Yalnız Mesajı Göster

Müslüman Oluş Sıralarınıza Göre İlk Müslümanlar

Eski 08-02-2012   #14
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Müslüman Oluş Sıralarınıza Göre İlk Müslümanlar




CABİR B ABDULLAH (RA)



Cabir b Abdullah b Riab b Numan Selime oğullarından-dır Annesi yine Selime oğullarından Ümmü Cabir bint-i Züheyr’dir

Cabir b Abdullah Akabe’de peygamberimiz ile buluşup Onu ve getirdiklerine tasdik ve iman eden beş kişinin içinde idi Diğer arkadaşları gibi o da kavminin yanına döndüğünde peygamberimizi anlatmaya onlara İslamiyet’e davet etmeye koyuldu

Onun ve arkadaşlarının sayesinde ensar evlerinden içinde peygamberimizin anılmadığı, İslamiyet’in açıklanmadığı ev kalmamıştır

Cabir b Abdullah Bedir, Uhud, Hendek ve diğer bütün savaşlara peygamberimizle birlikte katılmıştır


Allah (cc) ondan razı olsun



================



ZEKVAN B ABD KAYS (RA)



Zekvan b Abd Kays Hazrec oğullarındandır Ensarın ön-cülerinden olan beş sahabi Medine’ye gelip İslam’ı ve pey-gamberimizi anlatmaya başlamışlardı Zekvan b Abd Kays bundan çok etkilendi Hemen Mekke’ye doğru yola çıktı Mekke’de peygamberimizle buluştu Peygamberimiz ona İs-lamiyet’i arz ve teklif etti, Kuran okudu O da hemen Müslü-man oldu

Zekvan bAbd Kays Akabe beyatlarının hepsinde bulun-du Bedir, Uhud savaşlarına katıldı Uhud savaşında Ebul Ha-kem b Ahnes b Şerik tarafından şehit edildi


Allah (cc) ondan razı olsun



==================




MUAZ B HARİS EL ENSARÎ (ra)




Muaz b Haris el Ensarî Malik b Neccar oğullarındandır Annesi yine Malik bNeccar oğullarından Afra bint-i Ubeyd b Salebe’dir Peygamberimizle Mekkede buluşup iman eden altı ensardan birisi olan Avf b Harisin anne ayrı, baba bir karde-şidir

Muaz b Haris annesi Afra’ya nisbet edilir Muaz b Afra diye anılırdı

Muaz bHaris birinci ve ikinci Akabe bey’atlarında bulun-du Hicretten sonra peygambermiz onu Mamer b Haris ile kardeş yaptı Bedir, Uhud, Hendek ve diğer bütün savaşlara katıldı Bedir’de Ebu Cehil’i öldüren iki müslümandan birisi olmuştur


Allah (cc) ondan razı olsun



===============



UBÂDE B SÂMİT EL ENSARÎ (ra)



Ubâde b Sâmit b Kays Avf b Hazrec oğullarındandır Annesi yine Avf b Hazrec oğullarından Kurretülayn Bint-i Ubâde b Nadle’dir

Ubâde b Sâmit birinci ve ikinci Akabe bey’atlarında bu-lundu İkinci bey’atta on iki kabile temsilcisinden birisi idi Bedir Uhud Hendek ve diğer bütün savaşlarda peygamberi-mizle birlikte katılmıştır

Peygamberimiz zamanında Kuran-ı Kerim’i tamamiyle ez-berleyen beş sahabiden birisi idi Ashab-ı suffa öğrencilerne Kuran öğretirdi

Kendisi uzun boylu, iri yapılı, güzel ve heybetli bir Zat idi

Hicretin otuz dördüncü yılında Remle’de vefat etti


Allah (cc) ondan razı olsun



=============


YEZİD B SÂ’LEBE EL ENSARÎ (RA)



Yezid b Sâ’lebe b Hazma birnci ve iknci Akabe beyatlarında bulundu ve Bedir ve Uhud savaşlarına katıldı


Allah (cc) ondan razı olsun



===================


ABBAS B UBÂDE EL ENSARÎ (RA)



Abbas b Ubade b Nadle Avf b Hazrec oğullarındandır

Birinc ve ikinciAkabe beyatlarında bulunmuştur Hicretten sonra peygamberimiz onu Osman b Maz’un ile kardeş yaptı Katıldığı Uhud savaşında şehit oldu


Allah (cc) ondan razı olsun


=================





EBULHEYSEM MALİK B TEYYİHAN EL ENSARİ (RA)





Ebulheysem Malik b Teyyihan Malik b Evs oğullarından-dır Annesi yine Malik b Evs oğullarından Leyla bint-i Atik’tir

Ebulheysem Malik b Teyyihan cahiliye döneminde bile putlara tapmaz, putlardan nefret ederdi Putlar ona çok büyük bir sıkıntı vermekteydi Bu nedenle mümkün olduğunca put-lardan uzak dururdu

Ebulheysem Malik b Teyyihan ve Es’ad b Zürare Allah’ın (cc) bir olduğunu putların hiç bir zaman ilah olamayacağını söylerlerdi

Mekke’de peygamberimizle buluşup iman eden ilk altı ensardan birisi olan Es’ad b Zürare Medine’ye döndüğünde ona peygamberimizden bahsetmiş, Müslüman olduğunu bil-dirmiş, kendisini imana davet etmişti

Ebulheysem Malik b Teyyihan hiç düşünmeden ve tered-düt etmeden:

-Ben de seninle birlikte şahadet ederim ki O resulallahtır deyip Müslüman oldu

Ebulheysem Malik b Teyyihan birinci ve ikinci Akabe bey’atlarında bulundu Bedir, Uhud, Hendek ve diğer bütün savaşlara peygamberimizle birlikte katıldı


Allah (cc) ondan razı olsun




=================


UVEYM B SÂİDE EL ENSARİ (RA)


Uveym b Sâide b Âiş Malik b Evs oğullarındandır An-nesi Amr b Avf oğullarından Amire bint-i Salim’dir

Uveym b Sâide birinci ve ikinci Akabe bey’atlarında bu-lundu Bedir Uhud Hendek ve bütn diğer savaşlara katıldı

Peygambermiz onun hakkında:

-Uveym b Sâide Allah’ın kullrından ve cennet halkının er kişilerinden ne güzel bir kuldur buyurmuştur


Allah (cc) ondan razı olsun



=================





ÜSEYD B HUDAYR EL ENSARİ (RA)


Üseyd b Hudayr b Simâk Malik b Evs oğullarındandır Annesi Abdüleşhel oğullarından Ümmü Üseyd bint-i Se-ken’dir

Üseyd b Hudayr cahiliye ve İslamiyet devrinde babasından sonra kavminin seyidi, en akıllı ve en iyi görüş sahiplerinden birisiydi

Araplar içinde yazı yazmayı pek az kişi bilirken o yazı ya-zabilirdi Aynı zamanda iyi yüzme bilir, iyi ok atardı

Cahiliye döneminde kendilerinde bu hasletler bulunan kişilere kamil denilirdi Bütün bu hasletlerin hepside Üseyd b Hudayr’da toplanmıştı

Es’ad b Zürare bir gün Mus’ab b Umeyr’i yanına alarak Abdüleşhel ve Zafer oğullarının evlerine doğru götürdü

