Prof. Dr. Sinsi
|
Aşk Böyle Yaşanır
20
İFFET'İ MEMLEKETE GÖTÜRDÜLER
Hikmet Bey hayret ve ibret dolu maceralarını anlatmaya devam ediyordu
- Hanım, memlekete döndü Bu öyle ani oldu ki, o da şaşırdı, biz de şaşırdık
Benim daha okulumun bitmesine bir yıl vardı O orada, ben burada işler birbirine girdi
Biz tabiî bu ilişkimizi kimseye söyleyemedik Ne onun tarafından, ne de benim tarafımdan birisinin haberi yoktu
Ama benim bir korkum vardı Eşim memlekete gidince, onu isteyenleri sıraya girer, onlar da beğendiklerine verirlerdi
Görüşemeden ayrıldık Zaten artık eşim "günah olur, yalnız bir arada bulunmayalım" diye titriyordu
Ondan sonra birbirimize bir iki mektup gönderdik
Sonra bir mektup daha geldi İşte o mektup dünyalarımızı alt-üst etmişti
Eşim mektubunda "İsteyenlerim var Beni verecekler, çaresizim Allah'a yalvarmaktan başka bir şey yapamıyorum" diyordu
Benim hayat bitti orada  Ağla, ağla, ağla  Elimden bir şey gelmiyor
Mecbur oldum abime söyledim Abim ne yapacak? Elinden ne gelir? Daha benden büyük iki abim bekar Gidip benim için nasıl kız istesinler Ben ise, lise sondayım Sonra istesek bile vermeleri imkânsız
21
Sabaha kadar Allah'a yalvarıyorum, göz yaşı döküyorum, bir çıkış yolu arıyorum
Tabiî en zor günleri İffet yaşamış
- Nasıl oldu bu olay yenge? Diye İffet Hanıma döndüm
O, masum, edepli ve hanım hanım sesiyle anlatmaya başladı
- Çok zor günlerdi Mevlâ'm bizi çok zor şartlarla bir imtihana tabiî tutmuştu, bizi deniyordu
BABAMIN ZORLA VERMEK İSTEDİĞİ ADAM KAZADA ÖLMÜŞTÜ
İsteyenlerim vardı Babam ise, onların içinde zengin bir ailenin oğluna verecekti
Ben babama ve abilerime evlenmek istemediğimi söyleyemedim Ama anneme ve yengelerime ağlayıp, yalvarıyordum
Annem de dayanamadı, babama söyledi Babam ise, çok kızdı
- Ben söz verdim, dedi Seni gelin edeceğim Bu iş bitmiştir Bu işin olmaması için ya senin ya da benim ölmemiz lâzım Başka türlü olmaz
Günlerce sabahlara kadar seccademin başına geçtim, gözyaşı döktüm, Rabbime yalvardım Bütün aile beni gözden çıkarmıştı Ama benim Rabbim vardı, her şeyi gören ve duyan O kalbimin ateşini, aşkımı ve sevdamı biliyordu Kainatın sahibi Mevlâm benim tek dostum, tek sığmağım ve tek rica kapımdı
22
Ailelerimiz benim için planlar yapadursun, Rabbim öyle bir plan yaptı ki, bütün planları altüst etti
İffet hanım heyecanlanmış, o anı, o duyguyu tekrar yaşıyordu Gözlerinden süzülen yaşlar, anlattığı olayın en doğru, en iyi tanığıydı
Nefesimizi tutmuş, İffet hanımın duygu yüklü anlatışını izliyorduk
- Ben resmen istemeye geldiler O gece hayatımın en zor gecelerinden birisiydi Sonuçta formaliteler yerine getiriliyordu Babam beni vermeyi aklına koymuştu
"Allah'ım, dayanamıyordum Ne olursun beni düğün gününe çıkarma, beni Hikmet'imden ayırma," diye yalvarıyordum
Çok şükür ayırmadı Çünkü Rabbim, her masumun sahibi, her zalimin düşmanıydı
O gece  Yani beni istemeye gelen kafilenin şehre döndüğü o gece  Rabbim "ol" deyince neler olmaz ki  
O gece bizim evden ayrılan üç taksi, yolda kaza yapıyor Taksinin ikisi birbiriyle yarışırken birbirlerine çarpıyorlar arkadan gelen üçüncü taksi de onlara çarpıyor
Üç taksi de bulunan on dört kişiden yalnızca bana talip olan o genç ölüyor Ne diyeyim, adamın bunda suçu yok Rabbim ömrünü bitirmiş Ama öyle bir zamanda bitiriyor ki, tam bizi kurtaracak şekilde  
Mevlâ bir işe girerse akan sular durur
İffet hanım yeniden duygulanıyor, göz yaşlarını elinin tersiyle siliyor
AŞK BÖYLE YAŞANIR
23
Ya biz  Bu inanılmaz olaylar karşısında ürperiyoruz, titriyoruz âdeta  Bu ne samimiyet, bu ne teslimiyet ve bu ne büyüklük ki, Cenab-ı Hak, bu kulunu âdeta ipten alıyor Hey Allah'ım sen neye kadir değilsin ki?
