08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Tevekkül
Abbâs(ra)'dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte Resûlullah(sav) efendimiz şöyle buyurmuşlardır: "Ümmetimden yetmişbin kişi hesapsız olarak cennete girecektir Bu kimseler, büyü yapmayan ve başkalarının söylediklerini te'vil edip abartmayan ve Rabblerine tevekkül eden kimselerdir "
Şeyh hazretleri şöyle buyurdular: "Tevekkül iki kısımdır Birincisi âmm; ikincisi hâss Âmm olan tevekkül, kişinin herşeyde müessir olanın Allah olduğuna inanmasıdır Meselâ, ateşin yakıcılığı, suyun akıcılığı, karın soğukluğu hep Allah'ın emriyledir Bunun aksi asla sahih değildir Hass tevekkül ise, te'vil ve büyüyü bırakıp Allah'ın kendisi hakkında yazmış olduğu kadere teslim olmaktır " Diğer bir mânâ ile tedbiri bırakarak tümüyle Allah'ın iradesine teslim olmaktır
Zünnûn hazretleri bu hususta şöyle diyor: "Tevekkül, kulun tedbiri bırakıp kendini Allah'ın kudretinin eline terketmesidir Tıpkı meyyitin (ölünün) kendisini yıkayan gassâl'a terketmesi gibi " Yani kulun, bütün olacak şeylerin hâkimiyetini ve ayarlamasını Halikına bırakmasıdır tevekkül
Şeyhü'l-İslâm hazretleri şöyle buyuruyor: "Tevekkül, işlerin bütününü mâlikine terketmektir Ve onun delâletine itimât etmektir " Bu tevekkül avama en zor gelen tevekkül şekli olmakla beraber, havasa en zayıf gelen tevekküldür
Avama zor gelmesinin sebebi, avamın esbaba tevessüle alışmış olmasından ve muhabbet duymasındandır Bu muhabbetlerinden dolayı, sevmiş oldukları sebepler, kendileriyle Allah(cc) arasında perde olmuştur Sebeplere olan itimatları, Allah'a olan itimatlarından daha fazladır Onun için sebepleri terkedemezler Ve tevekkül yoluna gidemezler Zannederler ki, esbaba tevessül etmeden bir kâr edilmez Ve sebepsiz hiçbir şey zuhur etmez Halbuki sebep bir âlettir Ama avam bunu böyle anlamaz Onun için avama tevekkül zor gelir
Sen çocukluğundan sebepleri görüyor,
bilgisizliğinden sebeplere yapışıyorsun
Sebepleri görüyor da müsebbibten gafil kalıyorsun
Bu hakikati örten, müsebbibin yüzünü gizleyen sebeplere
ondan meyletmektesin sen
Sebepler gitti mi başına vurmaya başlar,
'Aman Yarabbü' demeye koyulursun
Allah da sana "Hadi, yürü, sebebe git Ne acayip şey; sen beni
yarattığım sebepler için andın ha!" der
Şeyh hazretleri Fütuhat'ında şöyle diyor:
"Tevekkül, kalbin Allah'a itimadıdır Kalb sebeplere meyletmekle zayi olur Sebeplere meyletmek ise nefsin şânındandır Eğer kalb bu nev'i meyillerle hasta ise, esbaba tevessül etmekten asla ızdırap duymaz Allah'a hakikî mânâda tevekkül edenlerin kalbi ise, gassal elindeki meyyit gibi, tamamıyla Allah'ın tasarrufuna ait kudretinin elindedir Tıpkı efendisinin emrindeki köle gibidir Bazılarının tevekküldeki hali, babasıyla oğlu arasındaki hale benzer Ama tevekkülün havas katında en zayıf hali ifâde etmesi, "Her iş Allah'ındır" hükmüne binâendir Havasa göre bütün mülk Allah'ındır Ve her türlü sebepli sebepsiz hükümranlık ona aittir Bu kanaate sahip olan havas hiçbir zaman vesile ittihaz etmez Ve ondan gelen herşeye razı olur "
|
|
|