Es’ad b Zürare Abdüleşhel oğullarının ileri gelenlerinden biri olan Sad b Muaz’ın halasının oğlu idi

Es’ad b Zürare yanında Mus’ab b Umeyr olduğu halde Zafer b Kâ’b oğullarının bostanlarından birine girdiler Burada Merak diye anılan bir kuyunun başına oturdular Onların oraya gelip oturduğunu gören Müslümanlardan bazıları da yanlarına geldiler

Sa’d b Muaz ile Üseyd b Hudayr Abdüleşhel oğullarının seyidi ve ulu kişileri oldukları halde kavimlerinin dininde, müşrik idiler

Bunlar Müslümanların Merak kuyusunun başında toplan-dıklarını işitince Sa’d b Muaz, Üseyd b Hudayr’a:

-Ey Üseyd! Sen işini iyi bilen kimsenin yardımına muhtaç olmayan bir adamsın Zayıflarımızın inançlarını bozmak için mahallemize gelmiş olan şu adamların yanına git de kendile-rini azarla ve mahallemize gelmekten men et

Bilirsin ki Es’ad b Zürare benim akrabam olmasaydı bu işi kendim yapmaya yeterdim O halamın oğlu olduğu için üzeri-ne varmaya yol bulamadım dedi

Üseyd b Hudayr:

-Olur! Ben şu dediğin işi yapayım deyip kısa mızrağını al-dıktan sonra Müslümanların bulunduğu yere doğru ilerledi

Es’ad b Zürare onun geldiğini görünce Mus’ab b Umeyr’e:

-Şu yanımıza gelen Abdüleşhel oğullarının seyidi ve ulu kişisidir dedi

Musab b Umeyr:

-Eğer yanımıza gelip oturursa onunla konuşurum dedi

Üseyd b Hudayr sövüp sayarak kızgınlıkla gelip tepelerine dikildikten sonra:

-Ey kişiler! Sizi bize doğru getiren şey nedir? Sizler atala-rımızın dinini terk etmiş, bir başka dine girmiş kişilersiniz Sizler zayıflarımızın inançlarına mı değiştireceksiniz? Diye bağırdı

Sonra Es’ad b Zürare’ye dönerek:

-Ey Es’ad! Sen şu yabacı kovulmuş adamı zayıflarımızın inançlarını batıl ile bozmak ve onları batıla davet için mi ge-tirdin?

Senin ve arkadaşının bundan sonra çevremizde bir şey yaptığnı görmeyeceğim Eğer hayatınız size gerekli ise hemen yanımızdan ayrılınız ve bir daha da gelmeyiniz dedi

Mus’ab b Umeyr söze karışarak:

-Ey kavminin seyidi ve ulu kişisi! Yanıma biraz oturup söy-leyecekleri dinlesen, beğenirsen kabul etsen, beğenmezsen, hoşuna gitmezse dinlemekten yüz çevirsen olmaz mı? Diye sordu

Üseyd b Hudayr:

-Vallahi sen yerinde bir söz söyledin Nihayet ben iyiyle kötüyü, güzelle çirkini yerinde ayırabilen bir kişiyim Şu de-diklerinden sonra seni dinlememek zulüm ve akılsızlık olur dedi ve mızrağını yere saplayıp, onlarla oturdu

Mus’ab b Ümeyr İslamiyet üzerine bir konuşma yaptı ve ona Kuran-ı Kerim okudu Dinledikçe Üseyd b Hudayr’ın yü-zünde bazı değişmeler oldu Alnında imanın nuru parlamaya başladı

Musab b Ümeyr okumasını bitirince Üseyd b Hudayr:

-Vallahi ben bunun kadar güzel bir söz işitmedim Bu ne kadar güzel, ne kadar yüce bir söz Sanki gökleri aşmış sema-lara ulaşmış gibi Bu söz muhakkak ki insan sözü değildir Bu söz Allah sözüdür Bu söz Tanrı katından gelmektedir Siz şu dininize girmek için ne yaparsınız? Diye sordu

Esad b Zürare ile Musab b Ümeyr:

-Biz şu dinimize girmek için önce gusl ederiz Sonrada alt ve üst elbiselerimizi değiştiririz İyice temizlendikten sonra hak şahadetle şahadet getiririz Sonra da namaz kılarız Eğer dinimize girmek istiyorsan şu dediklerimizi yap dediler

Üseyd b Hudayr kalkıp gusletti Elbiselerini temizledi Hak şahadetle şahadet getirip Müslüman oldu Sonrada iki rekât namaz kıldı Sonra:

-Ey mümin kardeşlerim! Gerimde öyle bir adam varki o size tabi olursa kavmniden hiç kimse Ona muhalefet etmez ondan geri kalmaz O Müslüman olursa hepside Müslüman olur O Sa’d b Muaz’dır Ben şimdi onu size gönderirim dedi Yere saplı mızrağını alıp kavminin ve Sa’d b Muaz’ın yanına vardı Onları bir araya toplanmış, kendisini beklerlerken buldu

Üseyd b Hudayr Sa’d b Muaz’ın da müslüman olmasına vesile olmuştur

Üseyd b Hudayr ikinci Akabe bey’atında kabilesinin tem-silcisi idi

Üseyd b Hudayr Uhud, Hendek ve diğer savalara peygam-berimizle birlikte katılmıştır Uhud savaşında Müslümanlar bozguna uğradığı zaman o yerinde sebat etmiş, yedi yerinden yaralanmıştır

Kendisi Kuran’ı en güzel okuyanlardan birisi idi

Karanlık ve ürküntülü bir gecede yanında Abbad b Bişr olduğu halde peygamberimizin yanından evlerine dönerken onlardan birisinin asasının ucu ışıklanmış, bu ışığın aydınlı-ğında yürümüşler, evlerine sağ selamet kavuşmuşlardı

Üseyd b Hudayr hicretn yirminci yılında Medinede vefat etti Cenaze namazını Hz Ömer kıldırdı Cenazesini bizzat taşıdı

Ensardan üç zat vardı ki fazilet yönünden ensar içinde hiç kmse onlardan üstün sayılmazdı Bunların üçü de Abdüşeşhel oğullarından olup:

Sad b Muaz

Üseyd b Hudayr

Abbad b Bişr’dir denilirdi


Allah (cc) ondan razı olsun


===============




SA’D B MUAZ EL ENSARİ (RA)



Sa’d b Muaz b Numan Evsîlerin Abdüleşhel oğulların-dandır

Annesi Kebşe bint-i Rafi b Muaviye’dir

Es’ad b Zürare bir gün Mus’ab b Umeyr’i yanına alarak Abdüleşhel ve Zafer oğullarının evlerine doğru götürdü

Es’ad b Zürare Abdüleşhel oğullarının ileri gelenlerinden biri olan Sad b Muaz’ın halasının oğlu idi

Es’ad b Zürare yanında Mus’ab b Umeyr olduğu halde Zafer b Kâ’b oğullarının bostanlarından birine girdiler Burada Merak diye anılan bir kuyunun başına oturdular Onların oraya gelip oturduğunu gören Müslümanlardan bazıları da yanlarına geldiler

Sa’d b Muaz ile Üseyd b Hudayr Abdüleşhel oğullarının seyidi ve ulu kişileri oldukları halde kavimlerinin dininde, müşrik idiler