İffet Hanım, çay için kalkınca, Hikmet Bey konuya devam etti
- Tabiî bu ölüm olayı olunca, babası bir müddet İffet'e talip olanları geri çevirmiş, adamlara ayıp olmasın diye  
Ama el adamı durur mu? Zengin aile, güzel, ahlâklı ve namuslu kız  Kim istemez bu avantajı elde etmeyi  
AYAKLARIMI KESTİLER
Ben de dönmeyi düşünüyordum Artık okulum bitmişti Memlekette İffette mektuplar dışında haberleşemiyorduk Ama, anlattığı o kaza olayını duyunca çok sevinmiştim Adama Allah rahmet etsin Tabiî onun için bir şey diyemeyiz
Ben memlekete dönmek istiyordum Ama abimin gönlü yoktu Biraz çalış da harçlık çıkar ondan sonra dönersin, dedi Tabiî bu arada üniversiteye de girecektim
Üniversite sınavına kadar biraz çalışmayı kabul ettim Sonra da sınava girip, memlekete gidecektim
İstanbul'da, her sabah işe giderken, ana yoldan geçiyorduk Baktım bir yaşlı kadın yol ortasında karşıya geçiyor Bir kamyon da korna çalarak tam üstüne doğru geliyor Altında kalacak, diye bir hamle yapıp,
24
kadını kurtarayım derken kendim kamyonun altında kaldım
Ne olduğunu anlayamadım Gözlerimi açtım ki, hastanedeyim Ama alt tarafımı hiç hissetmiyorum Elimi attım ki, iki ayağım da dizden aşağı yoktu Kesmişler
İşte o anı size anlatamam Bütün dünyam yıkıldı Bütün ümitlerim bitti, bütün hayallerim tükendi Artık yaşamım, amacım hiçbir anlamı kalmadı
İffet bir hayal gibi gözümün önünde, el sallayarak veda etti Ve benden uzaklaşıp, gitti
Hocam tam olarak ben bir canlı cenazeydim, yaşamıyordum artık
Bu halimde nasıl yaşayacaktım? Üniversite hayalim İffet'le ilgili ümidim kül oldu Artık beni kim kabul eder de adam yerine koyardı Birden bir ümit, İffet'i alırım, diye düşünüyordum Ama sakatlanınca o da bitti
Allah kimseye bu ağır imtihanı yaşatmasın Çok zor, çok zor  Bir taraftan gençlik, bir tarafta gelecekle ilgili planlar ve beni bekleyen bir kız, bir taraftan iki ayağını kaybetmiş bir mağdur insan  
Olaya nasıl bakarsan bak Artık her şey benim için son bulmuştu
İnanın hocam  O an eğer Allah'a ve ahirete imanım olmasaydı, kesin intihar ederdim, kurtulurdum
25
İMDADIMA MATEMATİK ÖĞRETMENİM YETİŞTİ
Sağ olsun Matematik öğretmenim olayı duymuş, koştu geldi Tam bir ay her gün hastaneye gelip, hem maddî ihtiyaçlarımı karşıladı, hem de Risale-i Nur kitaplarını getirip, okudu, teselli etti ve yeniden hayata dönmemi sağladı
Ne yapalım, ondan geldi hoş geldi, safa geldi  Başka çıkış yolu yoktu
O kadar yakıcı, yandırıcı ve müthiş olaylardı ki bunlar, biz dinlemeye dayanamıyorduk Bu ağır imtihanı yaşayıp da büyük bir teslimiyet içinde Cenab-ı Hakk'a şükreden Hikmet Bey, bu haliyle bize unutulmaz dersler veriyordu
- Biliyor musun hocam? Dedi Benim yaşadığım olayları aynen İffet Hanım da hissetmiş
- Öyle mi? diye İffet Hanıma döndüm, hayretle Başıyla tasdik etti
- Evet hocam, dedi Aynen öyle oldu Anlatmaya başladı tekrar
