen bir baba evladına, ‘Beni
evlat katili yapma başını ört yoksa vururum seni’ derdi Nasihat edemiyorlardı
çünkü ilim yoktu Şimdi ise ilim var Sokaktaki sıradan insan dini biliyor Din
yaygınlaştı, umuma mal oldu Şu zamandaki dini mücadele ve anlayış daha makbul
gibi Toplumun isyan ettiği gazeteler bile ‘Allah’ diyor Bir zamanlar ‘Allah’
demek yasaktı Biz o dönemlerden geçtik de geldik Osman Yüksel Serdengeçti;
‘Kula kul olmak için atılmadık meydana’ diyordu Lafa bakın! Yani bazı kullar
vardı ki vatandaşları kendilerine kul yapmak istiyorlardı Neredeyse ‘Rabb’
olduklarını ilan edeceklerdi Sümme haşa ilahlık iddiasında bulunanlara karşı
‘Kula kul olmak için atılmadık meydana/Biz yalnız hakikat-ı Hakk’a secde
ederiz/Nasıl girdiyse dava adamları zindana/Bilsin ki kahpe devir biz öyle
gireriz  ’ İşte biz böyle çıktık meydana Efendim lokantada döner, evde
çikolata yemek için yola çıkmadık İdamı göze alarak yolumuza devam ettik
Ağabeylerimiz bize şöyle söylerlerdi: ‘Sofraya gider gibi sehpaya gitmeyen dava
adamı değildir’ “
HEKİMOĞLU İSMAİL
|
|
|