Bunlar Müslümanların Merak kuyusunun başında toplan-dıklarını işitince Sa’d b Muaz, Üseyd b Hudayr’a:

-Ey Üseyd! Sen işini iyi bilen kimsenin yardımına muhtaç olmayan bir adamsın Zayıflarımızın inançlarını bozmak için mahallemize gelmiş olan şu adamların yanına git de kendile-rini azarla ve mahallemize gelmekten men et

Bilirsin ki Es’ad b Zürare benim akrabam olmasaydı bu işi kendim yapmaya yeterdim O halamın oğlu olduğu için üzeri-ne varmaya yol bulamadım dedi

Üseyd b Hudayr:

-Olur! Ben şu dediğin işi yapayım deyip kısa mızrağını al-dıktan sonra Müslümanların bulunduğu yere doğru ilerledi

Es’ad b Zürare onun geldiğini görünce Mus’ab b Umeyr’e:

-Şu yanımıza gelen Abdüleşhel oğullarının seyidi ve ulu kişisidir dedi

Musab b Umeyr:

-Eğer yanımıza gelip oturursa onunla konuşurum dedi

Üseyd b Hudayr sövüp sayarak kızgınlıkla gelip tepelerine dikildikten sonra:

-Ey kişiler! Sizi bize doğru getiren şey nedir? Sizler atala-rımızın dinini terk etmiş, bir başka dine girmiş kişilersiniz Sizler zayıflarımızın inançlarına mı değiştireceksiniz? Diye bağırdı

Sonra Es’ad b Zürare’ye dönerek:

-Ey Es’ad! Sen şu yabacı kovulmuş adamı zayıflarımızın inançlarını batıl ile bozmak ve onları batıla davet için mi ge-tirdin?

Senin ve arkadaşının bundan sonra çevremizde bir şey yaptığnı görmeyeceğim Eğer hayatınız size gerekli ise hemen yanımızdan ayrılınız ve bir daha da gelmeyiniz dedi

Mus’ab b Umeyr söze karışarak:

-Ey kavminin seyidi ve ulu kişisi! Yanıma biraz oturup söy-leyecekleri dinlesen, beğenirsen kabul etsen, beğenmezsen, hoşuna gitmezse dinlemekten yüz çevirsen olmaz mı? Diye sordu

Üseyd b Hudayr:

-Vallahi sen yerinde bir söz söyledin Nihayet ben iyiyle kötüyü, güzelle çirkini yerinde ayırabilen bir kişiyim Şu de-diklerinden sonra seni dinlememek zulüm ve akılsızlık olur dedi ve mızrağını yere saplayıp, onlarla oturdu

Mus’ab b Ümeyr İslamiyet üzerine bir konuşma yaptı ve ona Kuran-ı Kerim okudu Dinledikçe Üseyd b Hudayr’ın yü-zünde bazı değişmeler oldu Alnında imanın nuru parlamaya başladı

Musab b Ümeyr okumasını bitirince Üseyd b Hudayr:

-Vallahi ben bunun kadar güzel bir söz işitmedim Bu ne kadar güzel, ne kadar yüce bir söz Sanki gökleri aşmış sema-lara ulaşmış gibi Bu söz muhakkak ki insan sözü değildir Bu söz Allah sözüdür Bu söz Tanrı katından gelmektedir Siz şu dininize girmek için ne yaparsınız? Diye sordu

Esad b Zürare ile Musab b Ümeyr:

-Biz şu dinimize girmek için önce gusl ederiz Sonrada alt ve üst elbiselerimizi değiştiririz İyice temizlendikten sonra hak şahadetle şahadet getiririz Sonra da namaz kılarız Eğer dinimize girmek istiyorsan şu dediklerimizi yap dediler

Üseyd b Hudayr kalkıp gusletti Elbiselerini temizledi Hak şahadetle şahadet getirip Müslüman oldu Sonrada iki rekât namaz kıldı Sonra:

-Ey mümin kardeşlerim! Gerimde öyle bir adam varki o size tabi olursa kavmniden hiç kimse Ona muhalefet etmez ondan geri kalmaz O Müslüman olursa hepside Müslüman olur O Sa’d b Muaz’dır Ben şimdi onu size gönderirim dedi Yere saplı mızrağını alıp kavminin ve Sa’d b Muaz’ın yanına vardı Onları bir araya toplanmış, kendisini beklerlerken buldu

Üseyd b Hudayr karşıdan görününce Ona dikkatle bakan Sa’d b Muaz:

-Ey kavmim Allah’a yemin ederim ki Üseyd yanınızdan gidişinden başka bir yüzle yanınıza gelmektedir demekten kendini alamadı

Üseyd b Hudayr toplantı yerine gelince Ona:

-Ey Üseyd! Ne yaptın? Diye sordular

Üseyd b Hudayr:

-Ben o iki adamla konuştum Vallahi ben onlarda da, söy-lediklerinde de bir sakınca görmedim Bununla bereaber ken-dilerini orada oturmaktan, zayıflarımızın inançlarını bozmak-tan nehy ve men ettim Onlar da, biz senin istediğini yaparız, buradan kalkar gideriz dediler

Bana haber verildiğine göre Harise oğulları Es’ad b Zürare’yi halanın oğlu olduğunu bildikeri halde sana verdik-leri sözü bozup, hakaret için öldüreceklermiş dedi Sa’d bMuaz’ın kabile gayretini tahrik edip harekete geçirdi

Sad bMuaz Harise oğullarının halasının oğlunu öldürecek-leri haberini duyunca silkinip yerinden fırladı Kızgın ve en-dişeli bir halde:

-Ey Üseyd! Vallah sende ben tatmin edecek bir şey görme-dim Sen bana gam, keder ve kızgınlıktan başka bir şey getir-memişsin dedi Sonra elinde mızrağı olduğu halde Esad b Zürare ve Musab b Ümeyr’in bulunduğu yere doğru ilerledi

O gelirken Esad b Zürare:

-Vallahi şu gelen Sa’d b Muaz’dır O kavminin seyidi ve ulu kişisidir Kendisi sana tabi olursa onlardan iki kişi bile şu din işinde sana muhalefet etmez

Vallahi Sa’d b Muaz’ın alnı kızgınlık, gam ve kederle kırı-şıp, kararmıştır ama imanın nuru yüzünde parlamaktadır dedi

Sa’d b Muaz onları kendisine bakıp gülümser, gayet sakin bir halde beklediklerini görünce:

-Vallahi Üseyd beni şu kişilerin kendisine söylediklerini dinlemem için buraya göndermiştir Başka şey için değil diye düşünmekten kendini alamadı Bu düşünce kızgınlığını daha da artırdı Sövüp sayarak karşılarına dikildi

Es’ad b Zürare’ye:

-Ey Ebu Ümame! Ey halamın oğlu! Vallahi seninle aramızda akrabalık bağları olmasyadı şu yanında oturan adamı elimden kimse kurtaramazdı Hoşlanmadığımız, istemediğimiz bir şey evlerimizin içine mi sokacaksınız? Sen şu yabancı, kovulmuş adamı evlermize zayıflarımızın inançlrını batıl şeylerle bozması ve onları ona davet etmesi için mi getirdin? Bundan sonra bir daha sizi çevremizde bir şey yaparken görmeyeyim diyerek çıkıştı