- Benim, gelenlerden gidenlerden usandığım günlerdi Her gün birisi istemeye geliyordu Her gelene de "hayır" diyordum
Annem bundan şüphelendi "Yoksa kız, bir istediğin mi var? Niçin her geleni savuyorsun?" dedi
Ben de olanları anlattım Annem çok telâşlandı "Aman abilerin, baban duymasın bizi öldürürler " dedi
26
Annem doğru söylüyordu Eğer bu gönül ilişkimizi duysalar, çok ama çok feci olurdu
Yine işte böyle bunalımlı bir günümdü, Kuşluk namazımı kıldım, dua ediyordum Sanki birden önümdeki duvar kalktı, koskocaman bir yol oldu Yolu görür görmez, Hikmet'in kamyonun altında kaldığını görmem de bir oldu
HİKMET'İN GEÇİRDİĞİ KAZAYI HİSSETMİŞTİM
Acıyla, çığlıkla fırladım yerimden Annem koştu geldi "Ne oldu?" diye sordu Ben de anlattım
"Eyvah" dedi "Görüyor musun bu kız başımıza bir belâ olacak " Ağlamaya başladı, korkusundan  
Ben çok telâşlandım Hikmet'ten bir haber alamıyordum Okul bittiği için okula mektup gönderemiyordum Telefonu olmadığı için telefon açamıyordum Burada ailesinden de bir haber alamıyordum Çünkü görüşemiyorduk
Çok acı dolu günler geçti Her gece, ama her gece bu acıyla sabahlıyordum
Tabiî bu gördüğüm öyle bir hayaldi Hikmet'in gerçek kaza geçirdiğini bilmiyordum
- Peki nasıl öğrendin?
İffet hanımın bu soruya cevap vermeden, Hikmet Bey araya girdi
- Hocam, dedi Daha ondan önce bazı olaylar oldu Onları da anlatayım da, İffet ondan sonra cevap versin 27
Anlatmaya başladı
- Ben beş-altı ay yattıktan sonra iki ayağıma da protez taktılar Sağ olsun Matematik öğretmenim olmasaydı, protezi de bulamayacaktık
GEL DE BENİ KAÇIR
O günlerde hanımımın bir haberi ulaştı bana  Hanımımın evli bir arkadaşı vardı köyde  Onlar da İstanbul'a göçmüşlerdi  İffet onunla haber göndermiş, sağ olsun o kızın beyi de gelip beni buldu
"İffet’i veriyorlar Çok zor durumda Gelsin de beni kaçırsın," diye İffet'in haberini verdi
Şaşırdım, hem de çok  Tabiî İffet bu halimi bilmiyordu Acaba bilse beni yine ister mi? diye düşünüyordum
Halime bakmadan atladım arabaya, doğru memlekete  Gidip İffet'le görüşecektim Eğer beni bu halimle kabul ederse, kaçıracaktım Yoksa zaten her şeyi kaybetmiş ve ümidini yitirmiş bir adamdım Ne yapayım oturur, Allah'ıma şükrederdim
Ama bu yolculuk esnasında beni bir felâketin beklediğini biliyordum Ya İffet benim bu halimi görünce vazgeçerse Ki o zaman bu benim için en büyük felâket olur Ya da ailesi bunu fark eder hem onu, hem de beni öldürürlerse  Korku başlamıştı
O esnada İffet hanıma döndüm
- Gerçekten böyle bir şeyi duysalar öldürürler miydi? Diye sordum
Başını acıyla salladı
- Kaçırma olayını duysalar asla sağ bırakmazlardı
28
- Yani bunu bile bile haber gönderdiniz öyle mi?
- Evet
- Ölümü göze aldın ha?
- Ölüm kadar mutlu bir kurtuluş var mı?
- Peki o zaman ayaklarının sakat kaldığını biliyor muydun?
- Hayır ama bir felâket geçirdiğinin farkındaydım
- Eğer ayaklarının sakat olduğunu daha önce öğrenseydin, yine "gel de beni kaçır" der miydin?
