08-01-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Allah Kuluna Bir Nîmet Verirse...
İstanbul evliyasından “Fethi Ali Efendi”, bir sohbette; - Kardeşlerim, Allahü teâlâ bir kuluna bir nîmet verdiyse, bu nîmeti o kulunun üstünde görmek ister, buyurdu
- Nasıl yâni? dediler
- Mesela bir Müslümana zenginlik verdiyse, o kimse imkânı nisbetinde güzel yemekler yemeli, güzel elbiseler giymeli, güzel yerlerde oturmalı, fakirleri de gözetmelidir Amaaa  
- Aması ne efendim?
- Bununla beraber “ölüm”ü ve “âhiret”i bir an olsun unutmamalıdır
İbadeti bilerek yapın!
Bir gün de;
- Şartlarını bilerek yapılan az ibadet, bilmeyerek yapılan çok ibadetten daha iyidir, buyurdu Onun için her gün dînimizden bir şeyler öğrenmelidir
Ve ekledi:
- Hadis-i şerifte; “İlim yolunda ölen kişi, kabre cahil girer, âlim olarak çıkar” buyuruldu
- Nasıl yâni? dediler
- Yâni her gün, dinden bir şeyler öğrenen, mesela bir iki sayfa ilmihal okuyan kimse, ilim yolunda sayılır Ölürse, “cahil” olarak kabre girse bile, kıyamette “âlim” olarak kalkar mezarından
Hanımını üzmek
Bir gün de bâzı sevdikleri;
- Efendim, kendi hanımını üzmek de kul hakkına girer mi? diye sordular
- Elbette, buyurdu Hem de en büyük kul hakkına girer
Ve ekledi:
- Ailesinin hak ve hukukuna riayet edemeyecek olan, evlenmesin
- Niçin? dediler
- Çünkü evlenirse, kul hakkından kurtulamaz âhirette
Şöyle devam etti:
- Çünkü kadın esir değildir, köle değildir, hizmetçi hiç değildir Eski büyükler, hanımından su bile istemez, kalkıp kendileri içerlermiş
- Öyle mii, neden?
- Kul hakkından korktukları için Eshâb-ı kiram da böyle yaparlarmış
- Nasıl?
- Deve üzerinde iken kırbaçları yere düşse, inip kendileri alır, başkasından istemezlermiş
|
|
|