Mus’ab b Ümeyr gayet sakin:

-Ey kavminin ulusu ve sözü dinlenen kişisi! Sen iyiyle kö-tüyü, güzelle çirkin ayıracak bir durumdasın Sen bizi buradan çıkrmadan önce biraz oturup söyleyeceklerimi dinlesen, beğe-nirsen kabul etsen; beğenmezsen, hoşuna gitmezse dinlemek-ten yüz çevirsen olmaz mı? Dedi

Sa’d bMuaz:

-Ey yabancı! Vallahi yerinde bir söz söyledin Nihayet ben iyiyle kötüyü, güzelle çirkini yerinde ayırabilen bir kişiyim Şu dediklerinden sonra seni dinlememek zulüm ve akılsızlık olur dedi ve mızrağını yere saplayıp, yanlarına oturdu

Musasb bÜmeyr ona İslamiyeti anlattı Kuran-ı Kerim okudu Zuhruf suresi okunurken Sa’d b Muaz’ın yüzü değiş-meye başladı Şanı yüce Allah bu surenin ayetlerinde şöyle buyuruyordu

“-Ha Mim! Hidayet yolunu apaçık gösteren şu Kitaba yemin ederim ki gerçekten biz Onu anlamını anlayasınız diye Arapça bir Kuran yaptık

Şğphesiz ki Kuran nezdimizdeki Ana Kitabda yazılı ve sa-bit çok yüce, çok hikmetli bir kitaptır

Siz haddi aşan bir kavimsiniz diye Kuran’ı indirmeden sizden uzaklaştıralım mı? Sizi o Nurdan mahrum mu edelim?

Halbuki biz sizden önceki ümmetler içinde nice peygam-berler göndermiştik

O ümmetlerde kendilerine gönderilen peygamberlerle alay etmişlerdi

Biz kuvvetçe çok daha çetin olan ümmetleri yok ettik

Öncekilerin misalleri nice ayetlerimizde geçmektedir

Artık akıllanmaz mısınız?” (Zuhruf 1-8)

Mus’ab b Ümeyr Kuran okudukça Sa’d b Muaz’ın yüzün-deki ifade değişti, imanın nuru yüzüne gelip oturdu

Kuran’ın okunması bitince Sa’d b Muaz:

-Vallahi ben şimdiye kadar hiç bilmediğim, hiç duymadı-ğım bir şeyi dinlemiş bulunuyorum Vallahi bu sözler insan gırtlağından çıkmış değildir Göklerin üzerinden semaların en yücelerinden gelmiş gibidir dedikten sonra:

-Siz Müslüman olduğunuz, bu dine girdiğiniz zaman ne yaparsınız? Diye sordu

Es’ad b Zürare ile Mus’ab b Ümeyr!

-Ey Sa’d! Bu dine grmek istediğin zaman önce gusl eder, temizlenirsin Alt üstlü elbiseni temizlersin Hak şahadetle şahadet getirdikten sonra şki rekât namaz kılarsın dediler

Sad bMuaz kalkıp gusl etti Altlı üstlü elbiselerini temiz-ledi Hak şahadetle şahadet getirdikten sonra iki rekat namaz kıldı Sonra mızrağını eline aldı Yanında Üzeyd b Hudayr’da olduğu halde kavmine doğru gitti

Kavmi onu gelirken görünce:

-Allah’a (cc) yemin ederiz ki Sa’d yanınızdan ayrıldığı geri dönmemektedir Onun gelişi gidişinden başka bir yüz iledir dediler

Sa’d b Muaz yanlarına varıp durdu Sonra da:

-Ey Abdüleşhel oğulları! Benim aranızdaki işimi, gidişimi nasıl bilirsiniz? Diye sordu

Abdüleşhel oğullarıda:

-Ey Sa’d! Sen bizim seyidimiz, ulu kişimiz, görüşçe en üs-tünümüz, yönetici olarakta en uğurlu olanızmızsın Biz senden şimdiye kadar hep hayır gördük, hiç şer görmedik dediler

Bunun üzerine Sa’d b Muaz:

-Ey Abdüleşhel oğulları! Bilinizki sizler Allah ve Resulüne iman edinceye kadar sizin erkek ve kadınlarınızla konuşmak bana haramdır Sizler iman edinceye kadar ben sizden değilim dedi

O gün akama kadar Abdüleşhel oğullarından iman etme-yen tek kişi dahi kalmadı Abdüleşhel oğullarının evi erkekleri ve kadınlarının topluca Müslüman oldukları ilk ensar evi oldu

Sa’d b Muaz Mus’ab b Ümeyr ile Es’ad b Zürare’yi kendi evine götürdü İslamı yaymaya devam ettirdi Bunun için elin-den geleni yaptı

Bedir savaşının öncesinde peygambermiz müşriklerle sa-vaşma konusunda ensarın görüşlerini öğrenmek istediği za-man Sad b Muaz:

-Ya Resulallah! Zannederim ki bizi murat etmektesiniz diye sormuş;

Peygamberimizde:

-Evet buyurunca Sa’d b Muaz:

Ya Resulallah! Biz Sana inandık Allah’a iman ile Seni ve getirdiklerni tasdik ettik Bu tasdikimiz Allah’tan bize getirdiği şeylerin hak ve gerçek olduğuna şahadet iledir Dinlemek ve itaat etmek üzere Sana ve Allaha kesin sözler verdik

Ya Resulallah! Sen nasıl istiyorsan öyle yap Her ne olursa olsun biz seninle brlikteyiz Seni hak dinle peygamber gönde-ren Allah’a ant olsun ki sen bize şu denizi gösterir, ona dalar-san bizde muhakkak senininle birlikte dalarız Bizden tek kişi dahi geri kalmaz Biz senin yarın bizi düşmanımızla karşılaş-tırmandan da hoşnutsuzluk göstermeyiz

Savaşta direnmek güçlüklere göğüs germek karşılaşmalar-da sadakat gösterme bizim şiarımızdır

Umulur ki Allah senin gözünü bizimle aydın eder, seni sevindirir Sen bizi Allah’ın (cc) bereketiyle hareket ettir de-miş, bu sözleriyle peygamberimizi sevindirmişti

Ensardan üç zat vardı ki fazilet yönünden ensar içinde hiç kmse onlardan üstün sayılmazdı Bunların üçü de Abdüşeşhel oğullarından olup:

Sad b Muaz

Üseyd b Hudayr

Abbadb Bişr’dir denilirdi

Sa’d b Muaz Bedir savaşında Evsîlerin bayrağını taşıdı Uhud savaşına katıldı Müslümanlar bozguna uğradıkları za-man yerinde sebat edip savaş meydanından ayrılmadı

Katıldığı Hendek savaşında kolundan ağır bir şekilde okla yaralandı Hakem sıfatıyla Benî Kurayza Yahudileri hakkında karar verdi

Mescid-i Nebevî’de kurulan çadırda tedavi olurken yarası deşildi Bu nedenle şehiden vefat ettiğinde henüz otuz yedi yaşındaydı