- Hiç düşünmeden Ben onun ayaklarına âşık olmadım ki, ben onun gönlüne, ruhuna ve kişiliğine âşık oldum
Böyle bir aşkın hâlâ varlığı karşısında şaşırmamak mümkün mü? Bu ne kadar muhteşem bir fedakârlık? Bu ne kadar yüce bir sevda? Bu ne kadar tertemiz bir duygu ve gönül dünyası  
Galiba insanlar, aşk adına yaptıkları binlerce, rezaleti göre göre hakiki aşkı unuttular Böylesine bir aşkı görünce de hayretlerini gizleyemiyorlar
Sorularımıza devam ettik
- Hikmet'in gelip seni kaçıracağını biliyor muydun?
- Evet
- Ya gelmeseydi?
- Rabbim bilir O mutlaka ümitsizlere bir ümit, daralanlara bir kapı, bunalanlara bir ilâç halk eder Ona teslim olmaktan başka çare var mı?
AŞK BÖYLE YAŞANIR
29
İşte bu inanılmaz iman, teslimiyet ve samimiyet ki, hayret ve ibret verici olaylar karşısında bu iki insan bugünlere gelmişler  
İFFET'İ KAÇIRMAYA GİDERKEN GÖZLERİMİ DE KAYBETTİM
Hikmet Bey, bizleri hayrette bırakan o inanılmaz olayları anlatmayı sürdürüyordu
- Memleketimize yaklaşırken bindiğim otobüs kaza yaptı Uçurumdan aşağı düşmüşüz Yine bir felâket de orada yaşadık Bu sefer de çok daha ağır oldu Çünkü gözlerimi kaybetmiştim İki gözüm de kazada parçalanmıştı Ameliyat ettiler Birisini tamamen kaybettim İkincisi ise, çok az bir şekilde ışık alıyor, o kadar
Ama doktorlar ümit var, diyorlar Rabbim inşallah bir kapı açar da bu gözüm az da olsa görür, bu sayede de kendi ihtiyaçlarımı görürüm
Şu işe bakın ki, hanımı kaçırmaya giderken, yarı yolda kaldık Gözlerimi kaybederek tekrar İstanbul'a döndüm İstanbul'a dönmemin sebebi de yine sağ olsun yine Matematik öğretmenimdi "Gel senin tedavilerini burada yaptıralım Orada daha mağdur olursun" dedi Biz de öyle yaptık
Bu arada ailem de İstanbul'a geldi Bir gecekondu aldık, yerleştik Artık İffet, tamamen elden, avuçtan çıktı Bu halimle ne kız kaçırabilirdim, ne de kız istemeye gidebilirdim
Benim için her şey bitti  İffet in aşkını içime gömdüm Evde ayaklarını ve gözlerini kaybetmiş bir kötürümdüm artık
30
AŞK BÖYLE YAŞANIR
- Peki olaydan İffet hanım haberdar olmadı mı?
- Onu da kendisi anlatsın hocam
İffet Hanım, bir taraftan çayla ikram edip, bir taraftan da anlatmaya başladı
Bizler ise, bütün şaşkınlığımız ve bütün hayretimizle dinlemeye devam ediyorduk
- Benim hiçbir şeyden haberim olmadı Ama ailemin haberi olmuş Annem yalnızca bana " O defteri kapat kızım, artık Hikmet sana yaramaz" demişti Tabiî ben bunu "O iş olmaz" anlamında anlamıştım Ama çok garip şeylerin olduğunu hissediyordum
Hikmet'in gözlerini kaybettiği, kaza sırasında da çok garip olaylar yaşadım
İffet Hanım, burada durdu, başını öne eğdi ve gözyaşları yine sızmaya başladı O "garip" dediği olaylarda yine bir çok sır ve hikmet saklıydı
- Nedir o gördüğün garip olaylar, anlatır mısın? Dediğimde
- Hayır, dedi Onları anlatamam  Devam etti
- O sırada yine bir isteyenim vardı Babam beni vermeye yine niyetlendi Zaten onun için Hikmet'e "gel de beni kaçır" diye haber göndermiştim Çünkü bu sefer iş daha da ciddiydi Babam kızgınlığından "Bu sefer bu iş tamam İsteyenin iki kardeşi var Birisi ölse de seni öbürüne veririm" diye gözdağı veriyordu
|