Sad bMuaz’ın cesedi peygamberimizin huzurunda önce su ile, sonra su ve sidr ile, daha sonra da su ve kâfur ile yıkandı Üç parça kefene sarıldı Peygamberimiz cenazesinin önünde yürüdü Cenaze namazını kıldırdı Defnedilmek üzre Baki mezarlığına götürüldü

Kabre konulunca peygaberimiz üç kere tesbih etti Pey-gamberimizin ardından hazır olan Müslümanlar da üç kere tesbih ettiler Tesbih sesinden baki kabristanı sarsıldı

Peygamberimiz üç kere tekbir getirdi Hazır olan Müslü-manlarda üç kere tekbir getirdiler Baki kabristanı tekbir se-siyle tekrar sarsıldı

Kabir kazılırken içinden misk kokuları gelmeye başladı Çıkan toprakta misk kokuyordu

Sad b Muaz uzun boylu ak tenli güzel yüzlü büyük gözlü güzel sakallı bir zat-ı muhterem idi


Allah (cc) ondan razı olsun



============

SELEME B SELÂME EL ENSARİ (RA)


Seleme b Selâme b Vakş Abdüleşhel oğullarındandır Annesi Selma bint-i Seleme’dir

Selemeb Selâme ikinci Akabe bey’atında bulundu Uhud, Hendek ve diğer bütün savaşlarda peygamberimizle birlikte katıldı

Hicretin kırk beşinci yılında yetmiş yaşında olduğu halde Medine’de vefat etti



Allah (cc) ondan razı olsun




=====================



ZÜHEYR B RAFİ’ EL ENSARİ (RA)




Züheyr b Rafi’ Adiyy b Zeyd Malik b Evs oğullarından-dır

Züheyr b Rafi’ ikinci Akabe bey’atında bulundu Uhud ve ondan sonraki bütün savaşlara peygamberimizle birlikte ka-tıldı



Allah (cc) ondan razı olsun



=================





EBU BÜRDE HANİ B NİYAR EL ENSARİ (RA)



Ebu Bürde Hani b Niyar soy olarak Kudâalardandır Ensardan Berâ b Azib’in dayısıdır

Ebu Bürde bNiyar ikinci Akabe beyatnda bulundu Bedir Uhud ve diğer savaşlarda peygamberimizle birlikte katıldı Mekke’nin fethinde Benî Harise’lerin bayraktarlığını yaptı Ashabın sayılı okçularından birisiydi

Muaviye b Ebi Süfyan’ın halifeliği döneminde vefat etmiş-tir


Allah (cc) ondan razı olsun


===================





NÜHEYR B HEYSEM EL ENSARİ (RA)


Nüheyr b Heysem Malik b Evs oğullarındandır

İkinci Akabe bey’atında bulunmuştur


Allah (cc) ondan razı olsun


===================




EBU ABDULLAH SA’D B HAYSEME EL ENSARİ (RA)


Ebu Abdullah Sa’d b Hayseme Malik b Evs oğullarından-dır Annesi yine Malik b Evs oğullarından Hind bint-i Evs b Adiyy’dir

Künyesi Ebu Abdullah olup Sa’dül’hayr diye anılırdı

Sad b Hayseme ikinci Akabe bey’atında bulundu Seçilen on iki kabile temsilcisinden birisiydi Hicretten sonra pey-gamberimiz onu halasının oğlu Ebu Seleme b Abdülesed ile kardeş yaptı

Bedir savaşına hem kendisi hem de babası birlikte gitmek istedi ise de peygamberimiz birisinin gitmesini tavsiye bu-yurmuştu

Bunun üzerine Hayseme oğlu Sa’d’e:

-Resulllah ikimizden birisinin gitmesini tavsiye ve emir buyurmuştur Bu durumda sen beni kendine tercih et de gaza-ya ben çıkayım Sen geri kal da kadınların yanında bulun de-di

Fakat Sa’d kabul etmedi

-Ey baba! Başka bir şey olsaydı sen kendime tercih eder-dim Fakat sonuçta cennet olunca ben kendimi kimseye tercih etmem Ben bu seferimde şehitlik umuyorum deyip kadınların yanında kalmayı yanaşmadı Bunun üzerine kura çektiler Ku-ra Sa’de çıktı Oda peygamberimizle birlikte Bedir savaşına katıldı ve orada şehit oldu

Allah (cc) ondan razı olsun




=================


RİFÂA B ABDÜLMÜNZİR EL ENSARİ (RA)


Rifâa b Abdülmünzir b Zenber Malik b Evs oğulların-dandır Annesi Nesibe bint-i Zeyd’tir

Rifâa bin Abdülmünzir ikinci Akabe bey’atında on iki ka-bile temsilcisinden birisi olarak hazır bulunmuş Behir, Uhud savaşlarına katılmış, Uhud savaşında şehit olmuştur

İçlerinde Hz Ömer’inde bulunduğu pek çok muhacire ev sahipliği yapmıştı


Allah (cc) ondan razı olsun


=====================



ABDULLAH B CÜBEYR EL ENSARİ (RA)


Abdullah b Cübeyr b Numan Malik b Evs oğullarındandır Annesi Abdullah b Gatafan oğullarından bir kadındır

Abdullah b Cübeyr ikinci Akabe bey’atında hazır bulun-muş, Bedir ve Uhud savaşlarına katılmıştır Uhud savaşında peygamberimiz onu Kanat dağında elli okçunun başına ku-mandan olarak tayin buyurmuştu

Abdullah b Cübeyr emrindeki okçuların bozguna uğrayan düşmandan ganimet toplamak için dağılmalarına bütün çaba-larına rağmen engel olamamış, kalan on kişinin başında düş-man süvari birliğine karşı koymuş; okla, mızrakla çarpışa, çar-pışa şehit düşmüş cesedi düşman tarafından kesilip biçilerek kendisinden hınç alınmak istenmiştir



Allah (cc) ondan razı olsun





===============




MA’N B ADİYY (RA)



Ma’n b Adiyy b Cedd Kudâalardandır İkinci Akabe bey’atında hazır bulundu Hicretten sonra peygamberimiz onu Zeyd b Hattab ile kardeş yaptı

Bedir, Uhud, Hendek ve diğer bütün savalarda peygambe-rimizle birlikte katıldı Hz Ebu Bekir’in halifeliği döneminde yapılan Yemâme savaşında şehit oldu

Can verirken:

-Vallahi ben Resulallahtan önce ölmeyi, kendisini sağ iken tasdik ettiğim gibi ölürken de tasdik etmeyi ne kadar arzu ederdim demiştir

İslamiyet’ten önce Araplar arasında okuma yazma bilenler çok az olduğu halde Ma’n b Adiyy okuma yazma bilirdi


Allah (cc) ondan razı olsun


================



EBU EYYÜP EL ENSARİ HALİD B ZEYD EL ENSARİ (RA)



Ebu Eyüp el Ensari Halid b Zeyd b Küleyb, Malik b Neccar oğullarındandır Annesi Belharis b Hazrec oğulların-dan Zehra bint-i Sa’d b Kays’tır

Ebu Eyüp Halid b Zeyd ikinci Akabe bey’atında bulundu Bedir, Uhud, Hendek ve diğer bütün savaşlara peygamberimi-zin yanında katıldı

Hicretten sonra peygamberimiz yedi ay boyunca onun evinde oturdu Peygamberimiz onu Mus’ab b Ümeyr ile kar-deş yaptı

Ebu Eyüp el Ensari Yezid b Muaviye’nin kumandası altın-da İslam ordusu ile İstanbul’a kadar gitti Orada hastalandı ve gün güne hastalığı ağırlaştı

Yezid b Muaviye ziyaretine gelip kendisine:

-Ey Ebu Eyüp! Bir dileğin var mı? Bana bir vasiyette bulun dedi

Ebu Eyüp:

-Ey Muaviye’nin oğlu! Evet senden bir isteğim, bir dileğim, sana bir vasiyetim vardır Fakat bu dileğim bu dünya ile ilgili değildir Artık bu dünya mallarından malların bana gereği yoktur

Öldüğüm zaman beni yıkayıp kefenleyiniz Asker halkada benden selam söyleyiniz Allah şerik koşmaksızın ölen kişiyi Allah muhakkak cennetlerinden bir cennete koyar buyurdu-ğunu Resulallahtan işittiğimi onlara haber ver

İşte senden dileğim:

Cesedimi Rum toprakları içinde elden geldiği kadar uzak-lara götürsünler Cenazemi düşman toprağı içinde gücün yet-tiği giriş yapabildiği yere kadar taşı ve daha ilerisine götürmek mümkün olmadığı anda da beni bulunduğun yere göm ve dön Çünkü Allah’a hiç bir şeyi şerik koşmaksızın ölen kişi cennete girer, Kostantiniyye şehri surlarının dibine Salih bir kişi gömülecektir buyurduğunu Resullahtan işittim O kişinin ben olacağımı umarım dedi

Ebu Eyüp El Ensarî hicretin ellinci yılında vefat etti Müs-lümanlar Yezid b Muaviye’nin emriyle yıkayıp kefenlediler, cenaze namazını kıldılar Askerler onu vasiyeti uyarınca ya-pılmasını istediği şeyleri yaptılar Tabutu ortalarına alıp çarpı-şa, çarpışa ileriye doğru götürmeye çalıştılar

Rum kayseri İslam askerleri tarafından bir tabutun taşındı-ğını onun etrafında çarpışıldığını görünce bunun nedenni Yezid’e sordu

Yezid’te:

-Tabutunu taşıdığımız kişi peygamberimizin ashabından-dır Cenazesini ülken içinde mümkün olduğu kadar uzaklara götürülüp gömülmesini vasiyet etmiştir Bizde onun bu vasi-yetini yerine getirmek için savaşmaktayız Ya onun vasiyetini yerine getireceğiz ya da Allah (cc) yolunda canlarımızı feda edeceğiz dedi

Kayser gelen bu yanıta şaşırarak:

-Ey Yezid! Vallahi bu çok acayip bir şeydir Halk sana ve senin babana nasıl dâhilik yakıştırmış bilemem O seni tutup buralara kadar gönderiyor Sende peygamberimizin bir sahabisini topraklarımıza gömmeye kalkıyorsun Halbuki sen dönüp gidince biz onu mezarından çıkaracak köpeklere yem edeceğiz diye haber gönderdi

Gelen bu haber Yezid’i çok kızdırdı

-Vallahi ben size söyleyeceğim bir sözü kulaklarınıza küpe olacak derecede ulaştırmadıkça Onu ülkenize tevdi etme niye-tinde bulunmadım Size söyleyeceğim söz şudur Ey Kayser ve yanında bulunanlar! Eğer onun kabrini açtığınızı veya cesedi-ne bir şey yaptığınızı işitecek olursam bende Arap ülkesinde öldürülmedik Hıristiyan, yıkmadık kilise bırakırsam bu ölüye ikramıma sebep olan Zatı (peygamberimi) inkâr etmiş olayım dedi

Bunun üzerine kayser:

-Ey Yezid! Vallahi baban seni benden daha iyi tanıyormuş Ülkeme tevdi edeceğin şu Zata gereken hürmet gösterilecektir Bende onun kabrine elimden geldiği kadar koruyacağıma Me-sih hakkı için söz veriyorum diye haber gönderdi

Kayserle Yezid arasındaki bu haberleşmelerden haberdar olmayan bazı Rumlar Yezid için:

-Vallahi şu Yezid ne ahmak bir adammış Peygamberinin sahabilerinden birinin cesedini memleketimize gömmek isti-yor O memleketimizden çıkıp gittikten sonra biz onun kabrini açar, kemiklerini yakarız O bundan nasıl emin olabilir k dediler ve aralarında gülüştüler

Yezid onların bu sözlerini haber alınca Rumlara:

-Eğer siz şu dedikleriniz yapacak olursanız bizde Arap ül-kesindeki bütün kiliseleri yıkar Hıristiyanların kabirlerini açar, kemiklerini yakarız diye yemin etti

Yezidin bu yemini Rumları fena halde korkuttu Hemen haber göndererek:

-Biz peygamberimizin sahabisini ülkemize gelmiş bir ko-nuk gibi ağırlayacağız Ona gereken saygıyı göstermekte kusur etmeyeceğiz Onu elimizden geldiği kadar koruyup kolla-yacağımıza İsa Mesih adına söz ve ant veririz dediler, dinleri üzerine yemin ettiler

Yezid b Muaviye Ebu Eyüp el Ensarinin cenazesini İstan-bul surunun dibine gömdürdü

Gömüldüğü gecenin sabahında İstanbul halkı olan Rumlar:

-Ey Arap cemaati! Sizde bu gece her halde önemli bir şey oldu dediler

Müslümanlarda:

-Peygamberimizin ashabından olan büyük bir zatın cena-zesini sizinde gördüğünüz gibi şu surun dibine gömmüştük Vallahi onun kabri biz gittikten sonra açılacak olursa Arap ülkesinde artık hiçbir zaman çan çalınmaz, bizde hiçbir Hıris-tiyan memleketi kalmaz dediler

Araplardan gelen bu tehdit Rumları çok fena korkuttu Hemen haber göndererek:

-Vallahi bizlerde şu peygamberinizin sahabisini azizleri-mizden bir aziz bilir, onu elimizden geldiği kadar korur ve gözetiriz dediler

Müslğmanlar çekildikten sonra Ebu Eyüp El Ensari’nin kabri üzerine bir kubbe yaptılar Bu kabir sık sık ziyaret edilir içinde kandiller yakılırdı

Rumlar bu mübarek kabri sık sık, ziyaret ettikleri gibi bo-zulan yıkılan yerlerini düzeltir tamir ederlerdi Büyğk bir saygı göstgerirler Onun vasitasıyla Allahtan sağlık ve şifa dilerlerdi

Onun kabrinin civarında yapılan yağmur duaları muhak-kak kabul olunurdu Rumlar bu dualardan sonra bol ve bere-ketli yağmurlara kavuşurlardı

Haçlı seferleri sırasında İstanbul gelen haçlı sürüleri tara-fından talan edildi Bu ara Ebu Eyüp el Ensari’nin kabri de yı-kılıp, yok oldu

İstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet İstan-bul’da gömülü olduğunu bildiği Ebu Eyüp el Ensari’nin meza-rının bulunup gün yüzüne çıkarılmasını arzu etti Büyük veli-lerden Ak Şemsettin Muhammed b Hamza tarafından yeri keşfedilip ortaya çıkarıldı

Ebu Eyüp el Ensari Hayber savaşı dönüşünde kendisine bir şey söylenmediği halde uyumayıp peygamberimizin çadırının çevresinde sabaha kadar nöbet tutmuştu

Bunu öğrenen peygamberimiz:

-Ey Allah’ım Ben koruyarak gecelediği gibi Sende Ebu Eyüb’ü koru diye dua etmişti


Allah (cc) ondan razı osun



==============


MUAVVİZ B HARİS EL ENSARİ (RA)


Muavviz b Haris b Rifaa b Haris Malik b Neccar oğulla-rındandır

Muavviz b Haris ikinci Akabe bey’atında bulundu Bedir savaşında Ebu Cehil tarafından önce yaralandı sonrada vuru-lup şehit edilmiştir


Allah (cc) ondan razı olsun



==============



MUHRİZ B NADLE (RA)



Hicretten sonra peygamberimiz onu Umare b Hazm el Ensari ile kardeş yapmıştı Allah (cc) yolunda hicret eden Müslümanlardandı


Allah (cc) ondan razı olsun


===============


UMÂRE B HAZM EL ENSARİ (RA)


Umâre b Hazm b Zeyd Malik b Neccar oğullarındandır Annesi Hâlide bint-i Ebi Enes b Sinan’dır

Umare b Hazm iknci Akabe bey’atında hazır bulunmuş hicretten sonra peygamberimiz onu Muhriz b Nadle ile kardeş yapmıştı

Umare b Hazm Bedir, Uhud, Hendek ve diğer savaşlarda peygamberimizin yanında yer aldı Mekke’nin fethinde Mâlik b Neccar oğullarının bayrağını taşıma şerefine ulaştı Hz Ebu Bekir zamanında yapılan Yemâme savaşında şehit oldu


Allah (cc) ondan razı olsun


===============




SEHL B ATİK EL ENSARİ (RA)



Sehl b Atik b Numan, Malik b Neccar oğullarındandır

Sehl b Atik ikinci Akabe bey’atında bulundu ve Bedir sa-vaşına peygamberimizin yanında katılmış Hz Osman’ın hali-feliği döneminde vefat etmiştir



Allah (cc) ondan razı olsun


=================


EVS B SABİT EL ENSARİ (RA)



Evs b Sabit b Münzir Malik b Neccar oğullarındandır Annesi Suhta bint-i Harise’dir

Evs b Sabit peygamberimizin şairlerinden Hassan b Sa-bit’in kardeşidir

Evs b Sabit ikinci Akabe bey’atında hazır bulundu Hicret-ten sonra peygamberimizi onu Hz Osman b Affan ile kardeş yaptı

Evs b Sabit Bedir ve Uhud savaşlarına katıldı Uhud sava-şında şehit oldu


Allah (cc) ondan razı olsun


====================



EBU TALHA ZEYD B SEHL EL ENSARİ (RA)



Ebu Talha Zeyd b Sehl Malik b Neccar oğullarındandır Annesi yine Necar oğullarından Ubâde bint-i Malik’tir

Enes b Malik’in üvey babasıdır

Ebu Talha ikinci Akabe bey’atında bulundu Bedir, Uhud, Hendek ve diğer bütün savalara peygamberimizin yanında katıldı

Kendisi ashabın sayılı okçularındandı

Ebu Talha Uhud savaşında ok çantasını peygamberimizin önüne sermiş, kâh ok, kâh nara atmaktaydı Onu bu halde gö-ren peygamberimizde:

-Ebu Talha’nın sesi orduda kırk kişiden, yüz kişiden daha hayırlı ve daha yararlıdır buyurmaktaydı

Ebu Talha Uhud günü ok çantasında bulunan elli oku bi-rer, birer atarak sonunda tüketti O ok attıkça peygamberimiz onun başı ile omuzları arasından okların düştükleri yere bak-maktaydı

Bunu gören Ebu Talha:

-Ya Resulallah! Anam babam sana feda olsun Sakın böyle yükselme! Belki sana müşriklerin oklarından biri değer Benim göğsüm senin göğsüne siper ve fedadır derdi

Ebu Talha ok yayını çok sert çeken bir kişi idi Uhud günü ok ata, ata üç yay kırmıştı Peygamberimiz yanlarından ok çan-tası geçen kimi görse hemen:

-Ok çantanı Ebu Talha’ya boşalt buyuruyordu

Ebu Talha çantasından ve diğerlerinden kalan son oku da attıktan sonra:

-Ya Resulallah! Gördüğün gibi okum bitmiştir Sen bizleri geri durdurma ya Resulllah! Allah beni sana feda etsin dedi

Peygamberimiz yerden bir ağaç dalı alıp:

-Ya Ebu Talha! Sen şu dal parçasını iyi bir ok alarak at bu-yurdu

Ebu Talha uzatılan dal parçasını iyi bir ok niyetiyle attı O dal parçası bir mucize olarak iyi bir oka dönüştü ve bir müşriği vurup öldürdü

Oklar bitince:

-Ya Resulallah! Şu vücudum vücuduna bir siperdir dedi

Ebu Talha yıl orucu tutar ve bu orucunu devam eder du-rurdu

Veda haccında peygamberimizin saçlarından bir tutam ka-pıp alan ve saklayanların ilki idi

Ebu Talha hicretin otuz dördüncü yılında Medine’de vefat etti Cenaze namazını Hz Osman kıldırdı Vefat ettiğinde yetmiş yaşında idi

Ebu Talha orta boylu, esmer tenli, gür sesli, güçlü kuvvetli bir Zat idi Ağaran saçlarını boyayıp değiştirmezdi



Allah (cc) ondan razı olsun



====================



KAYS B EBİ SA’SAA (AMR) EL ENSARİ (RA)


Kays b Ebi Sa’saa (Amr) b Zeyd Mazin b Neccar oğulla-rındandır Annesi yine Mazinb Neccar oğullarından Şeybe bint-i Asım’dır

Kays b Ebi Sa’saa (Amr) b Zeyd kinci Akabe beytında hazır bulunmuş Bedir ve Uhud savaşlarına katılmıştır

Peygamberimiz onu Bedir savaşına giderken yaya askerlere çavuş yapmıştı

Kays b Ebi Sa’saa (Amr) b Zeyd Kuran okumayı çok se-verdi Bir gün peygamberimize:

-Ya Resulallah! Kuran’ı kaç günde bir okuyup hatmedeyim diye sordu

Peygamberimizde:

-On beş gecede buyurdu

Kays b Ebi Sa’saa (Amr) b Zeyd’e bu süre çok uzun geldi Yine peygamberimize:

-Ya Resulallah! Ben Kuran’ı söylediğin zamandan daha kısa sürede hatmedebilirim Ben kendimde bu gücü buluyorum dedi

Peygamberimiz ses çıkarmayınca bildiği gibi okumaya, hatmetmeye başladı Fakat zamanla gözleri zayıfladı Kuran’ı ancak on beş günde bir hatmetmeye baladı O zaman peygam-berimizin buyurduğuna uymadığı için pişman olarak:

-Keşke Resulallahın o gün verdiği ruhsatı kabul edeydim demekten kendini alamadı



Allah (cc) ondan razı olsun


===============



AMR B GAZİYYE EL ENSARİ (RA)


Amr b Gaziye b Amr, Mazin b Neccar oğullarındandır

Amr b Gaziye ikinci Akabe bey’atında hazır bulundu Be-dir savaşına katıldı


Allah (cc) ondan razı olsun


==================





SAD B REBİ’ B AMR EL ENSARİ (RA)


Sad b Rebi’ bAmr, Haris b Hazrec oğullarındandır Anne-si yine Haris b Hazrec oğullarından Hüzeyle bint-i İnebe’dir

Cahiliye döneminde Araplar arasında okuma yazma bilen-ler pek az bulunurken Sad b Rebi’ okur yazardı

İkinci Akabe bey’atında hazır bulunmuş ve kabile temsil-cisi seçilmiştir

Peygambermiz onu hicretten sonra Abdurrahman b Avf ile kardeş yapmıştı

Sa’d b Rebi’ Bedir ve Uhud savaşlarına katıldı ve Uhud savaşında şehit oldu

Uhud’ta yaralanıp yere serildiği zaman yanında bulunan Übey b Ka’b’a:

-Ey Übey! Benden Resulallaha selam söyle ve haber ver ki ben artık on iki yerimden yaralanmış ve ölmek üzere bulunu-yorum Ölüm halindeyken Sa’d b Rebi’ Sana; Ümmetlerini doğru yola kılavuzlayan peygamberlerin alacakları mükâfatla-rın en hayırlısı ve en üstünü ile Allah seni bizden dolayı mü-kâfatlandırsın diyor de

Kavmin ensara da şunu haber ver Sa’d bRebi’ size; Allah Aliah! Sizler Akabe gecesinde Resulalahı koruma taahhüdün-de bulunmamış mı idiniz? Eğer kendilerinden bir tek kişi sağ kalırda Resulallah aleyhisselam şehit olursa Allah katında kendileri için ileri sürülebilecek hiç bir özür bulunmayacaktır diyor de dedi

Çok geçmeden de şehit olarak vefat etti Amca oğlusu Hari-ce b Zeyd ile aynı kabre gömüldü


Allah (cc) ondan razı olsun


=====================



HARİCE B ZEYD EL ENSARİ (RA)


Harice b Zeyd B Ebi Züheyr Hazrec b Haris oğulların-dandır Annesi Seyyide bint-i Amir’dir

Harice b Zeyd Sa’d bRebi’nin amca oğlusudur

Harice b Zeyd ikinci Akabe bey’atında bulundu Hicretten sonra peygamberimiz onu Hz Ebu Bekir ile kardeş yaptı Hz Ebu Bekir aynı zamanda Harice b Zeyd’in kızı Habibe ile ev-lenerek ona damat olmuştur

Hacre b Zeyd Bedir ve Uhud savaşlarına katıldı Uhud sa-vaşında şehit oldu Sa’d b Rebi’ ile aynı kabre gömüldü


Allah (cc) ondan razı olsun


=====================



ABDULLAH B REVÂHA EL ENSARİ (RA)


Abdullah b Revâha b Sa’lebe Haris b Hazrec oğulların-dandır

Annesi Kebşe bint-i Vakit b Amr’dır

Abdullah b Revâha iyi bir şairdi Cahiliye devrinde Arplar arasından yazı yazan pek az bulunurken o yazı yazardı

Abdullah b Revâha ikinci Akabe bey’atında hazır bulun-muş ve kabile temsilcisi seçilmişti

Kendisi Fetih ve ondan sonrakiler hariç bütün savaşlarda peygamberimizin yanında katıldı

Peygamberimizin emri ile Mu’te savaşında Hz Cafer’den sonra kumandayı ele aldı ve şehit oldu

Abdullah b Revâha Hz Cafer’in şahadetiyle sancak kendi-sine verilince atın üzerinde düşmana doğru ilerlemiş atından inip çarpışmak isteyince bir an tereddüt geçirmiş, bu tereddüt-leriyle kendi kendini kınamış ve şöyle söylemiştir

-Ey Nefsim! Yemin ederim ki sen bu gün bulunduğun mut-laka ineceksin

Ya kendiliğinden inersin ya da zorla indiririm

Müslümanlar toplanmış da bağrışıyorlar duymuyor mu-sun? Kimiler istircâ getirip bizler Allah’ın kullarıyız ve Ona dönücüleriz diyorlar

Sen hâlâ bir tereddüdün ardında duruyorsun

Ey nefsim! Sana ne oluyor ki ben seni vaat edilmiş cennet-ten hoşlanmaz görüyorum

Şu dünyadaki sükunetli yıllarında uzamışta uzamıştır

Eskimiş bir su tulumunun içinde bir damla sudan başka nesin ki?

Ey nefis şunu iyi bil ki!

Şimdi öldürülmezsen er geç öldürüleceksin

Zilletle yaşamaktansa şerefiyle ölmek daha güzel değil mi?

Ölümün ateşi gelip sana çatmış bulunuyor,

Arzu etmediğin şey sana şimdi verilmiştir

Senden önceki iki kişi (Zeyd Harise ile Hz Cafer b Ebu Talib) sana güzel örmek değil mi?

Onların gittiği yoldan gider isen doğru bir iş yapmış olur-sun

Gecikirsen bedbahtlardan birisindir

Ey nefis söyle bana! Şehit olmaktan sen sakındıran hangi şeylerdir?

Eğer çekintin güzel karımdan ayrı kalıp, ondan mahrum olmaktansa bil ki ben onu üç talakla boşadım

Çekinti neden kölelerinden ayrı kalmaktansa onlar zaten azat edilmiş hür insanlardır

Eğer çekintin savaştan savaşa koşmak nedeniyle bakımsız bir hale gelmiş bağımdan bostanımdan ayrılmak nedeniyle ise bilki onlar da Resulallaha bağışlanmış, Ona bırakımlı bulu-nuyor

Artık seni bu dünya da tutan tek bir bağ dahi kalmadı

Artık ne duruyorsun? Dedi

Abdullah b Revâha üç günden beri ağzına bir lokma bir şey koymamıştı

Düşmanla çarpıp döndükten sonra amcasının oğlu ona üze-rinde bir parça et bulunan bir kemik uzatarak:

-Al bunu ye de biraz olsun güçlen dedi

Abdullah b Revâha etin ucundan birazcık ısırmıştı ki Müs-lümanların bulunduğu köşede bir kargaşa koptu ve bozulma oldu

Abdullah b Revâha yine kendi kendine kınayarak:

-Ey Revaha’nın oğlu! Yazıklar olsun sana Sen hâlâ bu dün-yada yiyip içmekle uğraşmaktasın dedi Elindeki etli kemiği atarak düşman üzerine saldırdı Önce bir düşman mızrağıyla yaralandı Sonrada iki saf arasında yıkıldı kaldı Arkadaşları-na:

-Ey Müslümanlar! Kardeşinizin cesedini koruyunuz diye bağırdı Sonra şehit olarak can verdi

Abdullah b Revaha oruç tutmayı, namaz kılmayı çok se-verdi

En sıcak günlerde yapılan seferlerde hararetin şiddetinden eller başlara konulduğu sıralarda peygamberimizle Abdulah b Revâha’dan başka oruçlu bulunmazdı


Allah (cc) ondan razı olsun




==================

Alıntı Yaparak Cevapla